1.5&Mezarlık

18 6 0
                                    

Ama ben,
ya güçlü olmak istemiyorsam...

Üstümdeki siyah kumaş pantolonun kemerini bir kez daha elimle düzelttim ve askılı küçük çantamın cebinden çıkarttığım telefon ile Mert'e mesaj attım.

elfidamsıbirhayat:Mert,neredesin?(10.03)

mertsayılgan:Perondayım,seni bekliyorum.(10.04)

elfidamsıbirhayat:Tamam geliyorum (10.04)

Telefonumu elimde tutup çantamın ağzını kilitlediğimde ayakkabı bağcığımın açık olduğunu fark ettim.Tam eğilip bağlayacaktım ki metrobüse yetişmeye çalışan birisi tarafından aldığım darbeyle dengemi koruyamayıp geriye doğru sendeledim.Son anda düşmekten kurtulmuştum.Yaşadığım ufak çaplı şokun ardından beyaz bluzümün üstünde,salaş bir biçimde duran hırkamı düzelttim.

Adımlarımı hızlandırıp merdivenlere doğru ilerledim.Zaten yeterince geç kalmıştım.Yürüyen merdiven ve düz merdiven yan yana duruyorlardı ve ben düz olandan aşağıya ilk adımımı sallandırmıştım.Baş dönmelerim artmadan önce kesinlikle yürüyen merdiveni tercih ediyordum ama şuan herkesin önünde düşme riskini göz önüne alamazdım.

Basamakların ortasına geldiğimde birden bire dönen etrafımla sırtımı merdiven korkuluğuna çarptım.Dudaklarımın arasından ufak bir inleme kaçarken sımsıkı kapattığım gözlerimi açmak için hareketlendim.Gözlerimi açmamla birlikte görüş alanımı kaplayan siyah gri bulutların dağılmasını ve görüşümün netleşmesini bekledim.Merdivenden gelip geçen birkaç kişinin gözlerine saniyelik bir film kesiti gibi teğet geçiyordum.

Kendimi toparlayıp tekrardan adımımı atıyordum ki ani gelen baş ağrısı ve feci derecedeki baş dönmesi az daha merdivenlerden yuvarlanmama sebebiyet veriyordu.Neyse ki son anda korkuluğu tutabilmiş, kendimi güvenceye alıp uçmaktan kurtarmıştım.Bir hanımefendinin gözüne çarpmış olmalıyım ki aniden yanıma gelip iyi misiniz diye sordu.Kibarca iyi olduğum yalanını dile getirip kendisini uğurladım.Daha fazla inat etmeyip el mahkum elimdeki telefonun tuş kilidini açıp Mert'e merdivenlere gelmesini söyledim.

Kapalı olan gözlerimi duyduğum ses ile eşdeğer zamanda açıverdim.Siyah gri bir yüz görüş alanıma girmiş endişeli gözlerle bana bakıyordu.Daha mı çok zayıflamıştı o,oysaki o kadar kızmıştım git hastaneye tedavi ol diye.Her zamanki gibi yine sözümü dinlemeyişi beni şaşırtmamıştı.
Onun haricinde hiç değişmemiş gibiydi.

"Elfida,iyi misin?"

Merak ve endişe dolu kelimeleri sanki zihnimi yeni kendine getirmiş gibiydi.Gözlerimi tekrar kapatıp açtım ve yanımdaki uzun çocuğun beyaz sweatinin kol kısmını tuttum.

"Başım dönüyor,aşağıya kadar inmeme yardım eder misin?"

"Tabiki de,elimi tutabilirsin ya da koluma girebilirsin."

"Böyle iyi,aşağıya kadar inmeme yardım et yolda toparlarım ben kendimi."

Gözleri,gözlerimin ardından aşağıya doğru iniverdi hızlıca ve ayak ucumda takılı kaldı.İnsanların gelip geçmesini umursamadan önümde diz çöküp ayakkabımın bağcığını doladı parmaklarına ve hızlıca diğer ipin içinden geçirdi.İşi bittiğinde ayağa kalkıp dizlerini silkeledi ve kolunu öne doğru uzattı.Kolunu saran sweatin ucuna parmaklarımı sımsıkı doladım.Ve aşağıya doğru inmeye başladık.

"Teşekkür ederim."

"Rica ederim,ayakkabı bağcıklarını hep erteler ve bana bırakırdın.Ufacık bir an da olsa geçmişe dönmek hoşuma gitti.Ben teşekkür ederim."

Gitme Diyemedim/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin