~ B A Ğ I M L I ~
24.Bölüm: "Kıskançlık"
hatırlatma en son ırmak batuya tokta atmış batu, ırmakın gizli hesabını öğrenmişti. sonda bi daha ki bölüme dair spoide var.
-İyi okumalar❤️
🍂
Sağ elimin avuç içine baktım. Hâlâ yerini koruyan keskin bir sızı, avuç içimde turluyor bana asla rahat uyku vermiyordu. Batu'ya tokat attım. Art arda bana hakaret etmesine, üzerime doğru bilinçsizce yürümesini hazmedemedim ve ona tokat attım. Bu olayın ardından geçen 5 gün sadece evde kaldım. Hap, iğne, kokain. En yakın üç arkadaşım onlardı ve beni asla yalnız bırakmıyorlardı.
Eray, aradı. Poyraz aramadı. Batu, aramadı. Aslı, ve bir kaç kez babam aradı. Onlara sadece mesaj çekmekle yetindim.
İçimdeki durgunluk, bunalmışlık git gide büyürken her geçen gün Semir'in neler yaşadığını daha iyi anlıyordum. Onun kendi dünyasında yaşadığı depresyon onun sonu olmuştu. Benim ise hangi aşamada olduğum hâlâ muallakta.
Param tükenmişti, başa sarmıştım. Son beş gündür o, çıplak fotoğraflarımın bulunduğu uygulamaya girmediğim için cüzdanım boş, hesabım aktif ve en çok ziyaret edilen profiller arasında ilk sıralardayken, pasif profil kısmına düşmüştü. Eray'a gidip iki cilve yapmayı düşünüyordum ama Eray'ın yanına ne zaman gitsem onu tabiri caizse, bir cüzdan olarak görmekte zorlanıyordum. O çok iyi bir insan ve ben leş gibi biriyim. Ama yine de şansımı denemek istiyorum.
Aklımdaki düşüncelerle birlikte dudaklarıma sürdüğüm kırmızı rujun fazlasını almak amacıyla boş peçeteye bir öpücük bıraktım ve odamda ki aynanın karşısına geçtim. Mini kot eteğim ve üzerimde ki dar, ince uzun kollu tişörtümle ne abartıydım ne de sade. Düzleştirdiğim saçlarımı tek omzuma aldım ve bir kaç adım gerileyip tekrar yatağıma oturdum. Düşük omuzlarım ve güçsüz bedenim hiç sağlıklı değildi artık.
Tırnaklarım bir kağıt gibi ince, cildim çöl gibi kuru, saçlarım ise dökülmekten kendini asla toparlamıyor. Eroin, adetimi bile kesmiş vücudumu kendi hükmetmeye çoktan başlamıştı.
Bir saat sonra Eray'ın evindeydim. Cüzdanımda ki son parayı taksiye vermiş, midemin içerisinde sadece bir paket bisküvi ve kahve vardı. Onun, sadece ateş böceklerinin sesleriyle kaplı olan bahçesinde ki salıncağa oturduğumda Eray, bize yiyecek bir şeyler hazırlıyordu. Gergindim ama bu gerginliğimin bir çok sebebi vardı. Eray, ile koskoca evde tek olmak, Batu'yu beş gündür görmemek, paramın olmaması, damarlarımda dolaşan uyuşturucu ile hayatım boktan bir vaziyetteydi.
Masanın üzerindeki telefonumu alıp sosyal medyaya, daha sonrasında ise sahte hesabımdan takip ettiğim Serra'nın profiline girdim. Bu benim için bir rutindi. Batu, ile sevgili olduğu zamanlarda ki fotoğraflarına bakıyor, Batu'nun ve Semir'in bir zamanlar onu nasıl gördüğünü deli gibi merak ediyordum.
Serra'nın son attığı gönderiye tıklayıp fotoğrafı açtım. Şık bir restoranda çiçeklerle kaplı olan merdivenlerin üzerinde çekildiği pozlara bakarken içim içimi kemiriyordu. Serra, bir şekilde sağlıklı saçları ve cildi ile parlıyor, her fotoğrafta güzel çıkmayı başarıyordu.
İki yüz küsür beğeniye sahip olan fotoğraf, arkadaşlarının yorumlarıyla süslenmişti.
Acaba hiç Batu'nun yanına gitti mi son zamanlarda diye sordum kendi kendime. Ama maalesef ki bu sorunun cevabı bende değil. Serra'yı kıskanıyor bazen onun gibi bir yüze, bedene ve hayata sahip olmak istiyorum. Ama aynı zamanda, bana kendimi 'yetersiz' hissettiği, Batu ile daha önce bir şeyler yaşadığı için ondan nefret ediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞIMLI
Novela Juvenil...O gün ilk kez uyuşturucu ile tanıştı. Bırakırım, bana bir şey olmaz iradeliyim, diyerek girdi bu yola. Sonra ne mi oldu? Günden güne zayıfladı, gücünü kaybetti, hayat kalitesi düştü, para için asla yapmam dediği şeyleri yaptı. Hayatındaki ahlak v...