3) KABULLENME

65 1 0
                                    


   Candan Erçetin ~ yalan






Gözlerimi açtığımda odamdaydım. Ateş yanıbaşımada durmuş ellerimi tutuyordu.
"Ateş." mırıldanmama direk gözlerini açtı.
"Bebeğim, iyi misin?"
Damağım kurumuştu. Gözlerimi oğuşturup ona baktım "Ateş.. babam nerde çok kötü bir kabus gördüm." Ateş gözlerini kapattı sıkıca.
Neler oluyordu?
"Ateş?" gözlerim doldu. Hayır hayır hayır. Kabustu o gerçek değildi ki. Benim babam beni bırakıp gitmezdi.
"Sevgilim sakin ol bak kaç gün-"

"ATEŞ BABAM NERDE?!" Ağlamaya başlamıştım.
Bana sıkıca sarıldı. Olmazdı, benim babama bir şey olmazdı. "Bebeğim yapma böyle." Odama göz gezdirdim neler olmuştu böyle?
"Ateş anlat bana. Hatırlamıyorum kabus dışında hiçbir şey hatırlamıyorum." Gözlerime baktı dolu dolu ve sadece "O kabus değildi." dedi.  Bağıra bağıra ağlamaya başladım. Canım çok yanıyordu. Bir daha babamın kokusu olmayacaktı yanımda. Olmazdı ben yapamazdım. Ateş sıkıca sarıldı.
Gözyaşım kalmayana kadar ağladım. Üç gündür sakinleştiriciler yüzünden uyuyormuşum. Uyanıp babamı sorup kabus diye diye her yeri yıkmışım. Yüzümde boynumda parçalanmamış yerim kalmamıştı. Duşa girmek istiyordum. Ateş yatakta otururken doğruldum. Elimi tuttu. Banyoya doğru ilerledi benimle. "Ateş, duş almak istiyorum." Endişeyle baktı gözlerime.
"Berfu. Her zaman yanındayım elini asla bırakmayacağım sevgilim. Sen de benim elimi bırakma olur mu?" Kendime zarar vereceğimden korkuyordu. Bunu yapmazdım. Eğer yaparsam babamın canı acırdı. Elime kıymık batsa onun da eli acırdı. Öyle söylerdi. Beline sarıldım "endişelenme, duş alıcam sadece."
Kafamı öptü. Kıyafetlerimi çıkarmadan girdim buz gibi suyun altına. İçim yanıyordu. Ama bu soğuk su bile etki etmiyordu. Çöküp ağlamaya başladım.
Ne kadar süre orda öylece kaldım bilmiyorum. Hıçkırıklarımdan kapının sesini duymamıştım. Ateş kollarımdan tutup sarsıncaya kadar öylece durup ağlıyordum. "Berfu su buz gibi hasta olacaksın!" dedi ve önce suyu ısıtıp vücudumda gezdirdi ve ardından beni kaldırdı. Üzerime bornoz geçirdi ve odaya taşıdı. Ayakta öylece dikiliyordum. Dolabımdan en kalın pijama takımını çıkardı. Sonra biraz karıştırıp iç çamaşırı çekmecesinden bir kilot çıkardı.
Bana yaklaştı bornozumu çıkardı üstümdeki ıslak kazağı çıkardı. Elleri taytıma gidince bana baktı. "Sen istersen devam et." dediğinde güçsüzce ellerimi tayta götürdüm. Islak olduğu için çok zorlanıyordum ve gücüm de yoktu buna.
Ellerimi tutup iki öpücük bıraktı ve önümde diz çöküp taytı çıkardı ayaklarıma bakarak. Sadece iç çamaşırlarımla kalmıştım. Gözlerini yerden ayırmadan ayağa kalktı ve gözleri direk gözlerimi buldu. Elleri arkama gidip sütyen kopçamı çözdü ve ardından arkasını döndü.
Omuzlarımdan düşürdüm sütyeni ve iç çamaşırımı da çıkarttım. Çıkardığı diğer iç çamaşırını giydim. Sütyen bulamamıştı. İç çamaşırımı giydiğinde elindeki pijamalarımı yine beni rahatsız etmeden çıkarttığı gibi giydirdi.
Islakları alıp banyoya geçti. Döndüğünde tarak ve saç kurutma makinesi elindeydi. Arkama geçip saçlarımı taradığında ağlamam şiddetlendi.
Saçlarımı tarayan ikinci kişiydi. Babamdan sonra...

Tarayıp belime sarıldı sıkıca. Yutkundum. Gözyaşlarımı sildiğimde saçımı kurutmaya başladı.
Kuruyan saçlarımın ardından sıcak makineyi içime tuttu ısınayım diye.Ardından belime sıkıca sarılıp beni göğsüne yatırdı ve saçlarımı okşamaya başladı.
Bir kaç saat geçmişti. Ateş annemler yüzünden gitmek zorunda kalmıştı.



5 gün sonra

Beş gündür odamdan çıkmıyordum. Yemek yemiyor konuşmuyordum. Ateş de yanıma gelemiyordu.
Annemler izin vermiyordu. O gün hastaneden sonra beni düzenli olarak uyuttukları için cenazeye gidememiştim. Ateş ayarlamış zaten her şeyi. Annemler de gitmemiş cenazeye. Babam öyle kimsesiz gibi gömülmüş. Eve de bir iki komşu dışında kimse gelmemiş annem de onları max 10 dakika ağırlayıp acımız var diye yollamış. Ne acı ama. Kocasının cenazesine bile gitmemiş.Telefonum çaldı. Arayanın Ateş olduğunu bildiğim için açtım hemen.
"Ateş.."

KAR TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin