Her sabah olduğu gibi aynı belirtilerle uyandım. Bu belirtileri hiç önemsemiyordum... okula yine geç kaldığımı hatırlayarak yataktan hızlı bir şekilde kalkmamla başımın her zamankinden farklı bir şekilde döndüğünü hissettim. Yatağa tutunarak yavaş yavaş oturdum sanırım artık hastaneye gitmem gerekiyordu annem ve babama belli etmek istemiyorum çünkü benim yüzümden başlarına yeterince dert açıldı bunun gibi önemsiz bir konu yüzünden endişelenmelerini istemiyordum. Bu sefer daha yavaş bir şekilde yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledim.
"Günaydın anne ben bugün biraz erken çıkabilir miyim zaten geç kaldım"
"Geç falan kalmadın otur kahvaltını yap hem senin bugün derslerin öğlen başlıyor erkenden gidip ne yapacaksın" çoğu şey gibi derslerimin öğlen başladığını da unutmuşum. Harika
"Ama anne-" cümlemi tamamlamadan babam sözümü kesti
" yine ne oldu kafam şişti sizin kavgalarınızdan otur kahvaltını yap bizi uğraştırma" babam annemin aksine sanki ben onun kızı değilmişim gibi davranır dı bana. Beni tırnağı kadar sevmediğine eminim o yüzden onunla hiç kavga etmemeye çalışırım. Sessizce sandaleymi çekip oturdum hastaneye ne zaman gideceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Uzun süren sessizliği annem bozarak
" Kızım sen iyi misin yüzün sapsarı olmuş git bi elini yüzünü yıka" hiçbirşey demeden banyoya doğru ilerlemeye başladım. Aynaya bakar bakmaz annemin ne kadar haklı olduğu aklıma geldi gerçekten de yüzüm ölü gibiydi. Başımın döndüğünü hissediyordum lavaboya tutunarak ayakta kalmaya çalıştım ama olmuyor. Yavaş yavaş gözlerimin kapandığını hissettim galiba bilincimi kaybediyordum en son hatırladığım şey annemin kapıyı açmaya çalışmasıydı ama ben kapıyı kilitlemiştim...
♡♡♡♡♡♡♡♡Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım. Annem yanı başımda oturmuş ağlıyordu. Gören de öleceksin sanacak
"Anne noluyor benim neyim var ve biz neden buradayız. Sen neden ağlıyorsun?"
"Yok bir şeyin kızım iyleşeceksin. Yine eski hayatımıza döneceğiz."
"Anne benim neyim var biraz açık konuşur musun?" Sesim biraz sert çıkmıştı.
"Kızım-" annemin sözünü içeriye giren doktor kesmişti.
"Eylül uyanmışsın Kızım nasılsın hissediyorsun kendini" doktora -ben nereden senin kızın oluyorum be- demek isterdim ama sırası değildi.
" iyi. Ama benim neyim olduğunu benden saklamaya devam edersiniz bu durum kimse için iyi olmayacak" dedim tehditkar bir ses tonuyla. Allah aşkına en fazla ne yapabilirsin ki Eylül.
" düşündüğümüz gibi bir hastalığın var kızım" taktı Buda sabahtan beri kızıma
" bana bilmediğim bir şey söyleyin" dedim kendimden emin bir sesle
" kızım sen çok hastasın. Yani nasıl desem-"
"Artık söyleyebilirmisiniz sonuçta 6 ay ömrüm falan kalmadı hastalığım her neyse iyleştirilecek abartmayın ve söyleyin gitsin" hayret ilk defa kızım demesine takılmadın Eylül
"Eylül ölüyorsun. Yavaş yavaş eriyeceksin ilk önce ayaklarını sonra ellerini yavaş yavaş kaybedeceksin yürüyemiyeceksin ve o zamana kadar yaşamaya devam edersen konuşmayacaksın bile yani kısacası artık hayatına ölü gibi devam edeceksin" dedi ve bence şaka yapıyordu ben daha 17 yaşındayım ne ölmesi ne erimesi evet bu kesinlikle bir şaka ve hiç komik değil bunun hesabını çok fena soracağım birde annemi alet etmişler oyunlarına. Biri çıkıp bana bunun şaka olduğunu söylemeli.
