dinlenme noktası.

1K 180 122
                                    


sınav haftası.

tüm dengemin şaştığı ve akıl sağlığımı kaybetmemek için büyük çabalar verdiğim iki haftalık bir dönem. bir yılda yaklaşık 4 kere yaşadığım toplam 8 haftalık bir süreç. biraz kafadan sıkıntılı olduğumu söylüyor riki bu yüzden, öyle değil işte. annemleri de endişelendirdiğim oluyor ama elimde değil. sağlıksız bir çalışma düzenim var, yeterli hissetmiyorum yaptığım hiçbir şey ile. kimseye vakit ayırmamalıyım, çok fazla konuşup dikkatimi dağıtmamalıyım. dışarı çıkmak? evin bahçesinden adım bile atamıyorum. atarsam kendimi suçluyorum yaptığım da zevk vermiyor.

böyle söyleyince,

hasta mıyım lan sahiden?

gruptan çıktığımdan beri pek muhabbet döndüremiyorum kimseyle, (öpüşme mevzusundan da böyle sıvıştım) özellikle söylemiştim ağabeyime almasın beni diye. okul sonrası direkt evin yolunu tutuyorum, sunoo arada uğruyor ders çalışmak için geri kalan zamanı sunghoon hyung ile geçiriyor. (orospu kılıklının sevgilisi iyi ki sayılsalcı buldu ya yapıştı ona gün boyu fizik kimya anlattırıyor, götüm.) jay hyung'u okulda iki kere görüyorsam şanslıyım. o da ders çalışıyor benim kadar sıkı olmasa da. boğuyorum kendimi göz göre göre, zor değil aslında yazmak ona. yine de biliyorsunuz beni katıksız malımdır.

birkaç saat daha çalışıp bırakma fikirleri içerisindeydim, sonra biraz kitap okur ve yatardım. yalnızca kafamın içi değil vücum da çok yorgundu. gözlerimin altındaki mor halkalar da cabasıydı. jake hyung'a gelirken dondurma almasını söylemiştim canım çok çekiyor diye. ''öşöm vör jöngwön bönö öğröştörmö.'' (işim var jungwon beni uğraştırma) demeseydi iyidi.

oflayıp ellerimi saçlarımın arasında kilitledim ve biraz çekiştirmeye başladım açılabilmek adına, ellerimin üzerinde hissettiğim soğuk eller yüreğimi yere düşürmeme sebep oldu korkudan.

'' LAN JAKE HYUN- jay? aman hyung? yarım gram aklım kalmış onu da alıp götürmek mi istedin ya niye öyle arkadan sessiz sessiz geliyorsun?

''saçlarını çekince sorunun çözümü aklına gelmeyecek sadece yaşlanmadan kelleşmene sebep olacak aptal. kalk. yeter bu kadar.''

''bitmedi daha bitsin gelirim ben yanına. boşuna geldin şimdi.''

''kırma beni güzelim, gel hadi jake dondurma istediğini söyledi.''


bu kadar kolay kandırılmaktan nefret ediyorum, dondurmadan nefret ediyorum, jay hyung'dan nefret ediyorum, ağabeyimden ekstra nefret ediyorum, şu an evin yakınlarında bile olmayan nerede olduğumuzu dahi bilmediğim bir ağacın altında jay hyung'un bana aldığı vanilyalı dondurmayı yiyor olduğum için gerizekalı aptal benden de nefret ediyorum. nasıl oldu da geldim buraya ben? kendi kendime iç çekip duruyordum. sonra, alnıma bir fiske yedim.

''yanımda oturup iç çekmeye ne kadar devam edeceksin?''

''sen beni eve götürene dek.''

''daha fazla çalışıp bunaman için mi? hadi oradan, otur benimle vakit geçir işte. her zaman çalışabilirsin derslere ama gecenin bu saatlerinde müthiş yakışıklı yüzüme bakarak dondurma şansını çok sık yakalayamazsın.''

''biraz daha kalırsam eve dönmek istemeyeceğim ama.''

''dönmeyelim o zaman.''

kısa bir sessizlik oldu.

''jungwon, senden hoşlandığımı biliyorsun değil mi?''

sessizdim, sakindim o an. sanki dün ne yemek yediğimi sormuş gibiydi. başımı sallamakla yetindim, döküldü kelimeler dilimden.

