𝙰𝚝 𝚝𝚑𝚎 𝚎𝚗𝚍 𝚘𝚏 𝚝𝚑𝚎 𝚍𝚊𝚢 𝚢𝚘𝚞 𝚠𝚎𝚛𝚎 𝚑𝚎𝚕𝚙𝚕𝚎𝚜𝚜

100 12 18
                                    


Pencereden çektiğim kafamı size döndürdüm. Jeonginim, yakın arkadaşım ne de güzel uyuyor değil mi? Sende bundan aşık oldun zaten ona, bakışlarından belli. Küçüklüğünden beri bakmamıştın kimseye bu şekilde, yada ben görmemişimdir. Hayır hayır hayır şimdi ağlamamalıyım, Minho hyung uyandığında şüphelenir. Bilirsin huyunu. Sonuçta senin bilmediğin bir şey yok. Bu konuda sana söz söylemek gelmiyor içimden. Bomboşum şimdilik ilk başlarda öyle oluyordur herhalde. Finn Amca'nın söylediği sözü düşündüm anlık 'Bir insanı ne kadar seversen sev evlat, sadece yüreğin bilir.'

Senin bir suçun yok Hwang Hyunjin. 

Birazdan tekrar beraber olacağız ve ben sana bakarken hala ümit dolu olacağım. Olmalı mıyım? Sahi sende Minho ya benim kadar yabancısın ne diye ona inanıyorum ki ben?

-

''Herkes kamp alanına toplansın. Önden rehber size eşlik edecek bende birazdan sizinle olacağım.''  Bay Byun ortalıkta öğrencileri ayıklamaya çalışırken bir yandan koca çantasının içindeki evrakları çıkartmakla uğraşıyordu. Sırt çantasını alıp önünden ilerleyen koca kalabalığın peşinden gitti Seungmin. Minho dahil birkaç üst sınıf öğretmenlere yardım etmek için geride kalmıştı bu sırada da  uyuyan Jeongin ve Hyunjin i ellemeden otobüsten inip onlardan önce kamp alanına gitmeyi seçti. Herkesin ikili kalması için ayarlanmış çadırlara, kalacakları kişilerin otobüse binmeden önce yazdıkları isimler ayarlanmıştı. Jeongin ile kalmak güzel olurdu Seungmine göre hem dinlenir hem duyduklarını unutmasını sadece o sağlardı. Ona sarılarak uyuyabilirdi mesela. Ama paylaşılmayan kişi olduğu için onu da zor durumda bırakmamak adına sessizce kabul etti. 

Herkes kurulan çadırlarına yerleşirken kenardaki çam ağacının gölgesinde kurulu kırmızı çadıra yöneltti adımlarını. Etrafındaki bütün çadırlar tek tek kapılıyordu bu yüzden acele acele koşturup çantasıyla beraber kendisini de fırlatıp nefeslendi bir süre ''SEUNGMIN!''

Üstüne zıplayan Jeongin le göğüs kafesinin akciğerlerine batışını hissetti. Elleriyle ittirip biraz öksürerek ona sırnaşan arkadaşına döndü. ''Oda arkadaşın olmak istiyorum Jeongin!'' Jeongin diğerinden gelen ani itirafla ağzını açıp kapadı ve tekrar boynuna sarıldı sevinçle. ''Seungminim benim! BENDE İSTİYORUM AMA BU KÖYLÜ İSMİMİZİ BERABER YAZMIŞ.'' Evet hangi köylüden bahsettiğini biliyordu. Karşılarındaki çadıra çantasını bırakan Sarışın biraz etrafta göz gezdirip Seungmin'in yanındaki partnerini görünce güldü ve onlara doğru yaklaşmaya başladı. ''Senin köylü geliyor.'' Minho yardımı çoktan bitirmiş tepelerine dikilmişti. ''Minho hyung bak nolur Seungminle kalayım hoca öyle söylemiş de lütfen.'' Minho sızlanan küçüğe dik dik baktı. ''Niye öyle bir şey yapayım?'' 

''Ya nolur diyom ya.'' İkisi  laf dalaşına girdiğinde Seungmin elinin ucuyla Jeongini dürtükleyip susturmaya çalıştı. ''Gene neyin tartışmasını yapıyor bu?'' 

Hyunjin direk Seungmin'e yönelttiği sorunun karşılığını Jeongin'in yalvar yakar ikna etmeye çalıştığı Minho'dan aldı. ''Senin partner benim partnerime göz koymuş ille alacağım diyor.'' 

Hyunjin'in biraz kırıldığını hisseden Seungmin arkadaşça ayağına vurup güldü.'' Arkadaşlar arasında çok normal sonuçta Jeongin en yakınım o da bundan istiyor.'' Sevdiği çocuğun, sevdiği kişi yüzünden üzülmesine dayanamayıp yükünü almaya çalıştığı bir tabloydu. ''Hem, bende biraz farklı insanlarla kaynaşmanın iyi olacağını düşündüm şimdi Jeongin.'' 

''Ne? AZ ÖNCE ÖYLE DEMİYORDUN AMA!'' 

''Minho hyungla kalmak istiyorum. İkimiz beraber olursak uyuyamayız.'' İçi acıya acıya yalan söylüyordu. ''AMA YARIN BERABER KALACAĞIZ. BU BOK SURATLILAR YÜZÜNDEN EN GÜZEL ANILARIMI YARATMAKTAN KAÇINAMAM.'' Jeongin arkasına dönüp sinirli bir şekilde çadırına ilerledi. Zaten birkaç dakika sonra da akşam yemeği için etkinlik yapılacaktı. Seungmin çadırda çantasını ve uyku tulumunu yerleştirip çıktı. Minho ondan önce koyduğu için diğer öğrenciler toplanırken partnerini bekliyordu. 

Someone to Stay / Seungjin, HyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin