Siana sandığından daha sakin çıkan sesine şaşırmıştı. Bu en iyisiydi. Utanmaz, cüretkar ve umursamaz gözükmek istemişti, böylece onu bırakıp, başka bir ülkeye gitmek daha kolay olurdu.
Alan, Siana'ya baktı ve bir süre boyunca konuşmadı. Sonra sanki düşünüyormuş gibi çenesini ovdu. "Yani, diyorsun ki çok hızlı bitiren erkeklerden hoşlanmıyorsun?"
Siana kollarını birleştirdi. "Kesinlikle" dedi kesin bir şekilde. "Ve benim için doğru olmayan ve yüzlerce kez reddettiğim bir adamla evlenmek istemiyorum. Biliyorsun ki, evli çiftler hayatları boyunca birlikte yaşamak zorundadır. Aynı çatı altında yaşarlar ve birlikte yakın anlar paylaşırlar. Uyuşmayan bir adamla yaşamaktan daha berbat olan başka bir şey yoktur."
"Anlıyorum" dedi.
Siana rahatlamıştı. "O zaman bu konuyu bitirdik." Sadece gitmesini ümit etti böylece başka bir ülkeye kaçmak için her ne gerekiyorsa ilgilenebilirdi.
"Nereden biliyorsun?"
"Ne?" Afallamıştı.
'Bu aptal' Siana düşünmeye başlamıştı. 'Tekrar değil! Olay bu değildi, Alan!' Alan yavaşça ona doğru yürümeye başlamıştı. Geri adım atmıştı. Sırtı duvara vurmuştu. Duvardaki eliyle onun doğru eğildi.
"Nerden biliyorsun? Birbirimizle daha önce hiç yakınlaşmadık. Belki şaşıracaksın. Yani evlenmeden önce benimle bir gece geçirmek istediğini mi söylüyorsun?"
Siana cevap veremedi. Duvara yaslanmaktan rahatsız olmuştu. Alan'ın kelimelerinden oldukça şok olmuştu. Bu, onun beklediği gibi gitmiyordu. Her şeyi yanlış anladığını söylemek istiyordu fakat konuşamamıştı.
"Sia" Aşağı bakıp, daha da eğilmişti. Onun yüzünün yakınlığıyla, sarsıldığını hissetmişti. "Beni sadece yatakta bir tavşan gibi olduğumu düşündüğün için reddettiğine inanamıyorum." Siana'nın saçına dokunurken demişti. "Sana evlenme teklifi eden adama kendini kanıtlaması için bir şans verecek misin?"
"Alan, bu öyle değil." 'Bunun hepsi yanlış.' Diye düşündü. Alan yumuşak bir şekilde ona gülümsedi. Hayatının çoğunluğundan tanıdığı eski bir arkadaştı o ama yakınlık onun göğsünün hızlı bir şekilde atmasına neden olmuştu. Bir tuzağa yakalandığını hissetti, bir avcı tarafından yok edilmeye hazırlanıyormuş gibi.
Siana'nın üstüne daha da fazla eğildi. "Doğru mu, Sia?" Siana yutkundu. Kalbi çok sert atıyordu ve ağzı kurumuştu.
"Bana sadece bir şans ver, Sia." Dedi yumuşakça.
Sia olduğu yerde donakalmıştı. Siana ona, bunu söylediğini böylece kendisini yalnız bırakacağını söylemek istedi. Ona söylemek istemişti ama aynı zamanda istememişti. Konuşamayacak gibi hissettmişti. 'Eğer bunu bir kez yaparsam gitmeme izin verecek mi?' Umutsuzca düşündü. 'Onunla bir gece geçirdikten sonra onunla evlenemeyeceğimi söylersem, belki o zaman dinleyebilir.'
Başka bir yol yokmuş gibi hissetmişti. Alan çok ısrarcıydı. Belki de ona istediğini verip, daha sonrada Vikont North onu bulmadan önce sığınabileceği bir yere kaçardı.
"Tamam. Sadece bir kez."
"Ne?"
"Sadece bir kez," dedi "Ondan sonra, eğer sana seninle evlenmek istemediğimi söylersem, gitmeme izin vermek zorundasın. " Asabiyetinin ortasındayken kalbi, Alan'ın bakışlarından heyecanlanmıştı; sanki altında genç, olgumlaşmamış bir Siana hala duruyormuş gibi görünüyordu. Belki de hala, düşündüğü kadar Alan'ın karizmasına bağışıklı değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Dangerous Childhood Friend
Romance"My Dangerous Childhood Friend" romanının türkçe çevirisidir. *** "Söz verelim: İkimiz de yirminin üstünde ve bekar olduğumuzda birbirimize iyi bakalım." Bir gün çocukluk arkadaşı döndü ve Siana'ya evlenme teklifi etti. Çocukken yaptıkları aptalca b...