"Şaka yapıyorsunuz değil mi"
Sessizlik
"Tamam güldük eğlendik bitti artık bunun şaka olduğunu söyleyebilirsiniz ben şimdi buradan kalkacağım ve hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim değil mi? ........... BİRİ BİR ŞEY SÖYLESİN"
Daha uzun bir sessizlik
Artık umudumu kaybediyorum...
"Üzgünüm" diyip çıktı odadan doktor.
♡♡♡♡♡♡♡♡Günlerdir kimseyle konuşmuyor hiçbirşey yemiyorum ve içmiyorum ne önemi var ki zaten öleceğim ve sanırım bu ne kadar erken olursa o kadar iyi olacaktı... Her zaman umut vardır sözüne hep inanmışımdır ama artık anladım ki meğerse hiçbir zaman umut olmamıştı o umutları hayalleri hep kendimiz yaratır kendimiz yok ederdik. Günler önce yaşama dört kolla tutunan bir insandım ama artık ölmek için dualar ediyorum ellerimi,ayaklarımı hatta sesimi kaybetmeden ölmek istiyorum. Annemin benim o hallerimi görüp mahvolmasını istemiyorum.
Babam ise gerçekten tahmin bile edemeyeceğim bir şey yaptı sadece bir telefon ederek annemi aradı ve bizi terkettiğini söyledi en acı veren tarafı da bunun benim yüzümden olduğunu söylemesiydi.
Artık benim bir babam bile yoktu. Ben zavallının tekiyim ve günün birinde zaten öleceğim bunu kendiliğinden olmasını beklemek gerçek bir apattlıktı. Benim tutunduğum hayallerim vardı artık onlar da yok. Kim ölmek üzere olan bir kızı sever ki? Kendimden nefret ediyorum.... öyle deme Eylül can seni sever. can seni hep sevdi ama sen bunları kabullenmek istemiyorsun.
okulda sevdiğim bir çocuk vardı ama onun beni sevmediğine o kadar eminim ki sadece kendimi avutmaya çalışıyorum.
" Kızım günlerdir ağzına bir şey sürmedin bari bunları ye"
"Anne bana böyle davranma" dedim sert çıktığına emin olduğum bir sesle " Anne bana zavallıymışım gibi davranmayı bırak zaten geberip gideceğim bu iğrenç dünyadan sende bana iyi davranma hem sen neden buradasın ki? Gitsene sende o adam gibi sen bana bakmaya mecbur değilsin hem ben niye bu hastanedeyim ki zaten gelip serum takıp çıkarmak dışında bir bok yapmıyorlar"
" bir daha ağzından böyle bir şey duymayacağım anladın mı sen benim kızımsın be bir daha sakın beni o baban olacak adamla karıştırma sakın" dedi ve hızlıca odadan çıktı
"Anne tamam gel özür dilerim"dedim sessizce günlerdir sırtımdaki bütün yükü atmak istedim bağırarak çığlık ata ata ağlamak istedim. Ama ben bu hayata yenilmeyeceğim gerekirse ben kendimi öldürürüm ama asla şansımı hayata bırakmıyacağım hayallerimi gerçekleştirmeden hiçbiryere gitmeyeceğim ama kendime söz veriyorum hayallerim gerçek olduğu gün kendimi yok edeceğim...
♡♡♡♡♡♡♡Selamm bu benim ilk kitabım 1. Bölüm çok kısa oldu ama öbür bölümler daha uzun olacak umarım beğenerek okursunuz. Tıpkı Eylül gibi benim de tek hayalim bir kitap yazmak.... Bu yolculuğumda yol arkadaşım olmak istermisiniz?
Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın
Sizi çok seviyorum ♡♡♡
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE HAYALLER
Teen FictionHer zaman bir umut vardır sözü eylüle çok anlamsız geliyor çünkü onun için hiçbir zaman umut yoktu.... genç yaşında yakalandığı hastalıkla yaşamaya çalışan Eylül etrafındakilerin teker teker ondan uzaklaştığına şahit oluyor. bazen düşmanımızdan dar...