twelve -I need you more, I need you most

1.1K 177 153
                                    

Yıkılmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yıkılmıştım.

Küçücük bir adım kalmıştı kendimi kaybetmeme. Jungkook'un, yıllardır beklediğim alfanın beni, ruh eşini öylece terk edip gitmesi yüreğimde tamiri imkansız kırıklara yol açmıştı.

Neredeyse isyan ediyordum.

Neredeyse.

Ama yapmadım hiçbirini. Yanaklarıma süzülen, hiç aşina olmadığım sıcak gözyaşlarımı sildim önce, daha sonra düştüğüm yerden küllerimden doğuyormuşçasına kalktım çünkü başka ne yapabilirdim ki? Elimdeki tek şey bendim artık, yalnızca kendime sahiptim. Tek umudum da soğuk bir sabahta ellerimin arasından kayıp gitmişti. Yıllardır tutunduğum ipi bir gecede yitirmiştim.

Artık hiçbir şeyim kalmamıştı geriye. Ne beklediğim ruh eşim, ne bir ailem ne de övündüğüm saygınlığım.

Jungkook gitmeden önce, kaçmamı söylemişti. Sözde yaptığı şey iyilikti, böyle düşünüyor olmalıydı. Zincirlerimi çıkarması sanki beni mutlu edecekmiş gibi.

Nasıl görmezdi? Nasıl bu kadar cahil ve aptal olabilirdi? Biz ruh eşiydik işte, böyle yasaklarla dolu bir dünyada iki ayaklı asilerdik, kurallara bir gecede yapılabilecek en iyi şekilde başkaldırmıştık.

Ve o kaçmıştı. Bileğime çiçeklerimi bırakmış beni tüm bu kargaşanı ortasında, elimde hiçbir silahım olmadan tam tersi zaaflar ve acılar içinde bir başıma bırakıp uzaklaşmıştı.

Arkasını dahi dönmemesine çok içerlemiştim. Onun için bu kadar az anlam ifade ediyor olmama çok içerlemiştim. Kurtlarımıza bile isteye bu acıyı çektirmesine ve alfanın yapacak hiçbir şeyinin olmamasına çok kırılmıştım.

Yalnızca bu kadar da değildi.

Giderken ona ait olan yüreğimi de götürmüştü. Onu benden nasıl alırdı?

İçim, sabahın ayazı ve yaşananların ağırlığıyla titreyince pelerine sarıldım. Üzerimde kırmızı pelerinden başka bir şeyim olmadığını da o zaman fark ettim. Alfanın peşinden koşarken her şeyi bir kenara bırakmıştım, kendimi bile.

Etrafta ölüm sessizliği hakimdi .Dün gece yakılan şenlik ateşinin korlarından yayılan uman etrafı boz bulanık hale getiriyordu. Yutkundum, arkasından bağırırken boğazım yırtılmıştı sanki. Kimse beni bu şekilde görmeden, omegalar gelip bunu bulmadan önce ayrılmalıydım mabedin bahçesinden.

Başardım da.

Elimde kalan son güç kırıntılarıyla adım attım, basamakları aştım ve dün gece tutkuyla, çığlık çığlığa seviştiğimiz odaya girdim. Nefes alamadım sanki, ruhumu ezip geçen bir ıstıraptı yokluğu.

Odada dün geceye ait hiçbir iz bırakmadan tüm eşyalarımı da alıp kendimi odama kapattım, mermer merdivenlerden çıkmam neredeyse on dakikamı aldı, her basamakta soluklanma ihtiyacı hissettim, nefesim yetersiz geliyordu.

Outlaws of the Wild West | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin