two- are you lost, omega?

1.9K 236 158
                                    

1820

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1820

Akichu kovboyları, düğün gününün kana bulanmasından sonra Kim Taehyung'un peşine düşmüştü. Taehyung ilk geceyi güçlükle atlatmış olsa da kovboylarla burun buruna gelmemiş, şimdilik onları atlatmayı başarmıştı. Yalnız, çorak topraklara alışkın olmadığından bocalamış ve bir yerden sonra yolunu kaybetmişti. Zaten hiç gelmediği topraklarda yol tarifi yoktu. Nereye gittiğini bilmiyordu. Acınası bir haldeydi.

Yeni sahip olduğu atıyla geçirdiği saatlerin sonunda nereye geldiği hakkında bu yüzden hiçbir fikir yoktu. Hem at hem de kendisi çok yorulmuştu, acilen dinlenmeye ihtiyaçları vardı. Ardından karınları acıkacak ve susayacaklardı.

Atı dizginlediğinde koca bir mağaranın girişine gelmişlerdi. Şafak sökmek üzereydi ve gecede tek bir bulut yoktu. Derin bir nefes alıp tek hareketle atın üzerinden indikten sonra su sesi işitti. Bu iyiye işaretti. Mağaranın içine girip etrafı kolaçan ettiğinde burada kalmaya karar verdi. Ardından atı eyerinden çekip mağaranın biraz arkasında çalılıkların arasında kalan minik dereye yürüdü.

Gösterişli siyah atı su içmeye başladığında o da eğilip kendini temizlemeye koyuldu. Üzerindeki kıyafetlerdeki kan çoktan kurumuştu ve temizlenmesi imkansız bir hale gelmişti. Elinde yeni kıyafet alabilecek parası yoktu, yalnızca bir silah bir kılıç ve uyduruk tacından ibaret varlığı onu zavallı hissettiriyordu.

İki elini de şırıl şırıl akan soğuk suya götürüp yüzünü yıkadı, kanın çıkması için yüzünü neredeyse sertçe çitelemek zorunda kalmıştı.

Dövüş sanatlarını, silah ve kılıç kullanmayı öğrenirken günün birinde bunu kullanacağını ve birini öldüreceğini hiç düşünmemişti. Güvenli kabilesinden dışarı çıkmayacağını sanmıştı.

"Hayat bazen küçük şakalar yapıyor, değil mi?" Ayaklarındaki çizmeye bulaşan kanı peleriniyle temizlerken sesi gecede yankılandı. Şimdi ılık bir duş için neler vermezdi.

Hemen yanındaki at kuyruğunu sallayarak otları çiğnemeye devam etse de Taehyung başını salladı. "Ben de öyle düşünmüştüm." Eğildiği yerden kalktı ve atın tüylerini okşadı. Sahibinden ayrılmış olsa da hiç huzursuzluk çıkarmayan hayvan ona hemen alışmıştı. "Artık tek dostum senmişsin gibi görünüyor, birbirimizi kollamamız gerek. Vahşi Batı'da hiç kimse güvende değildir derler."

Geceyi diken üstünde, mağaranın içinde pelerinine sarınarak geçirdi, sabah günün ilk ışıkları düşer düşmez kalktı ve aç karınla yollara düştü.

Kumdan tepeleri, kurak arazileri aştı. Yolculuğu küçük dinlenme aralarıyla yedi saat kadar sürdü ve tam ümidini yitirecekken bir çam ormanı, ardındaki düzlükte de ufak bir kovboy kasabası gördü. Bu ilk gördüğü yerleşim alanıydı ve dahasını arayacak gücü yoktu.

Dudakları çatlamış, açlıktan başı dönmeye başlamıştı. Belki iyi karşılanmayacaktı ancak başka çaresi yoktu. Ya ölecek ya şansını deneyecekti. Düzlüğe indikten sonra kasabanın adının yazdığı tabelanın yanından geçti. Geum. Burayı daha önce hiç duymamıştı.

Outlaws of the Wild West | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin