kalp acısı

250 34 7
                                    

. Bir insan başkasına aşıkken bir başkasını da sevebilir miydi? Kalbi bu kadar büyüye bilir miydi? 

Başımı göğsünden hızla çektim ve ondan uzaklaşarak ayağa kalktım. Yaptığım çok yanlıştı oldukça yanlış. Düşündüklerim, yaptıklarım ve hayal ettiklerim...

Sırf şuan ki çektiğim acıları kevın da çeksin diye kardeşi ile olmayı bile düşünüyordum. Bu üçümüz içinde oldukça kötüydü. Hem kevın'ın acı çekeceğini de sanmıyordum. Ama david, sırf kardeşini üzmek için onunla birlikte olursam (birlikte olmaktan kastım sevgili olmaktı) yara alan taraf david olacaktı. İşte o zaman tam bir kaltak olurdum.

Orada şaşkın bir vaziyette duran david'e arkamı döndüm ve kızlar yurduna doğru yürümeye başladım. Göz yaşlarım artık akmıyordu ve Kalbimi delen sözler kulaklarımda çınlarken odamın kapısını açarak içeriye girdim.

 Hayatım, akademi, geçmişim, geleceğim... bütün bunlar hakkında hayallerim ve dileklerim vardı ve hayat bana öğretiyordu ki; dünya dilek gerçekleştiren bir fabrika değildi. Hep en çok istediğimle sınıyordu tanrı bizi ve bazen sadece istemek yetmiyordu.

Hemen ayakkabıları çıkartarak yatağıma girdim. Üzerimi değiştiremeyecek kadar bitkin hissediyordum kendimi. Ve uyku beni serin kollarına alırken kevın'ın hayali sardı dört bir yanımı. Sessizce fısıldadım ona, "uyurken benim sırrımsın. Uyanınca gerçek ve herkesin olacaksın." Derin bir nefes aldım ve kendimi uykuya teslim ettim.

Uyandığımda güneş tepedeydi. Yataktan kalktım ve güneş'e kalın bordo perdelerim ile engel oldum. içerisi oldukça karanlık olmuştu. Tam istediğim gibi. Hemen yatağıma dönerek uykuya tekrar teslim oldum.

Cebimde kalan telefonun alarmıyla birlikte uyandım. Saat 7buçuk olmuştu hava kararmaya yüz tutmuştu ve ben yemek saatini kaçırmıştım.( neyse ki kan ile beraber insan yemekleri yiyebiliyorduk.) yataktan kalktım ve hemen hazırlanmaya başladım. Yaklaşık 30 dakika sonra diğer çaylaklarla ortak saldırı ve savunma sanatları dersine girmem gerekiyordu. Hemen banyodaki işlerimi kısaca hallettim ve siyah taytımı ve askılı siyah tişörtümü üzerime geçirdim. Saçlarımı at kuyruğu şeklinde topladım ve çantamı ters çevirip içerisindekileri yere boşalttım. Kazığım, kan torbaları anahtarlarım...

İlk önce iki paket kanı hemencecik bitirdim ve daha sonra kazığımı, havlumu ve yedek tişörtümü çantamın içerisine atarak odadan ayrıldım. Kızlar yurdundan çıkarken tam kapıda jack'e rastladım.

" yakıcı görünüyorsun" dedi

" tayt ve bluz ile mi?" dedim. Şaşırarak.

" hiçbir kızda senin üzerinde durduğu gibi durmaz" dedi. şapşal gibi sırıtıyordu fakat samimiydi. Bakışları gerçekten etkilendiğini ele veriyordu.

" pekala, iltifatların için teşekkür ederim" dedim yürümeye devam ederken. Gerçekten benden etkileniyordu ve tatlı çocuktu fakat ona o gözle bakamıyordum.

" bir rüya gördüm" dedi ve ekledi. " sen ve ben anlarsın ya." Dedi. tanrım tam bir salak.

Adımlarımı hızlandırdım ve " ancak rüyanda görürsün jack. Keyfini çıkart" diye seslendim ona. Arkamda kalmıştı ve uzaktan " hayal gücüm oldukça kuvvetlidir" dediğini duydum.

Gözlerimi devirdim ve hızlı adımlar sonucu ulaştığım ana binaya girdim. En alt katta büyük bir salon vardı. Genelde diğer çaylaklar ile olan dersimizde egzersizleri bu salonda yapıyorduk. Hemen alt kata indim ve beni bekleyen arkadaşlarımın yanına ilerledim.

" heyy ariana" tiffany heyecanla ellerini onu görmem için sallıyordu. Onun olduğu tarafa yöneldim ve "merhaba" dedim.

"evet dün neler oldu bakalım" dedi. ona tüm olanları anlatmak istiyordum fakat yine üzülecektim ve burası onun için uygun bir yer değildi.

GÜNEŞ EVİ (bir vampirden daha fazlası...) #wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin