Sen,kötü insanların kötü olma sebebisin...
"Neden öyle bir şey söyledin Küçük""Onu öldürmek istiyorum."
"Biri şu aptalı çıkarsın şuradan ya"
"Ekmekle konuşuyor sanki sana ihtiyacım var da neyin nesi"
"Of Küçük ya şimdi bu aptalın bir yerlerini kaldırdın kim uğraşacak bununla "
"Amaaan ne güzel etti işte çocuk,her yetişkinin ihtiyaçları vardır,beleş erkek buldum. "
"Küçük onu o niyette söylemedi Sapık,aman diyim uzak duruyorsun çocuktan"
"Aman bee siz de hiç hayatı yaşamıyorsunuz"
"Pilavın yanındaki ekmek gibi hayat mı yaşanır?.."
"Sal sen de artık şu ekmeği"
"Ekmeğimizdeyiz ağam"
"Havuç,şuan hiç sırası değil."
Bir hıçkırık sesi bölüverdi genç kızın zihnindeki konuşmaları.Belliydi Küçüğün sesiydi bu.İçli içli ,nefessizmiş gibi ağlıyordu.Ya da aldığı nefesi vermenin işkencesini çekiyordu...
Genç kızın bedeni,odasındaki beyaz ahşap kapının arkasında yere çömelmiş,elleri dizlerine başıysa dizlerine gömülmüş vaziyetteydi.Elfida değildi o bedendeki, Küçük'tü.
5 yaşındaydı Küçük.Ona bu ismi diğerleri koymuştu.Diğerlerine nazaran oldukça küçüktü.Oldukça küçük yaşta yaş almayı bırakmıştı.Büyüyememişti..
Koyu kahve saçları,minnacık burnu vardı.Öyleki bazen dalga geçerlerdi onunla bu burunla nasıl nefes alıyorsun diye.Üstünde pijamaları vardı.Çok sevdiği ananaslarla kaplıydı üstü.
Gördüğü manzara karşısında kapının arkasına sığınmıştı Küçük.Korkmuştu bıçaktan,hangi çocuk korkmazdıki bıçaktan.Hem de o bıçak babasının elindeyse.
Takılı kaldığı o gündeki gibiydi,sürekli elleri dizlerine dolanmış bir vaziyette otururdu Zelda'nın yanında.İkisi arasında her yönden dağlar kadar fark olsa da Zelda'nın meydana geliş sebebiydi Küçük.
Yok edeni yok etmek için gelmişti savaşçı..Gözünden akan yaşlar ve engelleyemediği hıçkırıklarıyla birlikte neden diğerlerinin ona bu kadar kızdığını sorgulamaya başladı Küçük.Aldığı nefesi dudakları titreyerek veriyordu.Son aldığı nefesi vermeden sahneye girmişti bile.
"Neden bu kadar kızıyorsunuz bana,neden onu öldürmek istiyorsun Zelda,neden beni yok edeceksiniz?Ben kötü bir şey yapmadım.O bana kızım dedi.Ona ihtiyacım vardı,özledim ben babamı.Babam da kızım derdi bana.Ne yaptım da-"
Art arda hıçkırıklar koptu burnunu koluna sürmekte olan çocuktan.
"Ağlattınız çocuğu aferim size gerçekten aferim.."
"Biz ne yaptık ya kendi aptallığının bedeli."
"O sweatten burnunu çekmezsen burnunu Zelda'ya vereceğim Küçük."
"Kaşınma istersen Havuç,Zelda şuan uyanık olsaydı aynı sözleri tekrar söyleyebilir miydin acaba"
"Arkadaşlarla buluşacaktım,en sevdiğim sweatim o benim bu sümüklü yüzünden mahvoldu."
"Kesin sesinizi,ben izin verene kadar tek bir kişinin sesi çıkmayacak.Konuşan tüm gün sahneye çıkamaz."
"Küçük sen de bir daha ben izin vermeden sahneye çıkmayacaksın.Alef senin baban değil.O o kelimeyi şakasına söyledi."
"Özür dilerim Yaprak.Hepinizden özür dilerim bir daha böyle bir şey söylemeyeceğim."
"Tamam ilk ve sondu unutalım bu mevzuyu.Sahneye ben geçiyorum.Küçük,sen uyu biraz.Havuç sen de arkadaşlar buluşmasını unut."
