...O gün ilk kez uyuşturucu ile tanıştı. Bırakırım, bana bir şey olmaz iradeliyim, diyerek girdi bu yola. Sonra ne mi oldu?
Günden güne zayıfladı, gücünü kaybetti, hayat kalitesi düştü, para için asla yapmam dediği şeyleri yaptı. Hayatındaki ahlak v...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-23.BÖLÜM: "ÇIRPINIŞ"
-bol Eray'lı Irmak'lı ve Batu'lu bir bölüm oldu. Bir önceki bölüme sadece üç kişiden yorum geldi (okuyup geçenleri saymıyorum) ama böyle olunca o kadar bunalıyorum ki bırak yeni bölüm yazmayı, siteye giresim bile gelmiyor. lütfen artık yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin😘
-iyi okumalaaar❤️❤️
🍂
Serra'nın ortaya atıp gittiği keskin cümlelerin ardından saatler geçti, dakikalar ilerledi. Bir saat öncesine dek Batu'nun benim için doğru kişi olduğuna emindim. Hâlâ eminim sadece içimde bir şüphe, bir bilinmezlik oluştu ve bu koca boşluk, içimde sandığımdan daha çok yer kapladı. Bir yanım Serra'nın ağzından çıkanların yalan olduğunu, diğer yanımsa her şeyi zamana bırakmamı söylüyordu. İki tarafta çıkmazdı ve iki tarafın sonuda pek parlak görünmüyor.
Geniş otoparkta birbirinden lüks arabalar yan yana dizilmiş, herkes kendi dairesinin yazıldığı duvarın uzantısında arabasını parkederken omzumun üzerinden Batu'nun parkettiği numaraya baktım; yirmi yedi. Daha büyük bir numarada göremedim.
İsmini dahi bilmediğim arkadaşları, orta büyüklükteki 7-8 koliyi yük asansörüne yüklemeye başlarken, Batu kendi arabasında bulunan ıvır zıvırlarla dolu poşetleri almıştı. Sensörlü kapı iki yana kaydı ve bizi asansörlerin bulunduğu alan karşıladı. Zaten bulunduğumuz katta olan asansöre bindiğimizde aramızda rahatsız edici bir gerginlik vardı. Bu gerginliğin sebebi ise Serra'nın kafamı allak bullak yapmasıydı.
Sessizliğimiz ürkütücüydü. Asansör bir bir katları çıkıp en üst kata ulaştığında Batu, her zaman yaptığı şeyi yaptı ve kenara geçip benim önden geçmemi sağladı. Fakat bu sefer bunu yapmasına gerek yoktu, çünkü yolu bilen ben değilim. Üzerine bastığım siyah mermer zemin oldukça parlaktı. Etraftaki parlak ışıklar ve koridorun uzunluğu ile evden ziyade lüks bir gece klübünde tuvalete gidiyor gibiyim. Batu, çelik kapıyı anahtarla açtı fakat içeri girmek yerine koridorun diğer ucundan, yani yük asansöründen kolileri taşıyan arkadaşlarına yardım etmeye gitti. O, bana ufak bir bakış atıp yanımdan çekip gittiğinde eve girdim ve yaşayacağı ortama baktım.
Her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş olan evin ışıkları bile ayarlanabiliyor, tek bir kumanda ile istediği rengi açabiliyordu. Onun kalacağı odaya, yeni koltuk takımlarına bakarken derin bir iç çektim. Torbacılıkta cidden dudak uçuklatan paralar dönüyor.
Koliler, evin girişine dizildi, daha sonra evde Batu ile tek kaldık. O, geniş terasın kapısını açıp çıktığında, tıpkı onun gibi kolayca terasa adım atıp, bu yükseklikte belime kadar gelen korkuluklara rahatça yaklaşmak isterdim. Ama yapamadım. Yerden yirmi yedi kat yükseklikte olduğumuzu düşünmek bile beni sebepsizce geriyor.