12.bölüm

24 9 4
                                    

Aslında hiç bir şey iyi yada kötü değildir. Her şey düşünce tarzına göre değişir;

William Shakespeare

Akıllanmayacak mısın sen" diye bağırdı tanımadığım bir erkek sesi. Bana tokat atmaya başlayacağı sırada bir kadın Eli onun elini havada yakalamıştı.

"Ona sakın dokunmaya çalışma senin hayatını mahvederim. Yemin ederim yaparım" bu o kadındı o gün beni doktor olduğuna inandırmaya çalıştıkları kadın. Beni korumuştu. Annen yüzünden derken belki de o kadını- hayır bu olamazdı benim bir tane annem vardı. Onu da herşeyden çok seviyordum.

Kafamı kaldırıp "sen kimsin neden beni koruyorsun. Bunlar kim benden ne istiyorsunuz be. Demir nerede. O gerizekalı annen yüzünden diyor annem ne alaka ya," dedim zor çıkan
sesimle

"Sakin ol kızım. Herşeyi halledeceğim kurtaracağım seni buradan" dedi

"BANA KIZIM DEME-" devam edecekken arkadan bir el yine beni o mendille bayılttı. O kadının ona dur diye bağırışlarından başka hiçbir şey hatırlamıyordum.

Demirin anlatımıyla

Telefondan annesinin 50. Aramasınıda cevapsız bıraktıktan sonra telefonumu kapatmayı akıl etmiştim.

Ben yine oradaydım 2 sene evvel ki o ara sokakta. Olanlar kaç saat önceydi onu bile hatırlamıyorum. Hepsi benim yüzümdendi zeynebe verdiğim söz için onu feda ettim. Kim bilir ne yapıyorlardı ona. beni gördükten sonra eskisi gibi olacağımızı hiç sanmıyorum.

Hepsi benim hatamdı. Ona saçma sapan bir sürpriz yapmak istemeseydim zorla seçim yaptırmayacaklardı bana. Zeynebin bana bıraktığı kardeşini feda edemezdim ki.

Hem Eylül'ü annesi de kurtatabilirdi. Annesi çok güçlü bir kadın. Kurtarırdı değil mi? Oraya gittiğim anda zeynebin bana emanetini öldürecekler ben buna dayanamam ki.

O gün Eylülün annesi sandığı kadınla konuştuk ona gerçekleri anlattık. Gerçek Annesi Eylül'e herşeyi anlatmak istiyordu hastanedeki gün de onun için gelmişti ama ben söylemesine izin vermemiştim. Keşke söyleseydik belki onu daha çok koruyabilirdi. Hepsi her zamanki gibi benim hatamdı belki de kendimi feda etmeliydim ama korkağın tekiyim işte.

Annesini bile Eylül'e söylemekten korktum daha kötü olmasından belki de. Eylül bunu fark etmese de o gerçekten çok hasta ve son günlerini iyi geçirmesini istemişimdir belki  ama her şey daha kötü yaptım her şey daha kötü oldu. Belki de o kadın haklıdır Ben bencil'in tekiyim Eylül'e Herkesin kötü olup benim iyi olduğuma inandırmaya çalışıyorumdur. Kafam çok karışık Hiçbir şey bilmiyorum Tek bildiğim ya şimdi buradan kalkıp onu kurtarırım veya onu sonsuza dek unuturum ben birinci seçeneği seçecektim.

Kaç saattir burda oturduğumu bilmiyordum. Ama hızlı bir şekilde ayağa kalktım nereye götürdürdüklerini biliyordum çünkü telefon konuşmalarını dinlemiştim. hemen yanı başımda duran motora binip sürebileceğim en hızlı şekilde sürmeye başladım onu bulup kurtaracaktım kendi yaptığım hatayı düzeltecektim. O beni hiçbir zaman Affetmeyecek olsa bile onu seviyordum onun için hayatımı bile verebilirdim ama bu sevginin tam olarak ne olduğunu kendime itiraf edemiyordum.

Eylül'ün anlatımıyla

Ne zamandır uyutulduğumu bilmiyorum ama aklım hala o kadındaydı kırmızı diz altına  kadar uzanan vücut hatlarını belli eden elbisesiyle çok hoş bir kadındı bütün gördüklerimi ve duyduklarımı birleştirerek benim gerçek annem olabileceğini düşündüm annemin ağlaması bu kadının beni korumaya çalışması O günkü Demir'in söylediği cümleler hepsi Beynimin içinde dönüp duruyordu ve birinin bana gerçeği söylemesi gerekiyordu artık. ben aslında kimim.

Kapının İlkinden daha hafif bir şekilde açılmasıyla Yine o kadınla göz göze gelmiştim şimdi fark ediyordum da saçları benimkilerine çok benziyordu hep anneme neden benzemediğimi düşünmüşümdür belki de babam baştan beri biliyordu Onun gerçek kızı olmadığını O yüzden Benimle kalmak istemedi hayatı boyunca Bana hep kötü davrandı.

" kızım nasılsın biraz konuşalım mı" diye sordu çekingen bir sesle belli ki son yaptıklarımdan sonra benimle konuşmaya çekiniyordu.

