5.

6.4K 421 41
                                    

Yüzüklerimizi taktığında eğilip elini  öptüm babamın.
Şu hayatta örnek aldığım tek kişiydi babam.
Kalbi temiz,  merhametli,  güvenilir,  sevgidolu biriydi babam. 
Annemle olan bağları ise benim hep hayalini kurduğum sıcacık hislerdi. 

Her şey benim için saatler içinde oluvermişti. 
Babam ile konuşamamıştım bile Ömer hakkında.
Ama beni ona emanet etmişti yüzüklerimizi takarken.
Ben en cok babama güvendim bu hayatta. 
O bi karar verdiyse doğruydu benim için. 

O halde benim bundan sonra doğru bileceğim kişi yanımda tüm heybetiyle duran Ömer'di.

Odada bulunan herkesin elini öpmüş ya da tokalaşmıştım,  sanki girerken tek tek yapmamışız gibi,  adettendi işte. 

Bittiğinde ise rahat bi nefes alacaktım ki bizi yine yan yana getirdiler fotoğraf çekmek için.

Yan yana dururken aramızda hatırı sagılır bi boşluk vardı ama onu da çok sevgili kayınvelidem ve annem

" Aaa bu ne yavrucuğum azıcık yaklaşın
fotoğrafta güzel çıkın... " gibi tatlı ama beni renkten renge sokan uyarılarıyla bi anlık ona baktım. 

Bu işler hiç ona göre değil gibi duruyordu,  kalabalıktan ve ısrarlardan haz etmiyordu bence. 
Yani sert çehresi hiç değişmediğinden öyle düşündüm işte.

Zaten aramızda aşk da yoktu,  bi çekim vardı bence ama onu da bu kalabalıkta sergileyecek bi adam değildi anlaşılan.

Aklımdan bunları geçirirken yüzüğümdeki kırmızı kurdeleyi işaret parmağıma dolayıp anın geçmesini bekliyordum işte. 

İncecik belimden tutulmam ile kaslı gövdesine yapışmam o saniyeler içinde gerçekleşti.

Saçlarımı koklayarak öpen bu adam Ömer olamazdı ama oydu işte, hem de herkesin içinde.

Kalbim maraton koşmuş kadar hızlı atarken patlayan flaşlara gülümseyerek poz verdim.

Belimi bıraktığında yine o çapkın bakışı vardı yüzünde,  hiç bırakmak istemiyormuş gibi bir hali de vardı. 

Evlendiğimizde bu adam beni yerdi,  ham yapardı kesin.

Herkes gibi biz de yerlerimize oturduğumızda asıl mevzuya geçildi. 

Nişan ve düğün ne zaman olmalı?

Nişan için bana sordu dedesi,  ne zaman olsun isterim diye ama ben gerek olmadığını,  zaten yüzük taktığımızı söyledim.

Gerçekten de bu işleri hep abartı bulmuşumdur, o yüzden istemedim.

Düğün içinse Ömer'e sordu dedesi ne zaman olsun diye, malum okulum vardı benim gözardı etmezdi heralde.

" Eylülde Deniz'in okulu başlayacak o yüzden ağustos sonunda yapalım düğünü. " dedi.

Annem ve kayınvalidem hemen itiraz ettiler,  yetişmezmiş düğün hazırlığı. Onların tek endişesi buydu. 

Ya biz daha birbirimizi tanımıyoruz be, niye kimse demiyor bi şey?

 Sussam olmuyor,  susmasam olmuyor içimde patlayan şeyler ile ciddi misin der gibi Ömer'e baktığımda oturuşunu biraz daha dikleştirdi ve herkesi otoriter sesi ile susturdu.

" Hazırlıkları dert etmeyin. 
Evimiz hazır,  eşyaları Deniz istediği gibi seçer,  her şeyin hızla geleceğinden emin olacağım merak etmeyin,  siz de bize destek olursunuz. Okul başladıktan sonra Deniz'in düğün hazırlıklarıyla boğuşmasını istemiyorum,  önemli olan onun okulu benim için.
Bunun için bi ay sonra evlenmemiz gerekiyor."

Ağzım açık dinliyordum şu an onu.  Evimiz dedi,  düğün dedi,  okul dedi ve gerisi yok bende.

