Arkamdan benim adımı seslenen tanımadığım bir erkek sesi işittim ardından omzuma dokunan bir el....
Arkamı yavaşça döndüğümde onu gördüm 2 sene evvel beni kurtaran kahramanımı...
2 sene önce
"Bırak beni" çığlıklarım bütün sokakta yankılanıyordu ama bana yardım edebilecek hiç kimse yoktu...
Beni sürükleyerek ara bir sokağa soktu feryatlarımı kimse duymuyordu ve o an yolun sonuna geldiğime inanmıştım.
Beni duvarla arasına aldığında ağzımı o iğrenç elleriyle kapatmıştı onun iğrenç kokusunu hayatım boyunca unutamadım o an iç sesim bile beni terketmişti.
Bir eliyle ağzımı kapatırken öbür eliyle bana dokunmaya çalışıyordu. O an o kadar çaresizdim ki o kadar korkuyordum ki o an bir kadın olduğuma lanet etmiştim...Gözlerimi öyle sert bir şekilde yumdum ki bir daha asla açılamayacağına emindim. Oyasaki benim tek hatam kütüphanede geç saatlere kadar ders çalışmaktı.
O yabancının nefesini çok yakınımda hissettiğimde adamı tüm gücümle ittim ama hiçbir faydası olmamıştı.
Arkadan duyduğum başka bir sesle olduğum yerde irkildim. O gelmişti beni kurtaracak olan kahramanım. O yabancıyı yakasından tutup yere yatırdı yumruk atmaya başlamıştı ama ben hiçbirşey hissetmiyordum sadece ağlamak istiyordum. Beni kurtaran kahramanım adamı bayıltana kadar dövdükten sonra yanıma geldi benimle konuşmaya çalışıyordu ama ben hiçbirşey anlmıyordum etrafımdaki her şey dönüyordu. Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı en son birinin beni kucağına aldığını hissetim.
Gözlerimi hiç tanımadığım bir evde açtım. En son bayıldığımı hatırlıyorum peki şimdi neden buradayım. Bayıldığıma göre hastanede olmam gerekiyordu. Etrafıma baktım bir yatak bir çalışma masası ve birsürü üst üstü dizilmiş kitaptan başka hiç kimse yoktu.
Bir kaç saniye sonra odadan içeri o girdi. Masmavi gözleri o kadar güzeldi ki sabaha kadar oturup izleyebilirdim saçmalama istersen eylül.
"Uyanmışsın, iyi misin nasıl hissediyorsun kendini bak sana bir çorba yaptım sıcak sıcak içersin" dedi ellerindeki tabağı göstererek
" ben niye buadayım çorba falan da istemiyorum evime götür beni" dedim öfkeli bir sesle
" sakin ol o adamdan sonra bayılmışsın henüz reşit olmadığımız için de seni hastaneye götüremedim ama burada da sana çok iyi bakıyordum birazdan seni eve götüreceğim zaten burada tutmam için hiçbir sebebim yok" çocuk haklı olduğu kadar çok da yakışıklı
Hiçbir cevap vermeden elindeki tepsiyi alıp çorbayı yemeye başladım gerçekten çok acıkmıştım tabağı bitirip üstüne 2 tabak daha yedikten sonra
"Artık eve gidebilir miyim?" Diye sordum.
" sen iste yeter, gel gidelim motorum aşağıda"
Merdivenden idiğimizde kırmızı bir motor vardı." beni buraya motorla mi getirdin"
" Evet neden bu kadar şaşırdın ki"
" baygındım?"
" bazı şeylerin detayına girmemek gerekir güzelim"Bana güzelim dedi eveet Eylül güzelim dedi şuan bende senin kadar şoktayım hayatımda bana hiçkimse güzelim diye hitap etmemişti. Çok farklı bir duyguydu çok güzel bi duyguydu.
Uzun süren sessizliği bozarak
"Geldik bir daha görüşür müyüz bilmiyorum ama umarım karşıma çıkarsın güzel kız"
Hiç bir şey söylemeden motordan indim tam kapıyı yedek anahtarımla açmaya çalışırken onun sesini duydum. Sahi ben onun adını neden sormamıştım ki
"Kaskı o kadar çok sevdiğini söyleseydin ben sana verirdim zaten güzel kız"
"Kusura bakma ya farketmedim" diyip kaskı kafamdan çıkardım ona doğru ilerlemeye başladığımda birden gaza basmıştı.
"Buda benim hediyem olsun" diye bağırdı ben galiba tam kalbimden vuruldum Eylül sen kime vurulmuyorsun ki iç ses?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE HAYALLER
Fiksi RemajaHer zaman bir umut vardır sözü eylüle çok anlamsız geliyor çünkü onun için hiçbir zaman umut yoktu.... genç yaşında yakalandığı hastalıkla yaşamaya çalışan Eylül etrafındakilerin teker teker ondan uzaklaştığına şahit oluyor. bazen düşmanımızdan dar...