...O gün ilk kez uyuşturucu ile tanıştı. Bırakırım, bana bir şey olmaz iradeliyim, diyerek girdi bu yola. Sonra ne mi oldu?
Günden güne zayıfladı, gücünü kaybetti, hayat kalitesi düştü, para için asla yapmam dediği şeyleri yaptı. Hayatındaki ahlak v...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
16.BÖLÜM: "BEDEL"
-Oy verip yorum yaparak beni teşvik edip yeni bölümün daha hızlı gelmesini sağlayabilirsiniz:)
-iyi okumalarrr💋💋
🍂
Büyük düşlerim, özlemlerim ve büyük beklentilerim hiçbir zaman olmadı. Beni oluşturan şey koşullardı, ama ben onları reddedip kendimi acıların ve pişmanlıkların ortasında buldum. Eğer herkes gibi yaşasaydım, yaşamı onlar gibi görebilseydim nefes almak bile beni avutmaya yeterdi. Şu an burada, okulun sessiz koridorunda babamın bana adımlayışını izlemek yerine bir akşamüstü oturup, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı izlemek isterdim.
Yanımıza ulaşan rehberlik hocasından ziyade tüm dikkatimi arkasındaki babama verdim ve bir kaç adımda hızlıca yanına ulaştım.
"Neden haber vermedin geleceğini?" Diye sordum titreyen sesimi kontrol altına almaya çalışırken.
"Planda yoktu çünkü," elleri ile kirli sakalını üstün körü kaşıdı, "devlet barodan sana avukat atamış, o aradı beni. Artık ne işlere bulaştıysan."
Son cümlesindeki sert ima zayıf düşen bedenimi iyice sarstığında kramp giren kaslarıma karşın derin bir nefes aldım.
"Serra, annenle telefonda konuştum ama sanırım işte olduğu için gelemiyor." Rehberlik hocası bakışlarını bu sefer Batu'ya çevirdi, "sende velini çağırabilirsen çağır, Batu. Biliyorum artık bu okulda değilsin, fakat bu olayın önemini siz benden daha iyi biliyorsunuz."
Daha sonra müdürün odasına girdi. Babamda onu takip edip gözden kaybolduğunda tuttuğum nefesimi serbest bıraktım.
"Bittim ben," dedim sessizce. Sonum gelmiş gibi hissediyordum. Krizim birazdan şiddetlenecek ve ben, kendimi kaybedecektim.
Babam, eğer benim uyuşturucuyla tanıştığımı öğrenirse ne yapacağını az çok tahmin edebiliyordum. AMATEM'e yatmayı, altı ayımı orada harcamayı geçtim, asıl çekincem o değildi zaten. Tek korktuğum, endişelendiğim olay beni bu şehirden koparıp, Manisa'ya geri göndermesiydi. Eğer oraya geri dönersem, Batu ile olan iletişimim tamamiyle kesilecekti ve ben bunu istemiyorum.
"Arka sokağa park ettim arabayı," dedi Batu benim acınası halimi görüp yardım etmeye çalışırken, "gel benimle, halledelim."
Onu büyük bir istekle onayladım ve koşar adımlarla arkasından ilerledim. Bir kaç dakika sonra terlemem çoğalacak, kaslarıma krampler girmeye başlayacaktı. Dahada kötüsü ağzımdan çıkanlara dikkat edemeyecek hale gelecektim.