7.Bölüm: "Zamansız"

5.2K 222 20
                                    

~ B A Ğ I M L I ~

- 7.Bölüm: "Zamansız"

-iyi okumalarrr❤️

-iyi okumalarrr❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🥀

Zamanın içinde kayboldum. Akreple yelkovanın turunda, benliğimi kaybettim ama onu aramaya çalışmadım bile. Kendimi sorgulamak, yine aynı şekilde kendime yapabileceğim en kötü şeylerden biri. Bu 'yeni' sayılabilecek hayatım, etrafımdaki yeni yüzler ve benim tıpkı bir köle gibi 9-5 rutinim bedenimi yoruyor, zihnimin içerisindeki seslerin iyice yükselmesine sebep oluyordu.

Üstüme belimi hafif açıkta bırakan mavi, kısa bir tişört giydikten sonra altımada uyumadan önce çıkardığım siyah pantolonu tekrar geçirdim. Semir, bana bir şeyler içmeyi teklif etmiş, bende kabul etmiştim. Mekanın konumunu bana attı, ama bunu yapmasına gerek yoktu. Çünkü seçtiği mekan, benim geçenlerde Aslı'nın teklifiyle gittiğim, arka sokağında Batu'ya, tüm kolunu morartacak şekilde acemi bir iğne yaptığı mekandı. Sanki bu semtten çıkamıyorlarmış gibi davranıyorlardı, hayatları burada bu sokaklarda geçiyor ve buraya olabildiğince sadık kalıyorla. Semir'in bana yaptığı masum içecek teklifi ise çok ani gerçekleşmişti. Onda kendime ait bir şeyler görüyorum, yalan yok. Onun bu depresifliğine rağmen dışarıya karşı bir rol benimsemesi bana kendimi anımsatıyordu. Tek fark, Semir rolünü çok iyi oynuyordu. Eğer onun odasında vakit geçirip, çöp kutusundaki kanlı peçeteleri ve kollarındaki kesikleri görmeseydim ona inanırdım.

Fazla geç olmadan evden çıkıp, cebimin doluluğu sayesinde taksiyle kısa bir yolculuk geçirdim. O, tanıdık çift katlı mekana ulaştığımda ise Semir, usulca beni bekliyordu. Sanki, anaokulunda tüm arkadaşları çoktan evine gittiği için tek kalmış, ailesinden bir bireyin onu gelip almasını bekliyor gibiydi. Nedense bu benzetme, kalbimi ağrıttı. Çünkü o yalnızlığı hissettim. Tek başına, camdan dışarıyı izleyerek hatırlanmayı bekleyen o çocuk Semir, ve bendim.

"Erken başlamışsın," diye söylendim yanına oturduğumda, "bu kadar alkole düşkün olduğunu bilmiyordum."

Semir, güldü. Fakat bu ruhsuz bir gülüştü. "Alkol, eroin, iki toz falan olmasa yalnızlıktan ölürdüm."

"Onlar seni yaşatıyor yani?"

"Şu an evet ama iki gün sonrasını bilmem."

Bu söylediğiyle derin bir nefes aldım ve siparişimi karşımdaki güler yüzlü, genç barmene ilettim. Semir, parmaklarının arasındaki kristal bardağı döndürüyor, gözleri bir noktada takılı kalmış bir vaziyete karşıya bakıyordu. O kadar dalgın duruyordu ki, gözlerini dahi kırpmıyordu. Bir anlığına merakıma yenik düştüm ve onu bu kadar kilitleyecek şeyin ne olduğunu merak edip, bakışlarını takip ettim. Çift katlı mekanın alt katındaydık, ama yalnız değildik. Etrafta yabancı yüzler ile birlikte tanıdık yüzlerde vardı.

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin