43. Bölüm

2.1K 112 410
                                    

Yeniden hoşgeldiniz güzel kuşlarımm 💕💕

Oy vermeyi ve arada yorum yapmayı unutmayın lütfen. Son zamanlarda sohbet edemiyoruz 😔

Umarım güzelce okuyacağınız bir bölüm daha olur 🍀 Keyifli okumalar dilerimm 💕💕

Yokluğunun ardından bile sanki varmışcasına, yanı başındaymışcasına yaşayıp giden adamın usul usul göz arayışları olurdu hasretinin ömür yitikliği bedenler girdabı. Olmasalar bile birlikte, yaşarlardı yine de birbirlerini. Bu öylesine bir sevdaydı ki, yokluğunu aşamayan bedenlerin hayali toz bulutlar misali dağılan yanılgılı arayışları olurdu onlardan geriye kalan.

Ne yaşar, ne hisseder olurlardı kendilerini. Bir tek, canı canına denk düşen ile yaşayan olurlardı, birbirinin yanında olmasalar dahi. İşte bu, böylesine bir sevdaydı.

Feridun abiyi almamızın ardından çıktığımız yol yarım saat kadar sürerken, bu zamanlar içerisinde Diren'im tek bir an bile susmamış ya oradan ya şuradan konular açarak kendisiyle birlikte bizi de konuşturmalarıyla birlikte oldukça kısa gelen bir süre zarfında Tolga'nın kafesinin olduğu sokağa girmiştik.

Diren'imin tek bir sözü dahi bende en güzel hissiyatların vuku bulmasına neden oluyor, en iyi şairlerin şiirlerindeki anlamlarla dinlemişcesine soyutluyordu beni tüm olanlardan. Sesinin tınısı, öylesine efsunkardı işte.

"Geldik Feridun Abi! Bak şu etrafında bir sürü çiçek olan taş yolun arkasında Tolga ve Ali abinin kafesi!" Henüz sadece birkaç kere gelmiş olmasına rağmen büyük bir güvenle rehberlik yapan bedenin heyecanla yerinde hareket edip kendisini öne doğru biraz daha kaydırması ve başını iki koltuk arası boşluktan iyice uzatarak bahsettiği alanı işaret etmesiyle birlikte, yandan bir bakışla dudaklarımı kıvırmış ve sert bir bilek hareketiyle arabanın direksiyonunu sağa doğru döndürerek aracı durdurmuştum.

Ben arabayı durduğum anda henüz el frenini yeni çekmişken, hemen yan tarafa doğru kaykılan beden arka kapıyı aceleci bir hareketle açmış ve bedenini büyük bir hızla dışarı çıkarmıştı. Diren'in bu yerinde duramayan, ele avuca sığmaz tavrına karşı attığım içli, hayran bakışların önüne geçemezken, onunla olduğum her anda istemsiz bir tavırda yukarıya doğru kıvrılan dudaklarımdaki hakiki meftunlukla, bir an sonra taş yola doğru hızla koşturmaya başlamış bedene doğru bakmıştım.

"Deli oğlan! Dikkat et, yavaş git düşeceksin bir yerini yaralayacaksın!" Tıpkı benim gibi, taşların üzerinde seke seke giden bedenin ardından yüzündeki sahici gülüşünü yansıtan orta yaşlı, geçmişin keşkesi aklar saçına düşmüş beden, Diren'in hiçbir şekilde buralı olmayan bedenine doğru endişeli bir tonda seslenmişti.

Beni birkaç saat önce Feridun abinin adının seslenişiyle dahi unutan beden, şimdi de Feridun abinin geldiğini bizimkilere haber vermek uğruna ikimizi de unutmuştu. Ne olacaktı Diren'in bu halinin sonu bilmiyordum ama, ondan gelecek olan her türlü tavır benim için kabul olandı. Yeter ki günün sonunda, soluğu benim yanımda alsındı, ben beni unutuşlarına da aldanırdım.

"Evlat," Diren'in ardından onun koşuşturan bedenine yetişmek amacıyla aceleci bir tavırda araçtan inmişken ben de, Feridun abinin oturduğu yerden seslenmesiyle birlikte başımı orta yaşlarındaki adama doğru meraklı bir ilgiyle çevirmiştim.

"Senin o iş ne oldu?" Bakışlarını Diren'in gittiğine emin olmak ister gibi taş yola doğru çeviren adam anlık bakışının hemen ardından ağa takılmış merakında salınan sorgularla konuşmuştu. O iş demesinin hemen ardından başını aracın arka koltuğunda olan bebek koltuğuna doğru çeviren beden asıl işin ne olduğunu ayan beyan belli ederken, içime sıkıntılı bir nefes çekerek içerisine doğru eğildiğim arabanın kapısını avuçlarımın arasına alarak sıkmıştım.

Vaveyla (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin