anna lewis

187 21 10
                                    

biliyorum biraz geç kaldım ve kısa oldu ama söz bundan sonra 3 günü geçmiycek ve uzun tutucam :D keyifli okumalar sizi seviyorumm :D 

yorumlarınızı bekliyorum...




Aklım, kalbim, bedenim, ruhum acıyla yanıyordu. David'in sözleri bir ok gibi kalbime ve ruhuma saplanmıştı.

Kevın bir hışım david'in üzerine atladı. Bense olduğum yerde kalakalmıştım. Tek yapabildiğim doğruluğundan emin olabilmek için kevın'ın zihnine yoğunlaşmaktı.

Hissediyordum ama öfkesi beni engelliyordu. Yinede içinde bir yerde bir parça doğruluk kırıntısı vardı. beni kandırmıştı...beni kullanmıştı.

Onlar birbirini ardı ardına yumruklarken yataktan kalktım ve kapıyı açıp dışarı çıktım. koridorda adeta bir ruh gibi yürüyordum. Keşke onu hiç tanımasaydım, keşke onun olmasaydım. Keşke onun ruhu benim ruhuma hapis olmasaydı, keşke..keşke ben gibi ona duyduğum aşkta bakir kalsaydı...

Anna olayı ( anna lewis'den)

O sabah Amerika da ilk günümdü. Heyecanla yatağımdan kalktım ve ıslık çalarak merdivenlerden aşağıya sevgili amcamların yanına gittim. Kocaman bir öpücük verip kahvaltıya oturdum. Aceleyle kahvaltımı yapıyordum, gezilecek o kadar yer vardı ki acele etmem lazımdı.

" sevgili amcacım izninle bugün dışarı çıkmak istiyorum. Çok fazla uzaklaşmam"

" pekala ama hava kararmadan burada olacaksın. Telefonunda hiç kapanmayacak"

"tabi ki de" dedim ve hemen odama çıkıp hazırlandım.

O kadar güzel bir yerdi ki burası İngiltere de yaşadığım o küçük kasabadan sonra yeni bir hayattı benim için, yeniden nefes almak gibi. O küçük yere hiç sığamamıştım.

Küçük şirin bir cafe çarptı gözüme. Hemen içeri girdim ve içecek siparişi verdim. siparişimin gelmesini beklerken yan masada oturan iki genç çarptı gözüme. Biri sarışın biri esmer oldukça yakışıklı iki genç. Esmer olan bir anda bakışlarımı yakaladı ama ben utanmadan meydan okurca bakıyordum gözlerine hiç ayırmadan. İçeceğim geldiği sırada hala bakıyordum ona. Nihayet içeceğim ve bakışmalarımız bittiğinde hesabı ödeyip cafe'den ayrıldım. Tam kapıdan çıkarken onların oturduğu masaya baktım. İkisi de küçük bir tebessüm ile bana bakıyordu. Hemen adımlarımı hızlandırdım ve oradan ayrıldım.

2 hafta boyunca aynı cafe'de aynı olayı yaşadık. Ne onlar gelip konuşuyordu benimle ne de ben gidip konuşuyordum. İkisi de çok yakışıklıydı. Bir gün yine aynı cafe de otururken onları dinledim. Bir iddia'dan bahsediyorlardı.

" hangimiz onu yatağa atmayı başarırsa iddiayı ve ortaya koyduğumuz her şeyi kazanır" dediğini duydum. Sarışın olan pek gönüllü değildi ama kabul etti. Hala tam olarak neler olduğunu anlayamamıştım ama beni ilgilendiren bir konu değildi tabi. Ertesi gün sırf onları görmek umudu ile gittiğim cafe'nin kapısında esmer olanı gördüm. Birlikte bir şeyler yapıp yapamayacağımız sordu. Hemen kabul ettim ve akşama kadar gezip dolaştık. Çok keyifli bir gündü ve o da yakışıklılığının yanı sıra çok nazikti. 2 gün sonra yine o cafe'de idim. Bu sefer sarışın olan vardı ve yanıma gelip akşam ki maskeli baloya onunla katılıp katılamayacağımı sordu. Bazı parçalar kafamda netleşmeye başlamıştı. Onlar benim için iddia ya girmişlerdi. O an o kadar öfke doluydum ki bir plan hazırladım. Hemen sarışın olan gencin teklifini kabul ettim ve akşam için sözleştik. Eğer böyle bir oyuna düşmeseydim o sarışın olan gençten hoşlanabilirdim.