''jay hyung, çok beklettin beni ama.''

''biliyorum, özür dilerim yalnızca doğru anı beklemek istedim.''

bu kelimeleri sarf ederken aramızdaki mesafeyi git gide kapattığı için miydi, yoksa başka bir şeyden mi bilmiyorum ama kızarıyordum. hava soğuktu ama terliyordum. dudakları dudaklarımın üstündeydi bir süre sonra. rüyada gibiydim.

‎—

''hmhm, yeni geldim yanına.
uyuyakalmış ders çalışırken. biliyorum jake, anladım salak değilim ya. hayır uyandırmayacağım uyusun biraz. konuşuruz yine, iyi eğlenceler.''

uzaktan sesler geliyordu, ağırlaşan gözlerimi açmak biraz uzun sürdü. üzerimdeki beni sıcak tutan örtüyü hissettim önce, sonrasında da saçlarımı okşayan eli. nasıl yani? dur bir saniye.

RÜYA MIYDI AMINA KOYAYIM?

irkilerek kaldırdım başımı masanın üzerinden. karşımda jay hyung görmek istediğim en son kişiydi ya da bilmiyorum, belki de en ihtiyacım olandı. gördüğüm rüyadan ötürü felaket garip hissediyordum şu an ama çaktırmamak en iyisiydi.

''ne kadardır uyuyorum?''

''oldukça uzun bir süredir, yanına geldim uyuyordun. yarım saat kadar annenle konuştum telefonda, uyuyordun. sana dondurma almaya gittim, geldim. uyuyordun. epeydir uykusuzsun sanki.''

keyifsizlendim iyice, çok uyumama kızdım. bu denli güzel uyuyup uyanmama kızdım. strese giriyordum yine.

''jay hyung çok uyumuşum neden uyandırmadın? vaktim zaten kısıtlıydı şimdi hiç yetiştiremeyeceğim. tüm programım gecikmeye uğrayacak baştan düzenlemem gerekecek ki yapamayacağım kesin bir şeyler ters gidecek ve ben yine kendime kızacağım istemiyorum artık gerçekten istemiyorum çalışmak ama durduramıyorum kendimi yapmam gereken tek şey sanki bu olmak zorundaymış gibi hissediyorum-''

jay hyung bana ilk defa o gün sımsıkı sarıldı. göz pınarlarımda biriken yaşları güçlükle tuttum.

''dur artık jungwon, nefeslen.''







dinledi beni, tüm gece. hıçkırıklara boğuldum, saçlarımı okşadı. bir kere bile konuşmadı bitene dek. açamamıştım kimseye endişelerimi, derman oldu hepsine. öyle sıkı sarıldı ki bana, öyle güzel konuşup rahatlattı ki beni belki bin kez daha teşekkür ettim o gece yanımda olduğu için. ilk defa birinin içten içe beni her şekilde kabullenebildiğini hissettirdi bana. anlattım ona, ne denli korktuğumu, düşüncelerimde ne denli yalnız olduğumu. zorunda değilsin dedi. tek başına sırtlamak zorunda olmadığımı söyledi. en dibi gördüğüm zaman diliminin birinde geldi yine. elimi tutup çekip çıkaramadı beni içinden belki ama, ne kadar yüküm varsa omuzlarımda aldı bir o kadarını benden, kendi sırtladı. böyle biriydi jay hyung. ve ben de söz verdim kendime. öyle güzel sevecektim ki onu, öyle güzel hissedecekti ki bunu başka bir kimsede bulamayacaktı bu duyguyu.






𖤓 🕳️ 𝄞 🎞️♥︎
bu bolum sanirim benim icin yazmasi en zor olaniydi. dugumlendim biraz yazarken. won'un bir jay'i var ama herkes bu kitapta jungwon'umuzun oldugu kadar sansli olamiyor iste. o yuzden cok sevilecek karakterlerim. en ucta sevecek ve en ucta aci cekecekler. en sonunda ise, onu soylemicem iste.

umarim okurken bolumler size sacma gelmiyordur gidisat olarak. benim mentalite biraz corba gibi oldugu icin konular da birden degisik yerlere yonelebilir sonucta. kendinize iyi bakin ballarim iyi hafta sonlarii ❤️

TFW | jaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin