İyi okumalar ♡
———B: Ne demek yapma Fırat?! Sen benim yaşadıklarımı anlayabiliyor musun da benimle böyle rahat bir şekilde konuşabiliyorsun!
Tabii senin için söylemesi kolay. Koskoca Cumhuriyet Savcısı Fırat Bulut. Ben ise -herkesin de bunu kabul ettiği- bir işe yaramazım. Hâlâ benim yanımda durmanı bile anlamış değil-Barış'ın sözünü tamamlayamamasını sağlayan Fırat'ın güçlü kolları, onu sıkı sıkı sarıyordu. Boynunu hafifçe eğip, Barış'ın o mis kokan saçlarını kokluyordu Fırat.
Gözlerini kapatmış, tüm vücudu ile her şey iyi olacak diye teselli ediyordu sanki Barış'ı.Barış'ın sitemini ciddiye almamıştı. Çünkü biliyordu ki Barış'ın bu öfkesi kendisine değil, berbat bir hayat yaşamasını sağlayan o kişilereydi.
Barış ise anın şokuyla ilk başta tepki verememiş, daha sonra ise o da kollarını Fırat'ın dev vücuduna sarmıştı. Fırat'ın kalbine denk geliyordu kulağı. Kalbi çok hızlı atıyordu nedenini bilmese de.
Ama ne olursa olsun, bu adam ona öyle iyi geliyordu ki.
Tuzağa sıkışmış küçük bir tilkiyken, gelip hayatını kurtaran kurt görünümlü kuzuydu onun için Fırat.
Anlamıyordu neler olup bittiğini. Tek bildiği; kısa zaman içerisinde tanımış olduğu bu adamı kaybetmekten çok korktuğuydu.Barış ile Fırat, yaklaşık 2 dakika o şekilde kaldıktan sonra ilk ayrılan Barış oldu.
B: Savcı, sen hep gelip bana sarılacak mısın böyle?
F: Seni üzgün görürsem evet, Barış. Ayrıca hoşuna gittiğini biliyorum, sen de bunu kabul etsen iyi olur artık.
B: Sarılan herkese karşılık verme gereği duyarım savcım. Bundan kendine bir kahramanlık hikâyesi çıkarma yani. Neyse çıkalım mı?
F: Oh, yani normal olarak da çıkabiliriz aslında. Yani şey olar-
B: Fırat! Kendine gelsene oğlum. Dışarıya çıkalım hadi. Bu ortamda daha fazla bulunmak istemiyorum.
F: T-tabii.
B: Aa, şey doğru. Sen bir şeylere bakacakmışsın, bir şeyler diyordun. Ee bulabildin mi bari bu bir şeyleri?
F: Birkaç bir şey buldum ama bu ne kadar yararıma dokunur emin değilim. Daha sonra bunun üzerinde yoğunlaşacağım. Ama ondan önce...
Benimle dışarıda dans eder misiniz Barış Bey?B: Ben mi? Arkadaşını dansa mı kaldırıyorsun yani? Başka birisini bulamadın galiba.
Neyse, olur gel de bu kafayla sana dans nasıl edilirmiş göstereyim.Barış'ın kendisini arkadaş olarak görmesinden morali biraz bozulmuştu Fırat'ın. Ama bozuntuya vermedi. Çünkü bu geceyi Barış'a adamak istiyordu. Bugün Barış kendinden daha önemliydi onun için. Barış'ın en kötü gününü, en güzel gününe çevirebilmek için uğraşıyordu çünkü.
F: Tamam,şimdi gel buraya ve etrafına bakma. Sadece gözlerini kapat, arka fonda çalan müziğin sesini dinle. Elini böyle getir ve işte!
B: Yanlış anlaşılma oranımız yüzde kaç sence?
F: Umrunda mı? ( gülümseyerek )
B: Yani, evet. Sonuçta herkes şu an çift hâlinde dans ediyor. Her gün dip dibe dans eden erkekler görmüyorlardır yani. Herkes bizi izliyor gibi hissediyorum.
F: İşte o yüzden, biz de etrafımıza bakmıyoruz Barış. Ya gözlerini kapat ya da bana bak ve öyle dans et.
B: Tamam daddy.
F: Sarhoşsun hâlâ, biliyorsun değil mi?
B: Hahaha! Evet. Neyse ben gözlerimi kapatıyorum. Sen de çek o maviş gözlerini üzerimden.