12.Bölüm "Ölüm"

3.6K 178 20
                                    

~ B A Ğ I M L I ~

🎵:Avril Lavigne/I'm with you (acoustic)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎵:Avril Lavigne/I'm with you (acoustic)

-12.Bölüm: "Ölüm"

iyi okumalarrr💞

🍂

Gün gelir hayatına aldığın kişiye karşı konuşmak yerine susmanın, yaklaşmak yerine mesafe koymanın, beklemek yerine unutmanın seni daha az inciteceğini bilirsin. O gün geldi. Semir'i hayatıma dahil ettiğimde, ara ara bana kendini hatırlatan vicdanım, onun kollarındaki kesik izlerini ilk gördüğümde sızlamıştı. Sonra anladım ki Semir yüzünden çok üzülecek, kötü hissedeceğim. Yinede onu kendime benzettiğimden midir bilinmez, yanında olmak istedim. Benim hissettiğim yalnızlığı o hissetmesin istedim. Ya da birbirimizin yalnızlığını beraber giderelim istedim. Ama onun aklında iyileşmek yerine başka planlar vardı. Hayat bir oyun, sırası gelen eleniyor. Fakat Semir'in sırası gelmemiş, o kendi kendini elemişti. Belki anlık bir cesaretle bunu yaptı belkide bunu yapmayı uzun süredir düşünüyordu. İki seçeneği de uzun uzun düşünüp üzerinde konuşmak isterdim. Ama tek başıma değil, Semir'le. Aslında insana yaşı değilde yaşadıkları öğretiyordu hayatı. O, tam olarak bu cümle ile bütünleşiyordu. Varlık içinde yalnızlığı yaşamış, istediği zaman yanında olan tek şeye hayatını adamıştı; eroine. Ama hükmen galip gelen Semir, değil.

Onun beton zemine, sırtüstü kendini bırakmasının üzerinden on beş dakika ya geçmiş ya da geçmemişti. Zaman kavramım kendini kaybetti. Polisler terasta, sokak başında, binanın içerisinde kısacası her yerde üniformalı insanlar vardı. Karanlık geceyi onların arabalarındaki mavi, kırmızı ışıklar aydınlatıyordu. Etraf ise sessiz ama aynı zamanda oldukça gürültülüydü. Kafasının arkası neredeyse parçalanmış, aşırı kan kaybetmiş diyorlar fakat, bu senaryoya zihnim inanmak istemiyor. Bulunduğumuz mekanın güvenlik görevlileri ile konuşan polisler etrafı sarı bir postişle çerçeveleyip alana şerit çekerken, Semir'in yanında diz çöken Serra'nın sesi yükseldi.

"Ambulans nerede?" Dedi sesini olabildiğince, ama kimse ona cevap vermedi.

Olayın şoku üzerimdeyken bir kaç meraklı insanı solladım ve kendini imha eden Semir'in yanına gittim. Kan, asfalt zemini dahada koyulaştırmış, Semir'in saçlarını kırmızıya boyamıştı. Onu öyle görmek, bana hayatım boyunca unutamayacağım travma yarattı. Gördüklerimin hepsi bir filmin içerisindeymişim gibi hissetmeme sebep oluyordu. Etraftakilerin sesleri kulağıma uğultuyla doluyor, zihnim karmaşayı anlamlandırmaya çalışıyordu. Belkide bu yaşadıklarım gerçek değil, belkide ben yine hapın etkisindeyim. Hap, bedenime ihanet ediyor ve bana böyle iğrenç bir oyun oynuyor. Siktir, dedim kendi kendime. Neler oluyor? Semir, artık yok mu?

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin