bölüm 14

21 7 21
                                    

Gülümsüyordu. Kah yükseliyordu cıvıltıları insanların kah düşüyordu özel bir şey söyler gibi gizli bir tınıya. Buseler kondurup sıkı sıkı sarılıyor ara ara omuzlarında bulunan saçlarını geriye atıp havalı kesik nefesler alıp veriyordu. Sarı basık bir ışığın hakim olduğu mekanda insanlar bana tarihin resmini çiziyor gibiydi. Kıyafetler  gülüşler ilişkiler. Sanki yeni bir dünyanın habercisi yeni bir insanın oluşumu edasında salınarak geçip gitti gözümün önünden. Nazlı bir kız çocuğu olmuştu tüm evren. Konuşan insanların diksiyon ve hitabet  güzelliğine büyülenmiş ağzım gerçekten bir karış açık incelemeler yapıyordum.

  Kadınlar ilgi çekici ve birbirinden şıktı. Kaşın bir ya da iki parmak üstünde kahküllü kısa saçlar da oldukça popülerdi ki her iki kadının biri mutlaka böyle görünüyordu. Çoğunlukla küt kesimler kullanılmış olmasına rağmen bazı yerlerinde çok kısa erkek saçına yakın kesimlerde kullanılmış ve yeni bir hava katılmıştı saçlara. Üst kısmında geriye doğru krepelenmiş ve sadece uçları dışa doğru fönlenmiş saçlarda bu görünümü şık hale getirmeyi amaçlıyor gibiydi. Yine saçlara takılan kalın taç ve saç bantları yüz güzelliğine yakışır nitelikte çarpıcıydı.
 
  Biraz ileride duran güzel sesiyle dikkatleri kendi üzerine çekmeyi başarmış kadına baktım. Etrafında yer alan diğer bütün kadınlarda olduğu gibi gözlerin katlanma yerine kalınca göz kalemiyle çizgi çekilip,koyu kahve ya da siyah farla bolca gölgelendirme yapılmış , yine  göz içlerine beyaz kalem sürülüp gözlerin daha büyük gözükmesini sağlayan makyajı  hem alt hem üst olmak üzere takılan kirpiklerin abartısı gecenin en Güzel kadını olmasına katkı sağlıyordu.  Tam da dönemine yaraşır bir şekildeydi her şey.  Gözler belirgin ve koyu, dudaklar doğal tonlarda ve kadınlar allık kullanmayı tercih etmemişlerdi. Kıyafetleri diz hizasında biten etek ya da diz üstünde biten eteklere sahip  pileli ve bele tam oturan şekilde büyük desenler ve küçük desenlerin hepsinin kullanıldığı slim cut  elbiselerine nazaran  bu güzel şık kadınlar ayakkabı konusunda da Sivri burun ince, minicik topuklu yada kalın, küt ve en fazla 5 cm topuklu ayakkabılar tercih ederek rahatlığı ön plana almışlardı.  Kısa saplı çantaları da tıpkı onlar gibi narindi .Dirseğe kadar uzanan eldivenleri görünce gülümseyip annemin gençlik fotoğraflarını anımsadım.

"Sizi böyle bir davette görmek ne hoş sevgili Dean" Her kelimeyi olmadı gerektiği gibi telaffuz eden ve beni gözlem deryasından çıkarıp alan sesin sahibine yöneldim tıpkı Dean gibi. Henüz otuzlu  yaşlarına yeni geldiğini düşündüğüm genç adamın göz altlarındaki yeni yeni başlamış kırışıklıkları göz ardı edersek  gür saçı özenle geriye taranmış , renkli büyük desenleri olan saten gömleğinin  üsten bir iki düğmesi açık bırakılmış , bol İspanyol yeşil pantolonu ve burnu biraz kesik kundura ayakkabısı ile dönem gençlerine taş çıkarıyordu.  Açık teni ela gözleri kıvrımlı kirpikleri ve özenle seçilmiş yüz beni 180'den biraz uzun boyu  ile her şeyi tamam bir adamdı.
"Tabii . Sizi görmekte çok hoş  Fırat Bey. Sıhhatiniz nasıl ?" Az önce ismini işittiğim Fırat Bey , göz ucu ile beni ve ardından diğerlerini süzdükten sonra gülümsemesini yüzüne bir takı gibi yerleştirip Dean'a  döndü. 
"Çok daha iyi " konuşma bitmiş gibiydi elindeki bardağını hava kaldırdı Fırat . Garip bir izlenim almıştım ondan. Cümlelerini kurarken sanki bir silah dayalı gibiydi ardında. Hata yapmaktan korkuyorum ve bunu ifadeleriyle saklama konusunda hiçte usta olamıyordu. "Bu Güzel güne ." Dedi ağzının içinden . Dean hiç beklemeden kaldırdığı kadehi. Sanki televizyonda açık bir filmin üç boyutlu haline şahitlik  ediyordu zihnim. Herkes o kadar benim ait olmadığım dünyaya aitti ki. Bazen aidiyet duygusunun bu kadar öznel olmasına şaşıp kalıyordum.

"Mine"  düşüncelerimin arasından tenime çarpan nefesin içinde ismimi işittiğim ses delip zihnimi geçti. Şimdi gerçek olup olmadığına dair en ufak fikrim olmadan ardımda duran nedeni görüş alanıma almak için çevirdim bedenimi.
"Alric" diyebildim dudaklarımın arasında. Belki de yalnızca ben duydum sesimi. Bir titreyiş dizlerimden tüm bedenime yayılan , bir gerginlik tesiri oluştu. Yutkundum. Gözlerindeki ışıltı sanki avını köşeye sıkıştırmış bir aslanın gözlerindeki ışıltı gibiydi. Keskin bakıyordu ürkek gözlerime. Dik duruyordu iri bedeni cılız bedenime nazaran.

İRİS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin