Siana elindeki neredeyse bitmiş şarap bardağına baktı. Alan banyodan çıktığında daha fazla içip içmemesi mi daha iyi olur diye düşünüyordu. Bornozunu belinde sıkıca bağlamış Siana'nın aksine Alan gevşek bir şekilde bağlamıştı o yüzden göğsü görülebiliyordu.
Alan havlusuyla saçını kurutmak için yaptığı her harekette, onun sert kaslı göğsü dalgalanıyordu. Siana'nın yüzü kızarıyordu. Onun göğsünden başka bir yere bakmaya çalıştı. Başka bakacak bir yer bulamayınca, bakışlarını yere odakladı. Alan 'ın ona doğru yürüdüğünü hissetti.
"Şarabı içtin mi?"
"Oh, evet" birkez ona baktı ve sonrasında hızlıca tekrardan bakışlarını aşağı çekti.
"Sarhoş mu oldun?" Diye sordu ona doğru eğilirken. "Yüzün kızarmış gibi görünüyor. "
Sabunun ya da hala onda kalmış olan yağın hoş kokusunu koklayabiliyordu. Siana ona baktı ve bakışları onun dudaklarına düştü. Onun çok yakın olduğunu fark etti ve yutkundu. Siana 'nın göğsü güm güm ediyordu. Belki de sadece bir bornoz onu kapattığı içindi fakat Alan'ın hatları daha çok dikkat çekiyordu.
"Kaç bardak içtin?"
"Sadece iki" diye mırıldandı.
Alan her konuştuğunda, nefesi Siana 'nın yanaklarını gıdıklıyordu. Siana elleriyle ne yapacağını bilmiyordu, o yüzden ikisini birbirine kenetledi, parmak eklemleri beyaz oluyordu.
"Gergin misin?"
"Nasıl biliyorsun?" Şok olmuştu.
"Ne zaman gergin olsan ellerini bu şekilde kenetlersin." Siana'nın ellerine bakarak konuştu.
"Gerçekten mi?" Solmuş olacakları noktaya kadar sıktığı ellerine baktı. "Bunu hep mi yapıyordum?"
"Bilmiyor muydun?" Yumuşakça gülümsedi. "Bizim çocuk olduğunuz zamanlarda ne zaman gergin olsan hep bunu yapardın."
Ellerini gevşetti böylece elleri geri normal rengine döndü. "Bunu yaptığımı bilmiyordum."
"Yani, çoğu insan kendi küçük alışkanlıklarını bilmez," dedi.
Alan kendisine bir bardak doldurdu ve yudumladı. "Biraz daha ister misin?" Diye sordu kendi bardağını sallarken.
"Hayır. Teşekkürler. " Çoktan kafası yerinde değilmiş gibi hissediyordu. Eğer bir bardak daha içerse, herhangi bir şey hatırlayıp hatırlamayacağını bilmiyordu .
"Bunu düşündün mü?" Bardağından şarap içerken sordu.
"Huh?" Dalgın bir biçimde sordu.
"Çok hızlı bitiren bir adamdan bahsettiğinde. Senin seksteki standartların nedir?"
Siana'nın dudakları titredi. Şu anki seksteki 'standartlar' hakkında hiçbir fikri yoktu. Ki zaten hayatında daha önce bunu hiç yapmamıştı . Bunu sadece onun gitmesi için aniden söyleyivermişti. Seksi az bir miktarda diğer insanlardan, özellikle Yulia'dan biliyordu. Cevap vermedi.
Alan ellerini birleştirdi ve onun utanmış yüzüne baktı. "Bir tavşanın 3 dakikada bitirdiğini söyledin, yani uzun süre dayanırsam, olur mu?"
"Uh," Siana tekledi. "Evet, sanırım."
Bir adamın ne kadar tutabildiği hakkında biçbir fikri yoktu. Sessizce bu konuşmanın bitmesi için dua etti. "Yani, bunu yaptıktan sonra sen bunu sevmezsen," devam etti. "Evlilik teklifimi geri çekmek zorundayım. Bunun benim açımdan adaletsiz olduğunu düşünmüyor musun?"
Siana sersemlemişti. Bu onun için adaletsizdi kendisini yüzlerce kez açıklmasına rağmen buna sürüklendiği için . "Bu nasıl senin için adil değil?" Kafası karışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Dangerous Childhood Friend
Lãng mạn"My Dangerous Childhood Friend" romanının türkçe çevirisidir. *** "Söz verelim: İkimiz de yirminin üstünde ve bekar olduğumuzda birbirimize iyi bakalım." Bir gün çocukluk arkadaşı döndü ve Siana'ya evlenme teklifi etti. Çocukken yaptıkları aptalca b...