Başarılı bir cinayet büro komiseri olan Miray, yardımcısından gelen yeni bir cinayet ihbarı ile harekete geçer. Ancak işler bu sefer onun için diğer çözdüğü dosyalar kadar kolay değildir. Bir uçurum kıyısında sırlarla çevrili bir ölüm zinciri... Çok...
Uykumu almış hissediyordum. Kendime bir fincan kahve yapıp balkona geçtim.
Selen uyumamış balkonda oturuyordu. "iyi geceler." sesimi duyunca kafasını telefondan kaldırdı ve gülümsedi. "sana da iyi geceler, gel." vücudum ona dönük bir şekilde sağ çaprazındakş koltuğa oturdum. "uyanık olduğunu bilmiyordum, kahve ister miydin?"
"yoo, teşekkür ederim." eliyle hemen önümüzdeki sehpanın üstündeki boş kahve bardağını işaret etti. "yeni içtim."
"niye uyumadın bu saatte Selen, bir sorun mu var?"
"bir sorun yok, gündüz Emrah uyurken ben de uyudum. O yüzden uykum yok."
Anladım der gibi kafamı salladım. "sahi, Emrah abi ne ara gitti?"
"sen uyumaya gittikten iki saat sonra falan uyandı, bir kahve içtik, gitti."
Ardından sohbet sonlandı ve aramızda bir sessizlik oluştu.
Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. "bana bak, ne zaman evine gideceksin sen?"
Selen şaşkın ve bozulmuş bir şekilde bana baktı. Ne kadar kaba bir üslupla konuştuğumu fark edip utanınca düzeltme ihtiyacı duyup söze tekrar başladım. "çok özür dilerim ben öyle demek istemedim. Yani çok uzun zamandır, spontane bir şekilde birlikte yaşamaya başladık. İlk başlarda ne kadar yalnız iyiyim vesaire demiş olsam da şu an sana alıştım. En azından uykudan uyandığımda, eve geldiğimde veya çıkarken birisi var. Çünkü öbür türlü, bir de bu karmaşık ruh halindeyken sanırım yalnızlıkta kayboldukça kaybolurum."