Akşam dediği yere gittim ve çok güzel bir gece geçirttim. Hiç bir şeyden haberim yokmuş gibi davrandım ve saf kız numarası yaptım. orada esmer olan genç ile karşılaştık ve biraz muhabbet ettik. Esmer olan onunla birlikte partiden kaçmamı istediği zaman hemen kabul ettim ve onun evine gittik. Planım tamamen hazırdı. Tek sorun son aşamayı gerçekleştirecek cesareti bulamamam. Onunla yatıp diğerinin kazanmaması sağlamak istiyordum, çünkü ondan hoşlanıyordum ve beni böyle bir iddiaya koyduğu için acı çeksin istemiştim. Esmer olan beni öpmeye başladığında anladım ki sarışın olan gençten gerçekten hoşlanıyordum, hatta daha fazlası. Daha fazla ileri gitmek istemediğimi hatta onu istemediğimi söylediğim sırada sinirlendi ve geri dönüşü olmayan bir yola girdik. Bana zorla sahip olmuştu. Benim ile işi bittiği sırada sarışın olan geldi ve sinirle konuşmaya başladılar. Sarışın olan genç ona bir yemin etti. "Bir daha bu duruma düşersek bu kadar şanslı olmayacaksın. Çünkü senden önce ben becereceğim" dedi.

O gece ki iddia bendim. Benim bekaretim, saflığım... isminin david ve kevın olduğunu öğrendiğim iki genç beni bir çıkmaza sokup gitmişlerdi. Beni kullanıp, kirletip, eğlenip gittiler. Ben ANNA LEWİS hayatım boyunca david ve kevın kardeşlerden nefret edeceğim.

Ariana'dan

Kendimi tiffany'nin odasında yatağında uzanırken buldum. Ağlamaktan yorgun düşmüştüm. Tek istediğim buradan gitmek ve normal bir hayat sürmekti. Göz yaşlarımı elimin tersi ile silip telefonumdan büyük babamın numarasını tuşladım.

Onun sesini duymak çok güzeldi. Beni rahatlatıyordu. Annemin ve büyükannemin huzur veren sesleri beni yatıştırıyordu. Daha sonra telefonu kapatıp bir başka numarayı tuşladım. Normal bir zamanda aramaya pek de gönüllü olmadığım numarayı...

" alo" diyerek açtı telefonu babam.

" baba benim ariana" dediğimde bir an duraksadı.

" bir sorun mu var ariana?" dedi endişeyle.

" hayır yani evet. Ben bir müddet yanına gelmek istiyorum. Yani senin için de bir sakıncası yoksa."

" elbette bir sakıncası yok ben gerekli ayarlamaları hallederim. Bu arada derlerini ihmal ettiğini biliyorum. Bunun içinde birkaç ayarlamaya yapacağım" dedi. gözlerimi devirdim ve sadece onayladığımı belli eden şeyler söyledim. Telefonu tam kapatırken..

" baba yalnız olmayacağım tiffany de benimle birlikte gelecek lütfen halleder misin" dedim

" pekala pekala" dedi ve telefonu kapattı. Tiffany soran gözlerle bana bakıyordu.

" hazırlan hadi birkaç saate babamın akademisine gidiyoruz." Dedim

" olamaz şu seçicilerin olduğu akademide müdürdü değil mi? belki de senin seçicini bulabiliriz ve bazı sorular da açığa çıkar ne dersin?" dedi heyecanla.

" şuan tek istediğim şey buradan uzaklaşmak tiffany" dedim. Bana üzgünüm der gibi bakıyordu. Omuz silktim ve ona sarıldım.

Birkaç saat sonra ikimizde hazırdık. Kimseye haber vermeden gidecektik. Telefonum deli gibi çalıyordu. Tabi kide araya kevın'dı. Telefonu tamamen kapatıp arabaya atladık ve akademiden ayrıldık. Aslında tam olarak gideceğim yeri bilmiyordum. Bu yüzden babam akademiden biraz uzakta bir yerde bizi alması için birilerini göndermişti. Buluşacağımız yere geldiğimizde etraf sakindi. Tam arabadan inerken onu gördüm.

Gözlerimin içine bakıyordu. Bize doğru yaklaştı ve..

" sizi almak için ben görevlendirildim" dedi. ses tonu yüzü tamamen hatırladığım gibiydi. O gece ki gibi. Kulaklarımda onun sesi tekrar yankılandı " sessizliğimizi seninle paylaşa biliriz?" bütün bunları o başlatmıştı. Bu laneti hayatıma o sokmuştu. Eğer o olmasaydı şuana kadar yaşadığım kötü şeyleri hiç yaşamayacaktım. Bir ucube ve kandırılmış biri olmayacaktım.

sion=8%oU

GÜNEŞ EVİ (bir vampirden daha fazlası...) #wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin