DEMİRİN ANLATIMIYLA
Onu o hastaneden kurtarmadan önce binlerce hayalim ve umudum vardı. biz onu kurtarmak isterken bile sonu olmuştuk. milyonlarca okuru ve hayranı olan o genç kızı öldürmüştük. Bugün kitabının lansmanı vardı, ama Eylül yoktu gelemiyordu. Onun elinden söke söke almıştık hayallerini. Defalarca intihar etmesine rağmen bu farklıydı bu çok farklıydı o bizim yüzümüzden ölmüştü ve ben aylardır bunu hala kabullenemiyordum. Olmuyordu o olmadan geçmiyordu hayat. Yaşadığı zamanlar onu ne kadar görmem yasak olsa da varlığını hissediyordum bir yerlerde nefes aldığını biliyordum. Ama şimdi onun bizim yüzümüzden nefesi kesilmişti, çok korkuyor mudur, olduğu yer her neresiyse çok mu karanlıktı.
"Daldın yine kardeşim" dedi ayaz ardından "bugün mutlu olmak ya da mutlu gözükmek zorundayız bunu ona borçluyuz asma yüzünü" diye devam etti
"ben hiçbirini yapamam ama ikincisinden yanayım onsuz mutlu olmaktansa mutlu gözükmeyi tercih ederim" dedim ve önümde duran su bardağını içtim.
"o su değildi yalnız" dedi ayaz
"of bir siktir git ya" dedim somurtarak
"demir bey, Ayaz bey bir bakar mısınız hazırlıklar tamam gelen okurları karşılamanız gerekiyor bu arada hala gelen herkese kitap hediye etme konusunda ısrarcı mısınız. biliyorsunuz baran bey bu konuyu asla onaylamıyor-" sözünü tamamlamasına izin vermeden lansmanın yapılacak yere doğru ilerlemeye başladım.
"ilk olarak ben ne dediysem o baran beydir poyraz beydir hiçbirini dinleme tabi onların sözünü dinlemek gibi bir fikrin varsa şimdiden yollarımızı ayıralım" bu özgüvenin nereden geldiğini bilmiyordum ama en azından bu kadarını Eylüle borçluydum.
"T-tamam Demir bey kusura bakmayın haklısınız." dedi ve ilerlemeye başladı ardından omzuma dokunan ve beni geri çeviren Ayazı gördüm
"Sakin ol kardeşim noluyor sana çok stresli olduğunun farkındayım, haklısın. Ama böyle olmaz eylülün yazdığı notu hatırla ve sakin ol." dedi ayaz aslında haklıydı eylülün annesinin evinde onlarca not bıraktığını ve her notta hayallerini yazdığını hatırlayıp derin bir nefes alıp kafamı salladım ve yürümeye başladım. lansman açık alanda yapılacaktı ve isteyen herkes katılabilirdi. katılan ve okumak isteyip de alacak parası olmayan herkese kitap dağıtılacaktı. yayınevi müdürü bunu asla kabul etmese de bunu yapmama beni kimse durduramazdı. Bu Eylülün hayallerinden birisiydi. hazırlık yapılan alana gidip etrafı inceledim görünürde her şey iyi di
"tamam her şey çok güzel saat 8 de insanlar gelmeye başlayacak değil mi?" diye sordu ayaz ben konuşamıyordum çünkü bütün bunlar onun hayalleriydi. bu onun kitabıydı etraftaki her şey ona aitti sanki. ve o her yerde olduğu gibi buradaydı, benimleydi. Hissediyordum. ben biraz oturacağım deyip o alandan ayrıldım nefes alamıyordum sanki, gömleğimin ilk iki düğmesini açtım. Eylülüm, sevgilim hepsi senin için diye mırıldandım ve tekrar içeriye girdim. Ayaza gelenlerle ilgilenmesini söyleyip boş bir yere oturdum. Hayat çok garipti bir insanı ölmek için dilekler diletirdi ve tam mutlu olduğunda öldürürdü bu hiç şaşmazdı. ve ben onun ölümünden sonra hayatta amaçsız yaşıyordum. Kendim için yapacak hiçbir şeyim yoktu o ölürken benimde hayallerimi umutlarımı ve yaşama amacımı götürmüştü yanında. Açık alanda olmama rağmen nefesim daralıyordu. Eylül her yerdeydi. Ayazın yanına gitmek için oturduğum yerden kalktım ve ona doğru yürümeye başladım. yanında bir kız vardı ve onunla konuşuyordu. Ayaz dışarıdan ne kadar olayı aşmış gibi görünse de benden bile daha beter durumdaydı. kimsenin bilmediğini sansa da her gece gidip Eylülün yanında uyuduğunu defalarca görmüştüm. bir kere onu orada yatarken yakalayıp uyandırmıştım. ve bana Eylül karanlıktan çok korkar onu yalnız bırakamam demişti. O zaman belli ki çok içmişti ve şimdi o günü sorsam büyük ihtimalle hatırlamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE HAYALLER
Teen FictionHer zaman bir umut vardır sözü eylüle çok anlamsız geliyor çünkü onun için hiçbir zaman umut yoktu.... genç yaşında yakalandığı hastalıkla yaşamaya çalışan Eylül etrafındakilerin teker teker ondan uzaklaştığına şahit oluyor. bazen düşmanımızdan dar...