Başarılı bir cinayet büro komiseri olan Miray, yardımcısından gelen yeni bir cinayet ihbarı ile harekete geçer. Ancak işler bu sefer onun için diğer çözdüğü dosyalar kadar kolay değildir. Bir uçurum kıyısında sırlarla çevrili bir ölüm zinciri... Çok...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Önce bir şu tatlılık abidesi Ayça'ya bak, sonra dön katil Miray'a bak." Ayça yalandan sesini inceltti. "ayy teşekkür ederim." ve gözlerini devirdi.
Kaan bu defa Ayça'ya baktı. Kafası karışmış görünüyordu. Olcay'ın saçma davranışlarını onu afallatmıştı sanırım. Halbuki çoktan alışmış olması lazımdı. Uzun süredir arkadaşlar. "ikisi de gayet normal kız Olcay, senin kafan mı güzel bu akşam?"
"Bence sen Miray'ı tanımadığın için sana normal geliyor." Olcay'ı tişörtünün ense kısmından tuttum ve yanındaki tekli koltuğa oturttum. "Sus otur artık, vuracağım seni."
Kaan bana bakıp güldü. "Sakin ol."
"Önce arkadaşının aklını başına alması lazım. Durmadan benimle uğraşıyor."
"İnsan sevdiğiyle uğraşır." dedi Olcay ve bana öpücük attı.
Kaan da bir koltuğa oturduktan sonra tekrar bana döndü. "Yani, zevzek biraz ama ne yapalım başa gelen çekiliyor. Ayrıca sen de onun cinayet masadaki en yakın arkadaşısın diye biliyorum?"
Aslında Olcay'ı çok severdim. Çok, çok hem de. ama o gerçekten sabır isteyen biriydi. "hı hı, evet. O şerefe nailim." Duraksadım ve bıkkınlıkla nefes verdim. "Maalesef." Biz Kaan'la sohbet ederken kapı açıldı. İçeri giren Onur başkomiserdi.
"İyi akşamlar çocuklar. hiç vakit kaybetmek istemiyorum. Kalkın hazırlanın hemen. Ahlak masasından Bülent başkomiser yok bu akşam, başınızda ben duracağım. Planı biliyorsunuz. Dün detaylıca konuştuk. Operasyona uygun bir şekilde kendinize çeki düzen verin, rollerinizi biliyorsunuz. başlatalım ve tereyağından kıl çeker gibi halledelim. Hadi bakalım."
🔪🚨⚰️
Ayna da ki kadının küllü kumral saçları beline kadar bukle bukle uzanıyordu, peruktu ama güzeldi. Beyaz tenliydi, kahvenin en koyu tonuna sahip gözlerinde siyah ve gölgeli bir makyaj vardı. Siyah, ince askılı, saten, mini bir elbise giymişti. Sırtı beline kadar açıktı ve sırtının orta kısmına kadar çapraz ipler geliyordu. Ayağındaki ayakkabı ise kırmızı taban, siyah bir stilettoydu. Herhangi bir bijuteriden alınmış sahte pırlanta takıları da vardı.
"Miray sen böyle mi kalsan bundan sonra." Dedi ve güldü Ayça. O da altına standart siyah bir kalem etek giymişti. Üstüne giydiği beyaz, uzun kollu gömleği eteğinin içine koymuştu. Saçları sıkı topuzdu. Ayağında ise babet vardı.
