İyi okumalar ♡
__________Fırat, elindeki ses kayıt cihazını dinlemeyi bitirdiğinde, âdeta ağzı açık kalmıştı.
Zahit'in Barış'a söylemleri, Barış'ın delirip kurduğu bazı cümleler, yumruk sesleri...
Kargaşanın görüntüsü olmasa bile, gelen seslerden neler yaşandığı açıkça belli oluyordu sanki.
En sonunda ise silahtan açılan bir ateş sesi, Fırat'ın çoktan kafasındaki şüphelerin artmasına yol açmıştı.F: Hayır, Barış sen yapmış olamazsın...
_____________B: Sonunda! Fırat beni ne zaman çıkaracaksınız buradan, öğrenebilir miyim?
F: Bu o kadar kolay değil. Hele ki böyle bir durumda. Neden hâlâ anlamak istemiyorsun Barış?
B: Hey... özür dilerim. Bir şey mi oldu yoksa?
F: Zahit'in saçma sapan sözlerine karşı neden bu kadar tepki gösterdin?
Fırat'ın bu hızlıca söylenmiş sözlerine karşı Barış, az önce Fırat'ın eline koyduğu parmaklarını geri çekti.
B: Ne demeye çalışıyorsun?
F: Anlamamazlıktan gelme. Kaydı dinledim. Burda tüm sinirinin, görüntüleri olmamasına rağmen ne kadar yüksek olduğu belli oluyor.
Ayrıca olay yerine gittiğimde, masanın üzerinde yarısı yenmiş bir mozaik pasta dikkatimi çekti. Pasta yemeyi çok sevdiğini biliyorum Barış. Lanet olsun ki, senin hakkında birçok şeyi biliyorum zaten!
Pastayı çikolatalı sevmen, resim yapmaktan hoşlanman, mutlu olduğunda hafifçe yumruklarını sıkman...
Ama bilmediğim tek şey, neden?
Neden Zahit ile bu kadar uğraştın? Neden silah sana aitti? Neden?B: Bana inanmıyorsan, daha fazla konuşacak bir şey yok savcı.
F: Sırf işimi yapıyorum diye bana trip mi atacaksın Barış? Neden anlamıyorsun, seni senden daha çok düşünüyorum!
B: Neden peki? Zaten sen kararını çoktan vermişsin. Savaş'ın ve belki de Zahit p!çinin oyunlarına kanıyorsun. Ama beni bir kere dinledin mi? Bir kere benim yapmadığıma inanmak için kendini zorladın mı? Sana zaten söyleyeceğimi söyledim. Rahat bırak beni!
F: Bırakamam!
B: Neden! Neden yanıp kül olayım istemiyorsun, neden?!
F: Çünkü bundan dolayı.
Fırat'ın güçlü kolları, Barış'ı kendine çekmiş ve büyük dudağı da Barış'ın dudağını ele geçirmişti. Gözlerini acıyla kapatmış, kendini oracıkta teslim etmişti.
Barış ise anın şokuyla hareket yetisini kaybetmiş, kızarmış yanaklarından dolayı tüm vücudu çöllere esir olmuştu.
Şaşkın gözlerle Fırat'ı izlerken geri adım atmıyor ama karşılık da vermiyordu. Kendinde bu cesareti bulamamıştı belki de.B: Bu gerçekten yaşanıyor mı yoksa hayal mi görüyorum?! Eğer gerçekse gerçeklik algımı yitirdim. Yanıyorum ey dostlar!
F: Hayır, hayır. Bunu yapmamalıydım! Barış şimdi benden daha çok nefret edecek. Ama dudaklarının tadı öyle güzel ki...
Ah, hayır. Geri çekilmem gerek. Derhal!Fırat; yavaşça Barış'tan geri çekilirken öpüşme esnasında sıktığı kolunu biraz gevşetti ama elini geri çekmedi Barış'ın kolundan.
Henüz birbirinden ayrılmamışlardı ki, Fırat diğer boşta kalan elini Barış'ın alev alan yanağına götürdü. Barış'ın merakla bakan gözlerine karşılık sessizce fısıldadı daha sonra:F: Çünkü tek başına yanıp kül olmana izin veremem. Eğer yanacaksak, beraber yanacağız. Anladın mı beni?
B: S-sen... benden hoşlanıyor musun?
Yani- Evet hoşlanmasan böyle bir şey y-yapmazdın da...
Khm. Gay mısın?