" olur ama lütfen her şeyi tek tek anlatım Siz beni nereden tanıyorsunuz Ve neden beni korumaya çalışıyorsunuz kimsiniz. Daha doğrusu ben kimim?"

"Bundan Birkaç yıl önce buldum seni ama seninle konuşma cesaretini asla kendini bulamadım defalarca, defalarca yaklaşmaya çalıştım sana, her seferinde kendimde o özgüveni bulamıyordum. ya beni terslersen ya beni İstemezsen gibi düşünceler beynimde hep vardı. Aslında Senin doğduğun gün Annen sandığın kadının da bebeği doğmuş bunu birinin yaptığından şüpheleniyorum çünkü bir şekilde benim oğlum sandığım çocukla karışmışsınız gerçeği öğrendiğimde yıkıldım Ne yapacağımı bilemedim ama büyüttüğüm çocuğu da öylece bırakamazdım hamileyken bana kız olduğunu söylediler doğduğunda ise bir yanlışlık olduğunu ve aslında bir erkek çocuğuyla hamile olduğumu söylediler. Annen sandığım kadın da aynı şekilde O da her şeyi Daha yeni öğrendi ve öğrenmesine rağmen sana  çok iyi davrandı" Şok olmuştum nutkum tutulmuştu ve hiçbir şey söyleyemiyordum.

"Peki ya babam o kim" diye sordum sertçe yutkunmaya çalışırken

" Senin baban yok. hamile olduğumu öğrendiğimde çok mutlu olmuştum hemen Babanı arayıp ona haberi vermek istedim. Henüz evli değildik telefonda söyleyemeyeceğim kadar önemli bir konu olduğunu ve evime gelmesi gerektiğini söyledim geldiğinde ona testi gösterdim ve her şeyden habersiz boynuna atladım ona sarıldım. Çünkü çok mutluydum benim annem  veya babam hiç olmamıştı ve şimdi bir aile kuracağım diye öyle sevinmiştim ki ilk olarak şaka yaptığımı düşündü testi alıp yere fırlattı Şaka yapmadığımı anladığında bana tokat attı. Attığı tokadın şokuyla yere düştüm. karnımdaki bebeğe bile acımadan beni dövmüştü. sonrasında, 'O bebeği Aldıracaksın o bebek doğarsa seni öldürürüm' gibisinden tehditler savurmaya başladı ne olursa olsun senden vazgeçmek istemedim içimde Bir can taşıyor olmak ve o Can'dan bile İsteğe vazgeçmek korkunç bir şeydi ona ne kadar aldırmayacağını söylesem de tehditler daha da çok çoğaldı artık Can güvenliğim yoktu korkuyordum o zamanlar henüz 22 yaşında bir genç kızdım. dayanamayıp aldıracağımı söyledim sonrasında yurt dışında yaşayan arkadaşımın yanına taşındım bir süre Onunla beraber yaşadım sonrasında Türkiye'de aldığım eğitimle öğretmenlik yapmaya başladım. 8 aylık hamileyken Baban olacak o adam beni buldu hamile olduğunu öğrendiğinde dövdüğü ve tehditler savurduğu yetmezmiş gibi daha kötü işkenceler yapmaya başladı bana evde hapis hayatı yaşatıyordu  odamdan dışarı dahi çıkamıyordum. yemek verdiği zamanlar oluyordu Ama çoğu zaman aç kalıyordum." yutkunduğunu hissettim "işte bir şekilde kaçmayı başardım geçirdiğim bir buçuk ay kabus gibiydi doğumuna çok az kalmıştı ve seni korumak zorundaydım seni korumak için bu kirli işlere girmek zorundaydım. seni Ayvalık'ta bir hastanede doğurmak zorunda kaldım Türkiye'de işim vardı ve senin doğumun hiç planlı değildi."

"Annem de o hastanedeydi ve oda senin oğlunu doğurdu." Dedim

"Senin Annen benim" dedi üstüne basa basa

"Herşeyi geçtim de ben neden buradayım" tam cevap verecekken kapı açıldı.

"Hadi süren bitti sana söylediğimizi yapana kadar kızın falan yok senin" dedi siyah naskeli bir adam

"Anlatacağım kızım sakın korkma sana hiçbir şey yapamazlar" odadan çıkana kadar bakışları benim üzerimdeydi öğrendiklerimi indirmeye çalışıyordum yıllardır bir yalana inandırılıyordum beni hangisi daha çok üzdü bilmiyorum gerçek babamın beni istememesine mi yoksa gerçek anneme yaptıkları mı? Peki ya demirin bunları baştan beri bilmesi...

Yalandan oluşmuş bir hikayenin ana karakteri olmuştum...

Ağlamaya başladım. ağladığımı kimseye belli etmek istemiyordum. bağırmak çağırmak istemiyordum sadece kendi kendime düşünmek  istiyordum. ağladığım daha fazla belli olmasın diye alt dudağımı dişledim öyle sert ısırıyordum ki ağzıma kan tadı gelmeye başladı. ben fark etmesem de baştan beri bir oyunun içindeymişim ve nasıl kurtulacağım hiç bilmiyordum.



Bölüm bu kadardı umarım beğenerek okursunuz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ♡

Sizce bölüm güzelmiydi?

SAHTE HAYALLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin