park pezevenk jongseong.senin yüzünden hayatımın en stresli ve ateşli 2 saatini geçirdim. kalemi tutarken parmaklarım titriyor. yamuk yumuk, biçimsiz ve şekilsiz yazıma ek olarak. gerçekten terbiyemi sınıyorsun. orada verdiğim yaşam mücadelesini bir ben, bir tanrı, bir de bize yardım eden görevli kaslı adam biliyor. bu yazma işini bırakıyorum, yaşanılanları tekrar buraya aktarırken kan basıncım yükseliyor ateşler basıyor çünkü bana.
haha. anlatmadan gider miyim sanıyorsun? MAHVETTİN BENİ MAYMUN. neyse, jungwon. derin nefesler. jake hyung gelmeden önce cipsli salata yapacağına söz verdin. yaz ve defol hadi.
her şey dün antrenmandan eve geldikten sonra başladı. jake hyung çoktan evdeydi hatta jay'in geleceğini ve birlikte birkaç mağaza gezeceklerini bile söylemişti. ben hıncımı canım alt dudaklarımdan çıkarırken birden telefonu çaldı ve arayan ethan hyung (hyung diyorum çünkü artık en sevdiğim adam, bir gece onu şarkı söylerken dinlemelisiniz) olmalıydı çünkü ağabeyimi birden otuz iki diş gülümsetebilecek tek yaşayan varlık benden sonra lee heeseung'du. evet, ethan'ın korece adı. amma / üstü hafif karalı/ taşaklı herif ya. konuşmalarını dinlemeye tenezzül etmedim, adımlarımı maeumi'nin yatağına yönlendirirken jake hyung aniden ''jungwon anneme söyle yemek için beni beklemesin.''diyip çıktı. yorum yapmıyorum.
──
minik bebeğim maeumi ile vakit geçiriyordum yaklaşık yirmi dakikadır ve kapı çaldı. ''jake hyung dönmüşse çok güleceğim.'' şimdiden onu taklit etmeye başlamıştım. ''önnömö söylö övö göç gölcöm. "kendi kendime mırıldanırken kapıyı açtım. gülümseme yüzümde donuverdi.
''selam won, jake buralarda mı?"
''ağabeyim çıkalı oldu biraz, sana haber verir diye düşünmüştüm.''
''nereye gitti ki? haber vermedi.''
''bilmiyorum jay hyung ama geç geleceğini söyledi.''
başka bir şey söylemeden yüzüme bakmaya başladın. aklından ne geçiyor jay hyung?
''müsait misin?''
"sanırım.''
"takım elbise seçmeme yardım eder misin?''──
kabul etmem biraz zaman almıştı taktir edersiniz ki, jay hyung bana birlikte takılmayı teklif etmişti? evet, amacı o değildi ama yine de ben sayarım bunu aga.
varlıklı olduğundan haberim vardı, sadece bir mezuniyet yani kendisinin bile değil diye baştan savma bir yere gideriz sanmıştım. küçük dilimi yutturacak bir mağazaya girdik. dahası içerisi bomboştu ve yalnızca bir görevli vardı. ben ağzım açık bir şekilde etrafı izlerken onlar jay'in istediği tarz hakkında konuşuyorlardı, ardından jay hyung beni dürttü. biraz dalmıştım belli ki bana soru sorduğunu bile duymamıştım. görevli birkaç takım elbiseyi yanımıza getirdi ve jay hyung hemen kabine girdi. ben de oturmuş onu bekliyordum.
çıkması kısa sürdü, göz açıp kapayıncaya kadar çıkmıştı kabinden. tükürüğümde boğuluyordum neredeyse. tanımlaması zordu kelime dağarcığım da müsade ediyor gibi değil şu an ama. o an bir kez daha jay'i hayattan bloklamak istedim. birkaç tane daha denedi, hepsinde manken gibiydi bana kalırsa. ilk giydiğini almayı düşündü ve ben itiraz edince biraz daha sade olan takımı aldı. fikrimi dinledi, çok şükür öbür türlü gerçekten shapeshifting yapmayı öğrenmem gerekecekti.
beni eve bırakmayı teklif etmesine karşılık olarak kendim gidebilirim zaten markete uğrayacağım dedim ve istersen eve vardığımda mesaj atarım diyerek ayrılıyordum ki numaramın onda olmadığını söyleyip istedi. tabii ki numaram sende yoktu şapşal çocuk. böylece elimde jay'in numarası tıpış tıpış eve gittim. akıllı olacaksın bu hayatta.
neyse, ellerim uyuştu yazmaktan daha salata yapacağım.jay hyung, mezuniyetimizde ilk giydiğin takımı almaya gelelim.
꒰ 🪞🎧🕯🐌 ꒱
normalde atmayacaktim ama icim rahat etmezdi, bu bolumun yildiz siniri 17.
yavas doluyor zaten o esnada ben asil bolumleri yaziyor olacagim. simdiden soyliyim ben bunlari nasil birlestircem bilmiyom her an jungwon heeseung'a kayabilir ANDORMÖWĞSPRMWSOF iyi okumalar bebisler 😴🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TFW | jaywon
Fanfictionben yang jungwon, lise hayatım boyunca jay hyung yüzünden kah güldüm, kah ağladım, kah üzüldüm. kah kahroldum kıskançlıktan yastıkları ve sunoo'yu yemeyi denedim, kah aşkımdan çılgına döneceğim diye kendime gelmeyi denedim. ben var ya ben millete ah...