Hürkan Gügen'in Geçmişi

597 57 7
                                    

Hürkan Gügen'den

Şu an hayatımda gördüğüm en güzel şeye bakıyorum. Emre Karaaslan, senelerdir aşık olduğum adam. Onun hakkında her şeyi biliyor, vampire dönüştüğü tarihi bile ezbere biliyordum. Şimdi diyeceksiniz ki sen bunun neyine aşık oldun ? Bende bilmiyorum ki... Ben Emre'yi hak edecek ne yaptım ? Cidden bilmiyorum ama iyi ki hayatıma girmiş, iyi ki kendime aşık etmeyi başarmışım. O işkence konusu da o zamanlar çok sıkılıyordum, aşık olduğum adamı sinir etmek eğlendirir diye düşündüm. İlk başlarda evet eğlendirdi ama sonra sıktığı için bıraktım. Ders boş geçerken bazıları hocanın etrafında toplanmış, bazıları kendi aralarında konuşuyor, bazıları kitap okuyor, müzik dinliyor, uyuyor ve  resim çiziyor vb. işler yapıyorlar. Bende göğsümde uyuyan hayatımın aşkı olan Emre'mi izliyorum. Ben uyuyan Emre'ye bakakalmışken önümde oturan Ömer arkasını döndü ve konuşmaya başladı.

Ömer : Naber ?

Hürkan : İyi senden naber ?

Ömer : İyiyim bende, haftasonu ne yapıyorsun ?

Hürkan : Muhtemelen evde olurum, niye ki ?

Ömer : Haftasonu bende toplanalım, eğleniriz, takılırız, gezeriz. Güzel olur mu ? Gelmek ister misin ?

Hürkan : Müsait olursam gelirim.

Ömer : Tamamdır, Emre uyanınca ona da söylersin.

Hürkan : Tamam söylerim de gelebileceğini pek sanmıyorum.

Ömer : Niye ki ? Şirket yüzünden mi ?

Hürkan : Evet, haftasonu full şirkette çalışıyor. Belki bende ona yardıma giderim.

Ömer : Tamamdır o zaman.

Gülümseyip önüne döndü. Ben de tekrardan Emre'yi izlemeye geri döndüm. Ailesini erkenden kaybetmesi çok kötü, hem okula gidip hem de şirketi tek başına yönetmesi... Çok zor, ona yardım etmek istiyorum. Evet, Emre'nin hayatını daha da kolaylaştırmak istiyorum. Bana gelirsek annem öldü, babam bu okulun müdürü. Şimdi babam okul müdürü diye hayatımız çok iyi zannedebilirsiniz ama çok kötü. Psikolojik olarak çok kötüyüz. Maddi durumumuz iyi durumda. Manevi olarak kötüyüz, babam da kafasını dağıtmaya gitti. Evde tek başıma yapamam diye Emre'den izin aldım. Bir kaç gün onda kalıp geri dönerim. Yalnız yaşamına geri dönecek ama yapacak bir şey yok. Dışarıya baktığımda yağmur yağmaya başlamıştı. Yağmuru severdim. Emre de yağmuru sever. Bu vampir hayatını ben seçmedim, Emre'de seçmedi. Böyle böyle düşünürken tenefüs zilinin çaldığını duyduk, herkes yerinden kalkarken ben yerimden kılımı bile kıpırdatmadım. Annemin çoklu kişilik bozukluğu vardı, çoğu zaman başka kişiliği bana zarar verirdi. Babam bile annemin saldırgan kişiliğinin yumruklarını durduramazdı. Vurup bayıltırdı ama sonunda kişiliği gidip annem kendi yerine geldiğinde çok üzülürdü. Kontrol edemediği kişilikleri daha da güçlenince haftalar boyunca annemin bedenini kontrol edebiliyorlardı. Kişiliklerden biri de intihara meyilliydi. O kişilik gece ortaya çıkmış, sessizce mutfağa gidip bıçağı almış ve annemin boynunu kesmiş. Sabah ben erkenden kalktığımda annemi mutfakta yerde ölü bir şekilde görünce ilk başta şaşırdım ama sonradan hiç iyi olmadım. Emre benim yanımdayken ve her aklıma geldiğindeyse moralim yerine gelir, Emre'yi düşünmeye başlarım. Şimdi olduğu gibi... Babam da annem öldüğünden beri iyiymiş gibi davranıyor ama o da kötü, biliyorum. Ben insanken bazen beraber içki içip dertleşirdik, tabii vampirken de yapıyoruz. Bir gece babamla içerken mutfağa gideceğini söyledi, gitti ve elince bıçakla geldi. Beni göğsümden bıçaklayarak öldürdü ama vücudumda ki vampir sıvısını unutmuştu. Saniyeler sonra bıçak yarası iyileşti ve vampir olarak doğdum. Baban bana şaşırmış bir şekilde bakıyordu. Bıçağı vücudumdan çıkardığımda, bütün sesler çok gürültülü bir şekilde geliyor, başım dönüyor, boğazım çok kuru olduğu için konuşamıyordum. Kalktım ayağa, babamın boynundaki damarın içinden geçen kanı görebiliyordum. Şaşırdım, vampir olmak böyle bir şeydi. Sonra inanamadığım bir hızla koşup babamın boynunu ısırdım. Kan emdim, tadı çok güzel geldi. Canım daha da çok istiyordu, içtikçe içiyordum. Etraftaki seslerin ses seviyesi giderek azalıyor, başımın dönmesi ve boğazımda ki kuruluk da geçiyordu. Babamı bıraktığımda şok içinde bana bakıyordu ama nasılsa babam konuşmasa bile sesini duyuyordum. Evet, akıl okuyabildiğimi o an öğrendim. Şok içinde bana bakıyordu ama hak etmişti sonuçta beni öldürdü. Kendi oğlunu öldürdü. Sonra babama kendi kanımdan verip açtığım yaranın iyileşmesi kadar içirdim. Cidden de işe yaradı. Yarası iyileşti. O andan sonra kendimi kontrol etmem çok zor oldu ki hâlâ kontrol edemediğim zamanlar oluyor. Mesela şu an gibi, nereden geliyor bilmiyorum ama biri bir yerini kesmiş gibi çok fazla kan damlaması sesini duyup kokusunu alıyorum. Dişlerim gıcırdamaya başladı. İçimdeki kan içme dürtüsünü durdurmaya çalışıyorum. Emre yavaşça gözlerini açıp bana bakmaya başladı, gözlerimin altında siyah siyah damarlar çıktı. Bana bakınca neler olduğunu hemen anlamıştı. Sonra bir elini kafama diğer elini belime koyup beni göğsüne yatırdı. Yüzümü kendi isteğiyle göğsüne koydu. Muhtemelen insanlar gözlerimi görmesin diye. Sonra fısıldadı.

Emre : Uyumaya çalış, sabah zaten bugünlük yeteri kadar kan içtin, başka şeyler düşünerek uykuya dal. Sakinleş, ben senin kalp atışını dinleyerek uykuya dalmıştım. Bu sefer de sen benim kalp atışlarımı dinleyerek uykuya dal.

Sevgilim dediği gibi yapıp başka şeyler düşünmeye başladım. Aynı anda da Emre'nin kalp atışını duymak çok güzel bir his. Ders zili çaldığında herkes içeri girdi, ben başka şeyler düşünerek aynı zamanda da Emre'min kalp atış sesini duyarak uykuya daldım...

Birazda Hürkan'ın bakış açısından yazayım dedim. İyi etmişim, bu da Hürkan'ın hayatı işte.

Devam edecek...

Vampir Aşkı | Mengola Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin