17-ZAMANIN YENİ MUHAFIZI

13 4 0
                                    


Kırmızı pelerinli zamanın bekçileri yüzleri örtülü bir şekilde sonsuzluk kalesinin etrafında dolaşıyordu. Her türlü önlem alınmıştı ama yine de çok dikkatli olmalıydılar. Ellerini birbirine kenetleyerek telepati kuruyor ve aynı anda gezegenin dört bir yanından bilgi alabiliyordular. Kıyamet alametinin üzerinden yüzyıllar geçmişti. Zamanın Muhafızları evrenin her yerinden dönmüş savaşa hazırlık için bekliyordu. Geçen bu süre içinde zamanın kayıp çocuğu için bir silah geliştirmiştiler. Bu silah ona karşı kullanıldığında onu buraya hapsedebilecek ve sonsuz ömrünü ceza alarak geçirebilecekti. Muhafızlardan biri yanındaki bekçiye dönerek, "Savaşçı, herkes kırmızı alarma geçsin. Gezegene bir cisim iniş yaptı. Kehantin ikinci aşaması gerçekleşmek üzere diğerlerine haber ver." dedi. Savaşçı bekçi hemen oradan ayrılarak kaleye girdi ve zindanlara doğru ilerledi. Kalenin en alt katında en büyük suçları işleyenlerin kaldığı bir mahzene inerken telepatik yoldan diğer bekçilerle iletişime geçti.

Savaşçı bekçi zindanların kapısını açarak, "Vakit geldi. Bizim için savaşacaksınız." dedi. Bilgin yerinden kalkarak, "Hayır, bu mümkün değil." deyince bekçi tek kelime etmeden arkasını döndü ve diğerlerini de çıkardı. Ateş ve Barış, Bilgin'in yanına gelerek, "Kaçmak için harika bir fırsat. Kızları bulup buradan gidelim." dediler. Bilgin hüzünlü gözlerle onlara baktı ve "Tam üç yüz yıldır bu zindanlardayız. Onları bizden ayırdıktan sonra kim bilir neler yapmışlardır." dedi. Ateş, Bilgin'in omuzuna dokunarak, "Onları bulacağız. Sonra da her zaman yaptığımız gibi kaçmanın bir yolunu buluruz." dedi. Barış başını sallayarak onayladı. Zindanlardan ayrılırken tüm bekçi ve muhafızların hareket halinde olduğunu gördüler.

İlk geldikleri gün karşılaştıkları sarışın bekçi Bilgin'in yanına geldi ve "Beni takip edin." dedi. Bilgin kıza, "Adın ne? Bunu bize hiç söylemedin." dedi. Kız sarı gözleriyle Bilgin'e acı dolu bir bakış atarak, "Bekçiler isimlerini sadece birbirini söyler. Bu telepatik bağ sağlar. Adımız aynı zamanda yaşama nedenimiz ve hayat amacımızdır. Adımı sana söylersem seni o bağa dahil etmiş olurum." dedi. Ateş, "Bu yerin her şeyi tuhaf." diyerek yürürken Barış, "Arkadaşlarımız nerede? Onlara ne yaptınız?"dedi. Kız Barış'a baktı ve "Bunu öğrenmenizin ve onları görmenizin tek yolu bekçilere katılmak." dedi. Bilgin kızın sakinliği ve kelimeleri karşısında öfkelenerek, "Bu asla olmaz." dedi.

Kalenin dışına çıkmış, sarı gezegen ile tekrar karşı karşıya gelmiştiler. Tüm suçlular dışarıda ya eğitim görüyor ya da bekçilik için sıra bekliyordu. Ateş sarışın kıza, "Nasıl bekçi olunur?" diye sordu. Sarışın kız ilk kez gülümseyerek cevap verdi: "Önce adaylık için uygun olup olunmadığına bakılır eğer uygunsan bir ritüel programına dahil olursun ve geçmişinin büyük kısmı silinir. Tek bir anıyı hatırlamana izin verilir. Dilediğini seçersin. Bazıları mutlu bir anısını seçer, bazıları kendilerini keşfettiği ilk günü, bazıları öfkeli bazıları ise acı dolu anları. Hepsinin kendine göre bir nedeni vardır. Ritüellerin sonunda geriye içindeki saf enerji ve ölümsüzlük kalır. Bir de gezegenin adın ile birlikte sana bahşettiği hediye." dedi. Barış kaşlarını çatarak, "Nedir o hediye?" diye sordu. Kız tam cevap verecekken yüzü kapalı bir bekçi yaklaştı ve "Yapılacak işler var Acı hemen benimle gel." dedi.

Ateş, Bilgin ve Barış'a bakarak, "Siz de benim düşündüğüm şeyi mi düşünüyorsunuz?" diye sordu. Bilgin gözlerini kısarak, "Az önce kızın adını duyduk ama bu ne işimize yarayabilir ki?" dedi. Birkaç saniye sonra Bilgin, "Ah, tabi ya. Kızın bilincine bağlanabilirsek kızların yerini öğrenebiliriz." dedi. Sonra istemsizce yüzünü buruşturdu. Barış, Bilgin'e gülümseyerek, "Yaşlanıyorsun dostum ilk belirti geç düşen jetonlardır." deyince Ateş kahkaha attı ve gözünden yaş gelince, "Demek yaşlandın moruk ha." der demez ensesine sert bir şaplak yemişti. Bilgin elini tutarak, "Sen hala taş gibisin dikkat et de çatlama Ateş." dedi. Bu durumda bile çarpık espri anlayışını kaybetmediği için mutluydu Ateş. Bir de Açelya'yı bulursa işte o zaman çok daha mutlu olacaktı.

DÖNGÜ 3 / ZAMANIN MUHAFIZLARI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin