" Deniiiz!! Oğluşum hadi markete git canım, akşama misafirlerimiz geliyor, çabuk git de gel ama bana yardım edeceksin, tek başıma yetiştiremem."
Sevgili annem daha kargalar kahvaltısını yapmadan art arda sıraladığı cümleleri ile muhteşem uykumun uçup gitmesine neden oldu.
Sıkıysa kalkmayayım demi?
Türkan Sultan terlikle bizzat kaldırmaya gelecek ve kıymetlime acımadan vuracak, nerden mi biliyorum?
Tecrübe etmişliğim var kardeşim.
Annem misafir dedim mi telaşesi bitmez, beni de oradan oraya koşturur.
Gerçi ben de zevkle yardım ederim ona ama sabahtan kaldırmayaydı iyiydi.
Annemin ikinci seslenmesine kalmadan yatağımdan kalktım.
Banyoyo gidip rutin işlerimi hallettikten sonra gri eşofman altı ve beyaz salaş t-shirt giyip saçlarımı olduğu gibi bırakıp hazırlanmış oldum.
Zaten mahalle bakkalına gideceğim ne diye süsleneyim değil mi?
Odamdan çıkıp Türkan Sultan'a seslendim, mutfaktaymış yanına gittim.
" Annem ya kim geliyor da sabah sabah böyle telaş yaptın Allah aşkına?"
" Eee olacak o kadar telaşım, biricik yavrumu istemeye geliyorlar akşama."
Biricik yavru kim?
Benim.
İsteme derken beni isteyecekler yani?
Beni kim ister, daha 18 yaşımdayım ben be.
Annemi böyle mutlu edebilen damat adayı kim peki?
Offf daha uyanamadım bile ben. Kafama bi sürü şey üşüştü ya.
" Güzel annem benden başka çocuğun yok senin biliyorsun değil mi, beni de isteyen olamayacağına göre ne saçmalıyorsun sen?"
Beni isteyen biri olamaz evet çünkü görünmez bi insanım ben. Okulda sosyal olmayan, sessiz tiplerdenim.
Herkesin yaptığı gibi dışarı çıkmayı sevmem, sosyal medya ile işim olmaz.
Ailem, kitaplarım, bitanecik arkadaşım Sinem ve sımsıcak mahallemden başka bi şeyim yok yani, ha bi de üniversite olacak bundan sonra hayatımda çünkü övünerek söyleyeyim ki ben hep hayal ettiğim içmimarlık bölümünü kazandım, üstelik yaşadığımız şehirde.
Neden içmimarlık derseniz bir evi yuvaya çeviren onlardır da ondan. İnsanlara mutlu olacağı bi ev tasarlamak en büyük hayalimdi ve kazandım çok şükür.
Neyse ya konudan saptım yine esas sorunun cevabını duymam lazım.
" Sus bakayım, anneye saçmalama denmez, hem neyin varmış senin?
Tabi ki isteyenin olacak; yakışıklısın, eğitimlisin, iyi aile çocuğusun daha ne olsun.
Hele çakır gözlerin tıpkı ben, ayy iyi ki doğurmuşum seni, şu güzelliğe bak."Annem yine bebek sever gibi yanaklarımı mıncırdı, ardından popoma şaplak attı.
Hem seven hem döven bi benim annem değildir dimi?
Ayrıca haklı kadın. Ben olsam ben de benimle evlenirdim şimdi Allah var. Güzel çocuğum. Sırf gözlerim için bile evlenirdim kendimle.
Ben yine sorunun cevabını duyamadım ama.
" Ya anne yapmasana acıtıyorsun popomu?"
" Ne varmış ya azıcık sevdim, canın da pek tatlı. Bakalım Ömer oğlum kocan olunca ona da böyle acıdı diye çemkirecek misin? Neyse al şu listeyi, git markete oyalama beni hadi."
" Hangi Ömer anne, ne kocası yaa?"
" Komşumuz Hatice'nin oğlu Ömer tabi ki başka Ömer tanımıyoruz ki oğluşum?"
Annem de böyleydi işte önemli şeyleri bile laf arasında sıkıştırıp söyler oldubittiye getirirdi de ama ben hala şoktayım.
" Ömer abi mi yani?
Mahallenin ağır abisi mi? "" Ayy ne şaşırdın kaldın oğlum, hadi çabuk işimiz var be çocuğum, abi deme hem artık, hadi git koş koş."
Annemin beni çekiştirerek dışarı atması ile mal gibi kaldım kapı önünde.
Ömer abi?
Ağır abi olan?
Herkesin aşık olduğu?
Kimseye yüz vermeyen?
Mimar olan?
Abi desem de acayip yakışıklı dediğim kişi?
Beni istiyor yani?
Yok artık!
Kendi kendime konuştuğum bu süreçte merdivenlerden inmiştim, dış kapıyı açtığımda karşıma çıkan kişi ile durmak zorunda kaldım.
Mrb. Değerli okuyucularım, yeni kurgumla karşınızdayım. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağır Romantik (B×B)
RomanceMahallenin ağır abisi, minik sevdası Deniz'e görücü gidince hikaye başlar. Mahalle aşkında klişe sayılan olaylar yaşanırken tatlı bir telaşla okuyacağınız tadımlık bi hikaye olacaktır. Homofobiyi bi kenara bırakalım ayrıca gay evliliğinin normal ve...