hoş geldin.

1.3K 235 125
                                    

3 hafta sonra,
okulların açılmasına son 14 gün.

açıkçası, iyi bir başlangıç yapmış gibiydim jay hyung, sen ne dersin? başta riki'nin bu garip planı hakkında pek de hevesli olduğumu söyleyemem ama işe yaramışa benziyor. eski jungwon olsa utançtan saçma hareketler sergilerdi, biliyor musun bu sefer çok kolaydı. sunoo ile mükemmel bir iş çıkarttık ve yanınızda kaldığımız süre zarfı boyunca bakışlarını üzerimde hissetmek beni fazlasıyla tatmin etti. en azından kırmızı kafam işe yaramış gibiydi. sohbete katıldım, benimle iletişim içindeydin. daha da iyisi öğrendiklerimle sırıtmamı gizlemek için büyük bir çaba içine girmiştim. yeji ile ayrıldığınızı birden yüzüme söyleyince sunoo'nun gülüşünü tutamayışı gibi bir aksaklık meydana gelmiş olabilir ama yine de her bakımdan kendimi kendime kanıtladığım bir geceydi. daha yeni başlıyoruz jay hyung, bu sefer şansımı deneyeceğim. bu arada, ufak bir sorunumuz var.

‎──

''riki, bunun iyi bir fikir olduğuna emin miyiz?''

"sen jay hyungu, sunoo da sunghoon hyung'u görmek istemiyor mu?''

sunoo ile aynı anda başımızı onaylarcasına salladık.

''öyleyse ortama çat diye giriyoruz?''

''ya da jungwon ağabeyine söyler ve geleceğimizi haber verir?''

''sunoo, çok sıkıcısın. düşün biraz.''

tatilden döner dönmez 02'liler olarak buluşuyordunuz tabii ki ancak bu sefer planınıza aykırı olarak size biz de eşlik edecektik. tamamen bir sürpriz olmasını istediğimiz için de cidden çaba sarf etmiş, oldukça titiz bir şekilde sizi takip etmiştik (riki ağaç taklidi bile yapmıştı.) yarım saat kendi halimizde takıldıktan sonra ise oturduğunuz masaya doğru ilerliyorduk işte tam şu an. ağabeyimin şaşırmış bakışları arasında tam olarak arkası bana dönük olan jay'in omuzlarını sıvazlamış, biraz öne doğru eğilerek ona selam vermiştim. ceketini ellemiştim lan. ayrıca parfümü de değişmişti. kabul, pek düşünerek hareket ettiğim söylenemezdi. ama kimin umrunda?
it's show time.

''hoş geldin jay hyung, erken dönmüşsün.''

''seni görmek güzel jungwon, hoş buldum.''

''jungwon? sunoo? riki? nerden çıktınız siz?''

''hiç, jay hyung'u özlemiştik. geldiğini duyunca da size eşlik edelim dedik.''

diyerek sunghoon hyung'un sorusuna göz kırparak cevap vermiştim.

[ sohbet arası ]

''seattle nasıldı? gördüğüm kadarıyla güzel geçmiş. ah, sevgilinle çok şirindiniz bu arada hiç fırsat olmadı onu konuşmaya.''

''biz ayrılalı oldu biraz.''

ve o gülüş, sakın sırıtma jungwon. sakın. nas- sunoo. neye gülüyorsun adi herif?

''kırmızı yakışmış, farklı görünüyorsun.''

''herkes öyle diyor, yine de teşekkür ederim.''

sende bir gariplik seziyorum jongseong ama hadi bakalım hayırlısı.

herkese iyi geceler dedikten sonra ileride 7 kişilik olacak harika grubumuzun varlığından bihaber olarak ağabeyimle yürüyorduk. jay hyung'un gelişi onun için de iyi olmuştu çünkü hâlâ arası sevgilisiyle düzelmiş değildi. hiçbir şeyden habersiz onu özleyerek geçiriyordu vaktini ki ben planımızı anlamasın diye onun etrafında heeseung hyungla konuşmuyordum bile.

gece gerizekalı arkadaşım sunoo'nun sunghoon hyung'un üzerine kolasını dökmesiyle sonlanmıştı. riki ve ben gülmekten yerleri yalarken utançtan kıpkırmızı olmuş sunoo'yu sunghoon hyung rahatlatmaya çalışmıştı. tam bir fiyaskosun kim sunoo ama aklın çalışıyor. beline bağladığı sweatshirt son anda aklına gelmiş ve sunghoon hyung'a vermişti. şu an telefonumun titreşip durmasının sebebi de tam olarak buydu. sunoo çıldırıyordu. cevap vermeyi eve gidene kadar düşünmüyordum, sonra jake hyung tüm dünyamı alaşağı edecek bir soru sordu.

''jungwon, jay'den mi hoşlanıyorsun?''


(ㅅ' ˘ ') ㅤᶻ 𝘇 𐰁ㅤ ⋆。˚ 🛁ㅤ!! ?
jongseong'a asiri yukseldigim bir donemdeyiz. ☺️🙏🏼 hic bolum yazasim da yok ama sizin icin atmaya devam ediyorum. iyi okumalarrr 🫶🏻

TFW | jaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin