"sunoo ben sana dememiş miydim bu çocuğun hesabını her stalkladığım zaman bana tokat atacaksın diye?''"evet won vardı öyle bir anlaşma, neden?''
''jay hyung seattle'a gittiğinden beri hesabında yatıp kalkıyorum ve hiç tokat atmadın bana.''
''narin ellerimi seni dayak manyağı yapmak için incitse miydim yani? jay'i boşver de sunghoon ve jake hyung eve gelmiyor mu? BİZ GİDELİM Mİ YANLARINA NE OLUR?''
''sen çok havalanmaya başladın bak alırım aklını senin. geçen sunghoon hyung perma yaptırdığını fark etti diye dört gündür sana aşık sanıyorsun herhalde.''
''bana bak yang jungwon yemin ederi-''
──
bu günlüğün her sayfa başlangıcında sana bir güzel küfür etme isteği oluyor içimde şaka gibi değil mi jay hyung? ama bak gerçekten sevgimden oluyor yoksa eder miyim hiç? (işime gelirse ayrı.) yalnız tam şu an benim güzel mi güzel, içten küfürlerime layıksın.
yok birlikte outfit of the day paylaşımları, lüks lokantalarda gezmeler, sarılırken fotoğraf atmalar. eğer o takım elbiseyi ben seçmeseydim bunların hiç birini de yaşayamazdın. bana teşekkür etmen lazım. bunun bir göstergesi olarak aşk hayatını lütfen özelde yaşar mısın? kendimi sapık gibi hissediyorum. sen attıkça kendimi tutamıyorum sonra bir bakıyorum kendimi conan gray ile yılın düetini atarken buluyorum. şimdi biz birlikte olsaydık beni de mi seattle'a götürecektin? bak bana jongseong you better get ur ass here soon yoksa fena olaylar çıkacak.
işin garibi sevgilin olmasına da sinir olmuyorum, alıştım gibi. her yerde paylaşman beni kudurtuyor sadece. hayatının aşkı henüz kapını çalmadı yiğidim, silerken zorlanma o postları diye diyorum ben. hepsi iyiliğin için.
yemin ederim imha edeceğim bu defteri de millet beni deli sanacak artık. bu arada sen yokken planlar yaptım, riki'ye oturduk korece öğretiyoruz 4 yaş travmamla birlikte. onu da aramıza aldık, tüm yıl boyu köstebeklik yapması için eğiteceğiz. aklımda güzel işler var. şimdilik bu kadar, sunki ile toy story izleyeceğiz, geldiğinde buzz lightyear izlememiz yok mu?
──
yaptığımız film gecesinin ardından uykuya gitmiştik üçümüz, leş gibi sıcaktı ben de kalkıp tam zırlamaya hazırlanıyordum ki yan odadan sesler duydum, riki ağabeyimin odasında kalıyordu. şu sıralar jake hyung sürekli sunghoon hyung'un evindeydi. tuvalete gidermiş gibi yapıp kapıya dayadım kulağımı tabii. biriyle konuşuyordu. merakıma yenik düşüp kapıyı tıklatmış ve içeri girmiştim.
''oh jungwon, uyumamışsın.''
''jungwon mu? jake'lerin evinde misin riki?''
''he evet. söylemeyi unutmuşum.''
''jungwon'a çevirsene telefonu.''
aldığım nefes bir yerlerime girmişti duyduklarımla, riki loş aydınlıkta konuşuyordu yüzü seçilebilir haldeydi ve ben kesinlikle jay hyung ile konuşabilecek gibi değildim. o yüzden beklediğimden fazla boğuk çıkan sesimle ''iyi geceler riki, görüşürüz jay hyung!'' diyerekten kelimenin tam anlamıyla ışık hızında ortadan kaybolmuştum. evet dedik bir kere cesur olacağız diye ancak jay hyung beni uykusuz, sinirli ve her an ağlayacak bir şekilde görürse olmaz. yarından itibaren başlarız. önce uyumalıyım.
𖥻٬٬ ‹𝟹 :: ⭑⭒ 🚎 !! 𓏲 ⚠︎
hava cok sicak am******
sizi bolumsuz birakmak istemedim, iyi okumalar diyorum ve ders calismaya gidiyorum. <33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TFW | jaywon
Fanfictionben yang jungwon, lise hayatım boyunca jay hyung yüzünden kah güldüm, kah ağladım, kah üzüldüm. kah kahroldum kıskançlıktan yastıkları ve sunoo'yu yemeyi denedim, kah aşkımdan çılgına döneceğim diye kendime gelmeyi denedim. ben var ya ben millete ah...