Başı dizlerinde,gözleri nemli,kolları ıslak,ufak bir çocuğu andıran beden yavaşça dikleştirdi kafasını.Düşünceli ve uykudan yeni kalkmış mahmur gözlerle etrafına bakındı genç kız.Anlaşılan o ki sahnenin ışıkları sönmüş ve yeni bir oyun gösterime girmişti.Küçük gitmiş yerine Yaprak gelmişti.
Kendisinden önce sergilenen oyunun izlerini silmek ister gibi çömeldiği yerden kalktı usulca.Dengesini kaybedip duvara vurdu sırtını genç kız.Ufak bir inleme fırladı dudaklarından.Sahne geçişlerinde artık alışmıştı bu duruma ama her seferinde can yakıyordu maalesef.En son sahneye kendisi geldiğinde balkon kenarındaydı ve az daha aşağıya düşecekti.
Biraz bekledikten sonra kontrolü eline aldığına emin oldu ve tekrar dikleştirdi sırtını.Adımlarını koridorun sonundaki beyaz mermerin önünde durdurup yüzündeki gözyaşı izlerini temizledi suyun yardımıyla.Ardından buzdolabının kapağını açıp yumurtalığın altında,dün indirime girdiği için aldığı maden suyunu aldı eline.İçlerinde sade maden suyunu seven bir tek kendisiydi.Kapağı dişlerinin arasına sıkıştırıp camla arasını açmaya çalıştı.Yaprağın huyuydu bu önce dişiyle açmaya çalışır sonra dişinin kırılmasından korkar dolabın üstündeki açacakla açardı.Bugün de aynısı olmuş kaideyi bozmamıştı.
Siyah nevresimli yatağın üstündeki telefonu aldı eline.Dakikalar önce gelen mesaj bildirimi gözüktü ekranda.Elfida'nın kedisi Mia'yla birlikte bir kış günü çekildiği fotoğrafı aşağıya doğru kaydırarak bildirimin üstüne tıkladı.Açılan mavimsi mesaj sayfasında gördüğü son mesaj Yaprağın duraksamasına sebep oldu.
alefsayılgan:Benim de sana ihtiyacım var Gece Kuşu (20.30)
Neyseki bu gibi durumlara diğerleri yüzünden çok maruz kalmıştı.Ama bunun artısı da vardı.Kendisini çabuk hizaya getirmesini bilirdi.
elfidamsıbirhayat:Neden
elfidamsıbirhayat:Ölmek mi istiyorsun
elfidamsıbirhayat:Mümkünse uzak dur benden.
elfidamsıbirhayat:Kendimden korkuyorken ben,sana neler yapabilirim hiç bilmiyorum.(21.01)
alefsayılgan:Bunu söylemek için biraz değil fazlasıyla geç kaldın
alefsayılgan:Akvaryuma alışmış balığı denize geri koyamazsın.
alefsayılgan:İyilik değil cinayete teşebbüs olur bu.(21.12)
elfidamsıbirhayat:İyi biri değilim zaten(21.13)
alefsayılgan:İyi biri olmasaydın bunları yaşar mıydın sanıyorsun?(21.15)
elfidamsıbirhayat:Kötü insanlar keyfinden kötü olmuyorlar herhalde(21.16)
alefsayılgan:Sen kötü biri değilsin Gece Kuşu
alefsayılgan:Sen,kötü insanların kötü olma sebebisin..(21.20)
Özür dilerim sevgilim,kaktüs değil laviniayım ben..
Bu bölümde biraz kafanız karışabilir sakin olun aptal değilsiniz:d
Kızın hastalığını ilerleyen bölümlerde açıklayacağım.Şimdilik sadece neler yaşadığını ufacık da olsa görebilmeniz için verdim.Hastalığın adını öğrendiğinizde yapbozun eksik parçaları tamamlanacak inşAllah.
Sahneye çıkmaktan kasıtları bedene gelmek.Yani dışarıdan görülebilir davranışlar sergilemek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitme Diyemedim/texting
Literatura Kobiecaelfidamsıbirhayat:Verdiğim bu savaşta kendi cepheme sıkıyorum sevgilim. elfidamsıbirhayat:Öldürmek istediğimde kendim yaşatmak istediğimde. elfidamsıbirhayat:Eğer kazanırsam bu savaşı yok olacağım.Yok olursam yok edeceğim.Ben her türlü kaybedeceğim...