Adam nasıl özür dileyeceğini bilememişti, azıcık patavatsız bi tipti belli ki.
Neyse ki site ile ilgili birkaç şey konuştular ama Ömer ona hala sert bakıyordu. Adam da el pençe durmuş, benden tarafa asla bakmamıştı tekrar.
Yemezdi tabii.
Ömer'in bu hallerine şahit olmuşluğum vardı.
Duruşu, bakışı bile herkesi dize getirirken kendisine yanlış yapanın vay halineydi.
26 yaşında olan nişanlım, hayata çok erken başlamıştı. Babası müteahhit olduğundan inşaat sektörüne üniversiteden sonra değil de çok önceden girmişti.
Aramızda 8 yaş olduğundan onunla aynı ortamda çok bulunmuşluğumuz yoktu. Aynı ortamda olsak da öyle muhabbet etmezdik.
Saygı duyduğum, hayran olduğum bi abimdi. Ama bak şimdi nişanlım, hatta kocam.
Annelerimiz gündüzleyin çoğunlukla birarada olurlardı. Hatice teyzeyi çok severdim, annemle kaynattıkları kazanlara hep gülerdim.
Annesi de beni severdi de bi günden bi güne oğlum seni seviyor iması yapmamıştı kadın ya.
İnsan bi şaka falan yapar, seni oğluma alacağım falan der de ben de bugünlerde bu kadar şok olmayayım dimi?
Kesin ailesine de çok yakın zamanda söylemiştir beni istediğini ağır abimiz.
Ağır abi demem de olmuyor ama anlayın işte... kocacım sonuçta.
Çok pis öpüşen bi koca hem de.
Asansörden indiğimizde dairemizin kapısını açarak önden buyurmam için kenara çekildi.
Kucağında gireceğim gün de gelir inşallah, dedim içimden ve sağ ayağımla girdim evimize.
Sağ ayak önemliydi, anam kişisi hep tembihlerdi beni.
Ferah girişin bir duvarında kocaman aynalı vestiyer vardı. Durup bekledim kapıyı kapatıp gelmesi için.
İçim heyecan doluydu.
Artık burası benim evim mi yani.
Ardımdan gelen bu yakışıklı adam kocam mı?
Bu bilgileri anlık güncelleme yapmazsam hayal aleminde kaybolacak gibi hissediyorum napıyım.
"Gel bakalım deniz gözlüm."
"Geleyim bakalım kömür gözlüm."
Öpüştüğüm kocama sıcak davranacaktım elbet, bu utangaçlığı bırakayım azıcık dimi.
"Bu kömür gözler bi sana yandı be gülüm."
"Tabi ki bi bana yanacak, başkasına yanamazsın, en yakıcı benim bi kere."
Bunu içimden diyeydim iyiydi, açıldım kabak çiçeği gibi.
Kıskancım napim.
Gözlerindeki değişimi an be an izledim.
Ağır çekimde avına yaklaşan bi aslandı sanki.
Yerdi bu beni, ham yapardı.
"Deniz'im uzun zamandır seni bekleyen, özleyen, sabreden ve deli gibi aşık birine böyle şeyler söylersen, böyle tatlı olursan başına ne gelir hiç düşündün mü bebeğim?"
Geri adım atamam, yaptım bi kere.
"Düşünmedim ki ne düşünecekmişim. Bi tek bana yanacaksın yoksa ateş olur seni öyle bi yak..."
Belimden tutup kendine çekmesi bir olurken dudaklarımızın buluşmasıyla sözümü balla kesmiş oldu.
Baldı bu adam doyamıyordum.
Elimi ensesindeki saçlara çıkarıp sımsıkı tutup kendimden uzaklaştırdım.
Soluk soluğa kalmıştık.
Durdurmasaydım bu adam beni buracıkta...
Kucağına ne ara çıktıysam yavaşça indirdi beni.
Ayaklarım yere bastığında aynadan üstümün dağıldığını gördüm. Tshirtüm kaymış bembeyaz belim açılmıştı.
Gördüğüm başka bi şey daha vardı ki hemen bakışımı çektim.
Altında kabaran erkekliğine daha fazla bakamazdım.
Benim de halim hal değildi hiç. Zor durumdaydık ikimizde.
Yanıma gelip sarıldı, bi nebze olsun utancım geçti böylece. Ondan utanıp ona sığınmam alışkanlık oldu iki gündür.
Bi süre sarılıp ikimiz de sakinleştiğinde alnımdan öptü ve konuşabildi nihayet.
"Bebeğim utanma benden, dayanamıyorum sana. Sen benimsin, ben seninim. Uzaklaşma sakın benden olur mu?"
Başımı sallayarak onayladım onu. Hiç istemiyordum aramıza gereksiz bi mesafe koymak. Zaten o da öyle güzel dokunuyordu ki.
Tutkusu ayrı güzeldi, şefkati ayrı güzel.
El ele evi gezdik.
Bu evde çok güzel anlarımız olacağına emindim.
Mrb. Okuyucularım, ben geldim. Unutmamışsınızdır inşallah kurgumu. Yeniden başlama heyecanındayım, yızdıza basarak ve yorum yaparak destek olmanızı bekliyorum. Sizi 😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağır Romantik (B×B)
RomanceMahallenin ağır abisi, minik sevdası Deniz'e görücü gidince hikaye başlar. Mahalle aşkında klişe sayılan olaylar yaşanırken tatlı bir telaşla okuyacağınız tadımlık bi hikaye olacaktır. Homofobiyi bi kenara bırakalım ayrıca gay evliliğinin normal ve...