Hipnoz olmuş gibi ona bakıyordum,  akıcı konuşması,  hitabı,  sesi çok çekiciydi.

Onun hiç bu kadar istekli ve uzun konuştuğunu duymamıştım şimdiye kadar. 

Ben yine dalmış gitmişken Sinem dirseğiyle beni dürtmüş ve uyandırmıştı.

" Hadi mutfağa gidelim, servis için annen kaş göz yapıyor,  daldın gittin sen de. " diyip imalı gülümsemesiyle beni peşinden sürükledi adeta.

Mutfağa girdiğimizde koluma vurdu Sinem.  Bu kızın şiddet uygulamadan konuşması mümkün değildi adeta. Neyse ki beni kendime getirebildi.

" Tatlım tatlım bi ay sonra evleniyorsun inanamıyorum hala yaa,  bana da şu Salih'i ayarlarsın değil mi minnoşum? "

Sözüyle az da olsa kendime geldim, ellerim titriyordu azıcık.

"Yok canım bi ay değildir o, bi yıldır babam itiraz etmiştir,  hem ne Salih'i be aşık mı oldun tatlım tatlım? " 

Evet biliyorum birbirimize böyle hitap etmemiz çok vıcık vıcık ama o benim tek arkadaşım.

Bu sefer kafama geçirdi bi tane Sinem.  Ahh diye inledim, acımıştı artık ya.

" Baban da tamam dedi, sen de başını evet diye salladın ya hatırlamıyor musun? "

" Ben mi yapmışım? "

" Evet seni salak, aklın uçtu tabi dimi Ömer abi öyle konuşurken. "

" Sinem yardım et bana, ben napmışım, ben nasıl yaparım, ben daha hazır değilim, ben bilmiyorum daha... "

O kadar paniklemiştim ki Sinem gelip sıkıca sarıldı.

" Tatlım tatlım sakin ol.
Sen bu adama abayı yakmışsın bile daha niye telaşlanıyorsun ki akıllım.  Ne güzel işte bi an önce yuvanızı,  düzeninizi kurasınız.
Herkes uzun uzun flört ediyor da noluyor sanki?
Önemli olan eşine olan hislerin,  ona olan güvenin; onunla olmak,  yaşamak,  birlikte olmak,  mutlu olmak için beklemek zorunda değilsin.
Ben inanıyorum siz çok mutlu olacaksınız minnoşum.
Hem görmedin mi sana nasıl bakıyordu,  valla bi saniye gözlerini senden alamadı. 
Seni çok seviyor belli."

Gözümden yaşlar akmaya başladı,  sabahtan beri tutuyordum kendimi.

"Seviyor dimi Sinem?"

"Hem de çok seviyor,  bi an önce kavuşmak istiyor.  Meğer ağır abimiz,  ağır romantikmiş de haberimiz yokmuş."

Simge'nin kahkahası ile ağlamam durdu.

" Hadi git yüzünü yıka da gel, kızardın yine, sümüklendin bi de ıyyy. "

Modumu yükselten canım arkadaşımı kafa sallayarak onayladım,  hole çıktım.

Banyoya yaklaştığımda telefonla konuşmasını beni görünce bitiren bi adet Ömer karşımda duruyordu.

Hızla yanıma gelip sarıldı,  başımı göğsüne yasladım.
İlk kez sarılıyordu bana. Kalp atışını duyuyordum,  kokusunu içime çekiyordum.
Eli saçlarıma gittiğinde güzelce okşadı,  eğilip yine koklayarak öptüğünde ben de beline sarıldım. 

" Deniz gözlüm ağladın mı sen? "

Kafamı evet anlamında salladım, konuşamadım. Saklayacak da değildim.

" Ağlama bi daha sakın, kıyamam ki sana,  gel yüzünü yıkayalım. "

Banyo ışığını ve kapısını açtı. 
Elimden tutup lavaboya yaklaştırdı.  Hiç itiraz etmeden yaptıklarına itaat ediyordum.
Yüzümü yıkadı,  burnumu bile sildi hiç tiksinmeden.

Kurduğu iki cümle, sarılmamız, yüzümü yıkaması,  benim için o kadar anlamlıydı ki. 

Ömrümü ona emanet etmeye işte asıl o an karar verdim.

O benim Ömer'im şimdi.

Ağır Romantik (B×B)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin