» Özel Bölüm

667 33 17
                                    

İyi okumalar ♡
______

B: Bu işlerde oldukça yetenekli olduğunu düşünüyorum. Haksız mıyım?

F: Hah, evet. Evet öyleyim. Hatta sana bunu kanıtlamamı istiyorsan, bu gece benim evime gel. Nazlı anneannesinde kalır, biz de keyfimize bakarız. Ne dersin, küçük tilkim?

B: Beni kelepçelemek için daha ikna edici olmalısınız savcım. Biliyorsunuz, karanlık bir geçmişim var benim. Yani, ilk defa yaşamıyorum bu olayı. Kapalı yerlerde kalmışlığım da var, ellerimde kelepçeler de.

Fırat; sandalyesinde doğrularak, karşısında oturan adamın bedenine yaklaştırdı kendini. Ellerini masanın iki tarafına da koyarak, arsızca gülümseyen adamı arasına aldı böylece.

F: Polislerin veya gardiyanların seni kelepçelemesinden hoşlandığını sanmıyorum aslında. Bunu onlar yaptığında alt tarafın bu şekilde kabarmamıştır, öyle değil mi?
Şimdi çık buradan ve beni evde bekle.

Barış, hızlıca Fırat'ın dudağına bir öpücük kondurduktan sonra yavaş adımlarla odadan dışarıya çıktı. Önündeki kabarıklığa bakıp, sessiz bir s!ktir savurduktan sonra kalabalığı yararak arabasına doğru koştu.
Cemre; onu görüp selam vermeye yeltense de acelesi olduğunu düşünerek, dikkatini yeniden karşısındaki kadına verdi.

C: Ne diye bu kadar aceleyle çıktı ki adliyeden? Fırat'ı görmeye geleceğini söylemişti aslında.

S: İki seçenek var. Ya Fırat onun hevesini aldı ya da daha alacak.

C: Ah, hadi ama!
____________

Barış, elinde tuttuğu anahtarla Fırat'ın evinin kapısının önüne geldi. Derin bir nefes alarak kapıyı açtı ve içeriye adımladı. Ev boş ve sessizdi. Fırat'ın evine daha önce de çok kez gelmişti. Genelde kendisi için hoş olmayan sırlar, bu evde açığa çıkmıştı. Ama şimdi başka bir şey için geliyordu bu eve. Ölen ruhunu yeniden kazandıran adam için, ruhunu ona teslim edecekti bu gece. Aklına yapacakları ve Fırat'ın o güzel vücudu geldiğinde istemsizce kızardı. Anahtarı masanın üzerine koyarak, yatak odasına doğru çıkmaya başladı.
Merdivenleri hızlı hızlı çıkarken bir yandan da altındaki pantolonunu gevşetmeye çalışıyordu. Sonunda odaya geldiğinde elindeki kemeri yatağın üzerine fırlattı ve saate baktı. Fırat'ın gelmesine daha 1 saat falan vardı. Hızlıca pantolonunu da çıkardığında rahatladığını hissedip, kendini yüzüstü yatağa attı. Fırat kokuyordu, her taraf. İçine dolan kokuyla gülümsedikten sonra, telefonunu eline aldı.
Son olarak üzerini de çıkartıp Fırat'a selfie göndermeyi de ihmal etmeyerek, hazırlıklarına başladı.

10 dakika sonra:

B: Fırat! Sen mi geldin? Ama daha gelmene vardı.

F: Yok, bu ben değilim. Bu benim klonum.

Fırat hızlıca içeriye girip, kapıyı da sert bir şekilde arkasından kapattı. Barış'ın elinden tutarak yukarıya doğru çıkarırken, Barış da ona ayak uydurmaya çalışıyordu. Sonunda odaya geldiklerinde, Fırat Barış'ı hiç de kibar olmayacak bir şekilde yatağa iterek üzerine çıktı.

F: Önemli bir dava için Cemre ile konuşuyordum Barış. Önemli bir dava! Ve sen gelip bana fotoğraf atıyorsun, hem de yarı çıplak. Kendini neyin içine soktuğunun farkında mısın sen?

B: Cezalandır o zaman beni.

F: Sen iflah olmazsın.

Fırat, gülerek Barış'ın bileklerini tutup yukarıdan sabitledi. Arka cebinden çıkardığı kelepçeleri, Barış'ın gözünün önünde sallayarak bileklerinden geçirdi. Bunları sert hareketlerle yaparken, tam tersine Barış'ın altındaki pijamasını da yavaş yavaş çıkarmaya başlamıştı. Barış; şimdiden ellerini kullanamadığı için pişman olmuşken, Fırat'a daha hızlı olmasını söylüyordu.

F: Çok sabırsızsın.

Fırat, Barış'ın vücudundaki tüm parçaları çıkardıktan sonra parmağıyla kendine yol çizdi. Göğsünden başlayarak karın altına kadar inen eli, Barış'ın kalan sınırlarını da zorluyordu. Kendini biraz daha yukarıya çıkartarak Barış'ın kurumuş dudaklarını, diliyle ıslattıktan sonra boynuna yöneldi. Bir süre orada oyalandıktan sonra, dilini boyun girintisinden başlayarak aşağıya doğru kaydırmaya devam etti. Barış'ın kasıklarına kadar geldiğinde, kafasını kaldırıp yalvaran gözlerle bakan Barış'ı gördü. Hafif bir kahkaha atarak, bu sefer daha yavaş bir şekilde Barış'ın penisinin etrafında gezinmeye başladı.

B: Fırat! Beni kelepçeli olduğuma pişman etme!

F: Pardon?

Fırat, aniden Barış'ın erkekliğini ağzına almasıyla Barış susmuştu. Elleri yatağa kelepçeli olduğu için hareket edemiyor, sadece inlemekle yetiniyordu. Dakikalar, saatler gibi geliyordu ona.
Sonunda geldiğinde, Fırat Barış'ın üzerine çıkarak kelepçeleri çözdü ve kendisine dokunmasına izin verdi. Barış bir yandan onu öperken bir yandan da ellerini vücudunda gezdiriyordu. Sonunda eli boxerında durduğunda, Fırat hafifçe geri çekilip Barış'ı yüzüstü çevirdi. Kendini konumlandırdıktan sonra da, vücudunda kalan son parçayı da çıkartıp kendini Barış'ın vücuduna yönlendirdi.
İlerleyen dakikalarda tüm sesler birbirine karışırken nefes alışverişleri de artmıştı.
Kendini tutamamışlığın verdiği etkiyle son kez daha bütünleştiklerinde, geriye kalan sadece nefeslerini düzene sokma sesleriydi.
Fırat, Barış'ın yanına kendini atıp bir süre Barış'ın yüzünü inceledi. Terden alnına yapışmış saçlarını geriye doğru tarayıp, alnına bir öpücük kondurdu.

B: Seni seviyorum.

F: Ben daha çok...
____________

Hey! ♡
Görüşmeyeli nasılsınız aa > <
Kelepçe mevzusunun içinizde kaldığını düşünerek böyle cringe bir bölüm yazmaya karar verdim :~ fazla sorgulamayın.

Bu arada Mahkum final oldu ve evet ben son 4 bölümü izleyemedim. Ama hemen hemen sonunu biliyorum ve diyecek bir şey, söz olmadığı için kaçıyor ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum ~♡

Prisoners | FırbarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin