32. Bölüm

9.5K 495 2.3K
                                    

Bir zaman önce, bir kuşum ithaf bölümü olursa eğer, benden ithaf istemişti. Neden olmasın dimi ama kuşum?

Bu bölümü, @veronikater kuşuma ithaf ediyorum 💜🕊️

Eğer ithaf isteyen kuşlarım olursa, aklımdasınız 🧡 Hepinize keyifli okumalar dilerimmm 🕊️🕊️🕊️

Ne yapsam, ne söylesem? Nasıl dindirsem, nasıl refaha ulaştırsam içimdeki o acıtan çığlıkları? Saniyeler içerisinde yaşlandığımı hissettmiştim, tükenmişliğimin yansıması aralık açıklıklardan reveransını bildirdi. Göz pınarımdan intihara kalkışmış yaş tanemin o hazin yıkılmışlığına. İçime ağır gelen duygular yalnızlığımın tutukluğuydu. Tutulmuştum.

Gerçekliğin mümkünatı karşısında eğilmiş tüm hayaller, yıkılmışlığımın sesiydi. Vaveylalar içimde yankı buluyordu.

"Sevgilim?" Gözlerim kapalı kapılarını, duyumsamaya başladığı sesle aralamıştı. "Efendim?" Ne kadar gözlerimi açıp da karşımdaki insana bakmak istemesem de, bundan gayrı yapabileceğim bir eylem yoktu.

Ellerini başıma geçirerek yavaş yavaş masaj yapmaya başlamış ellere, anlık olarak gevşememi sağlamıştı. "Neyin var? Sabahtan beri uyuyorsun?" Yanıt bekleyen sorusu sessizlikle çağlanırken, gözlerimi açmayı reddettim. Yine bir hüznün kollarında yeşermiştim. "Yalnız kalmak istiyorum." İlk defa ısrar etmeden çekip giden kişinin yankılanan adım seslerini dinlerken göğsüm, derin bir nefesin geride bıraktığı acı beraberinde havalandı. Farkındalığına dahi erişemediğim bir hızda yeniden uyuya kalışımı selamladım.

Gözlerimi ne ara yeniden yummuştum bilmiyordum ama aniden duyduğum içli ağlayış sesleriyle yeniden aralamıştım fazla uykudan dolayı sızlayan göz bebeklerimi. Canı fazlasıyla yanıyormuş gibi ağlayan bu ses, daha yeni ağlamaya başlamadığını bildiriyordu. Sağır olmuş kulaklarım duyduğu naif ağlayışlarla duyumunu yeniden açmıştı.

Aniden yattığım yataktan kalkarken, belimden düşen eşofmanımı umursamadım. Can içim ağlıyordu, hemde canı çıkarmışcasına. Derin nefeslerim boğazımı zorlamaya başlamışken, gözlerimin camına da buğular eklenmişti. "Yeliz?" Sesim karşı bir yanıt almak ister gibi soluklanırken, o istediğim yanıt bana ulaşmadı. Neredeydi bu kadın?

Kulaklarıma, yolunu gözlediğim o ses ulaşmadığından dolayı sinirle bir nefes vermiş ve olağanüstü bir şekilde attığım seri adımlarımın ardından, sesin kaynağının içeride gizli olduğu odaya hızlı bir giriş yapmıştım.

Minik elleri sımsıkı, morarmaya başlamış birer yumruk olmuş, ağlamaktan mosmor kesilmiş yüzü kızarmış bebek, beşiğinde kıvranırken öylesine savunmasızdı ki, içimin yangınına har ekliyordu. "Şşt, buradayım. Baba burada meleğim." Minik bedenini anında kavrayıp göğsüme çektiğim bebek, kaskatı bir şekilde kollarımın arasında içli haykırışlarına devam ediyordu.

Tek kolumda dikkatli bir şekilde sabitlediğim bebeğimi diğer elimle sevmeye başlamamın hemen ardından içleri kızarmış ve cennetten damlalar çalmışcasına ıslanmış gözlerini aralamıştı. Benimkilerle birebir olan, gri gözleri gözlerime tutunduğu anda varlığımı algılamıştı ve anında, hıçkırıklara gebe kalmış ağlayışı derin derin nefesler beraberinde yavaşça dinmişti. "Evet meleğim, evet güzel kızım baba burada." Ne ara bu kadar duygusal olmuştum bilmiyordum ama onun gözlerine tırmanan her acının izi, içimi yakıyordu.

"Derin, söyle kızım neyin var?" Karşımdaki minik bebekten bir cevap gelmeyeceğini bile bile sorularımı sıralarken elimi de hala kıpkırmızı duran yüzüne atmıştım. Tenimin algıladığı yüksek dereceli ısıyla anında parmak uçlarımı küçük yüzden çekerken, bedenimin kaskatı kesilmiş olmasını engelleyememiştim. Yeliz hangi cehennemdeydi de bu çocuk böylesine ısınacak kadar yalnız kalmıştı?

Vaveyla (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin