Öncelikle herkese merhaba! Bir süredir bölüm gelmiyordu biliyorum. Bunun sebebi de kendimi son zamanlarda hiç iyi hissetmemem diyebilirim.
Neyse, o yüzden hatalarım olduysa da kusura bakmazsanız sevinirim.
Sizi seviyorum, iyi okumalar ♡
________
" Tam 41 sene önce bu şirket için başlattığım çalışmaları ve açtığım holdingin yönetim kurulu başkanlığını artık bırakmaya karar verdim. Bu işler için artık yaşlı olduğumu düşündüğüm ve yıllardır saçımı süpürge ettiğim şirket ile uğraşmaktan yorulduğum için, belki de en doğrusu bu.
Sevgili ülkem, yayın mensupları ve sevgili ailem:
Bugünden sonra Yesari ailemizin geleceği, oğlum Savaş Yesari'ye emanettir. Bundan sonra tüm işlerle o ilgilenecek ve tüm sorumluluk onun üzerinde olacaktır.
B: Ne! Ha bir bunu yapmadığı kalmıştı, sonunda bunu da yaptı. Kesin küçüklükten beri yapmak istediği şey buydu zaten: Tüm sorumluluğu Savaş'ın sırtına vermek. Bana vermeyeceğini biliyordum gerçi.
F: Kaçacak.
Fırat'ın hafif kısık sesle söylediği cümleyle kaşlarını çatıp, bakışlarını televizyondan Fırat'a doğru çevirdi Barış. Fırat ise hâlâ Barış'a arkası dönük bir şekilde gözlerini televizyondan ayırmadan tuhaf tuhaf gülüyordu sanki.
Ya da Barış'a öyle gelmişti.
B: Ne? Ne demek kaçacak Fırat? Hem niye kaçs-
Fırat aniden Barış'a doğru döndü.
F: Babanın nereye gidebileceği konusunda bir fikrin var mı?
Yani tatil için falan. Bahsetti mi hiç sana?
B: Yani, biliyorsun savcı. Bizim Zahit ile hiç baba-oğul ilişkimiz olmadı. Bırak benimle isteklerini, hayallerini paylaşmayı, benimle yüz yüze bile gelmek istemezdi.
O hep Savaş ile muhabbet ederdi. Ben de uzaktan onları izlerdim işte.
F: Savaş! Savaş biliyordur o zaman.
B: Bilse bile sana niye söylesin ki? Niye böyle bir şey söyledin bilmiyorum ama eğer babam kaçacaksa bile Savaş'ın bu durumdan mutlaka haberi vardır.
F: Haklısın. Bu yüzden de şirketin yönetimi için Savaş'ı görevlendirdi. Çünkü ikisi de bu işin içinde.
Tamam Barış, hadi. Çok geç olmadan bu olayı bitirmemiz lâzım.
B: Neler olup bittiğini bana da söylesen keşke. Benim neden hiçbir şeyden haberim olmuyor?
F: Barış lütfen, daha sonra konuşalım.
Fırat aceleyle üzerini değiştirmek için odasına çıktığında kıyafetlerini bulmaya çalışıyordu. Bir yandan da emniyeti arayıp, haber veriyordu. O sırada arkasından gelen Barış'ı farketmemiş bir şekilde pantolonunu giymek icin uğraşırken kapıda dikilen Barış'ı görmesiyle telaşla vücudunu elindeki pantolonla örtmeye çalıştı.
( Yn: Gaypanic )
B: Aa şey! B-ben çok özür dilerim. Aslına bakarsan sen öyle aceleyle çıkınca ben de hemen arkandan koşarak geldim. Sonra da telefon ile konuştuğunu duydum ve daha sonra da odaya girince-
F: Barış!
B: Özür dilerim!
Barış âdeta ışık hızıyla çıkıp kapıyı da arkasından kapattı. Kapının önünde kendini öldürmek için tehditlerde bulunurken, aklı istemsizce pis düşüncelerle doldu.
B: Oha! O vücut neydi öyle? Savaş'ı bile daha önceden bu şekilde görmezken, yeni arkadaş edindiğim Fırat'ı gördüm. Ama itiraf etmeliyim ki... o karın kasları ve o boxer ile çok ateşli görünüyordu.
Ben neler düşünüyorum?! Gay miyim acaba, haha!
