"Bunlar da vıcık vıcık ıyy. Bir anda üstlerine atlasam ölür müyüm?" diyen Arda'nın sesi geldi kulağıma. Gözlerim kapalıydı ama uyanmıştım.
"Atlarsan eğer sen değil onlar ölür salak." Dedi Alper. "Cidden biz neden şuan bu odadayız?"
"İfşa çekmek için geri zekalı." Dedi Arda ve bir patırtı sesi geldi.
"Ne vuruyorsun oğlum? Sıçmayayım ağzına çıkalım şuradan." Dedi Alper.
"Bekle. Bu anı kameralara aktarmam lazım. Ne güzel uyuyorlar aşk kuşları." Dedi Arda ve bir flaş patlama sesi geldi.
"Sırf ifşa çekmek için bu kamerayı getirmedin değil mi?" dedi Alper.
"Sırf onun için getirdim." Dedi Arda.
"Geri zekalı yav. Gel çıkalım şuradan." Dedi Alper.
"Bekle lan birkaç tane daha çekeyim."
"O kamerayı münasip bir yerlerine sokmamı istemiyorsan hemen çık." Yanımdan yükselen sesle gözlerimi açtım. Atlas öldürecekmiş gibi Arda ve Alper'e bakıyordu. Onlara baktığını gören Arda kamerayı anında Alper'in eline tutuşturdu.
"Her şey onun fikriydi. Dedi gel fotoğraflarını çekelim dedi. Dalga geçer güleriz dedi. Ben her ne kadar bunu yapmamız yanlış, başkalarının özeline burnumuzu sokmamamız gerekir desemde dinlemedi. Silah zoruyla getirdi beni buraya. Ve evet silahı var." Dedi Arda tek nefeste. Benim nefesim kesildi olm sakin.
"Sallama lan. Yok öyle bir şey." Dedi Alper. Atlas bir anda ayağa kalkarak Arda'yı kovalamaya başladı.
"Sıçtım ağzına."
"Ama Atlas'ım beni dinle. Neden beni kovalıyorsun? Her boku Alper yapıyor naneyi ben yiyorum. Böyle adaleti sikeyim." Arda'nın kaçarken söylediklerine gülmeden edemedim.
...
Masaya oturmuş kahvaltı yapıyorduk.
"Bir Allah'ın kulu çay verebilir mi?" dedi Arda. Uzanıp bardağına çay doldurdum. "Allah razı olsun."
"Atlas nerede?" dedi Ada.
"Bir işi varmış. Siz yiyin ben birazdan gelirim dedi." Dedim. Kapının çalmasıyla gidip kapıyı açtım. Karşımda gördüğüm kişilerle kaşlarım çatıldı. Atlas ve yanında da yetmişli yaşlarda bir teyze vardı. Elinde bastonu ve diğer elinde de örgüden bir çanta vardı. Mal mal yüzlerine bakıyordum ki teyzenin sesi duyuldu.
"Ayakta mı bekleyeceğiz? İçeri davet etsene kızım."
Kenara geçerek geçmeleri için izin verdim. Atlas teyzenin kolundan tutarak yürümesine yardım ediyordu. Kapıyı kapatarak çocukların yanına döndüm. Hepsi saygıdan dolayı ayağa kalkmıştı. Arda teyzenin yanına geldi ve elini tutarak öpüp başına koydu.
"Hoş geldiniz efendim."
"Oy benim güzel oğluşum. Maşallah sana." Diyerek Arda'nın başını okşadı teyze. Herkes sırayla teyzenin elini öptü. Bende dahil.
"Tanıştırayım. Babaannem olur. " Dedi Atlas.
"Memnun olduk efendim." Dedi Alper. Babaanne herkesi baştan aşağı süzdü. En son gözleri beni buldu.
"Gelin hanım bu mu?" dedi. Atlas gülerek başını salladı.
"Evet babaanne. Gelinin olacak güzel kız bu, Okyanus." Dedi Atlas.
"Bakalım gelin olmayı hak ediyor mu? Küçük bir sınavdan geçirmem gerekiyor." Dedi babaanne.
...
Kahvaltımızı yapmış şimdi de ahırın önünde duruyorduk. Babaanne içerideki inekleri gösterdi.
"Benim gelinim olacaksan eğer inek sağmayı bileceksin." Dedi ninem.
"İyi de bilsem ne olacak bilmesem ne olacak? Ne işime yarar ki bu?" diye sordum.
"Sütü nereden almayı düşünüyorsun benim saf kızım." Dedi nine.
"Marketten." Dedim.
"Market falan yok. Ben oğluşuma market sütü içirmem. Ona taze taze süt sağıp vereceksin." Dedi ninem.
"Ben taze sütü nereden bulacağım?" deyince halime acımış gibi ellerini vah vah dercesine birbirine vurdu.
"İnekten bulacaksın kızım."
"Şehir de inek mi var nine?"
Sıçtın Okyanus. Allah rahmet eylesin.
Oy verip yorum yapmayı unutmayın bebeklerim. Byysss.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANONİM | Texting
HumorOkyanus: Dur lan konumuza dönek Anonim: Dönek Okyanus: Sensin dönek Okyanus: Tavuk Anonim: Ya ANSQJSKQXMWKZJWJDMWKANSKMXKABDJWKDNWKDJWHX