*2 yıl 4 ay 13 gün önce*
Genç adam uzandığı ranzasından duyduğu küfürler eşliğinde ayaklandı. Kendini koğuşun ağası sanan bir ucube ve ona arka çıkan birkaç soysuzun, koğuşta bulunup da onlardan daha güçsüz olan kısmına etmedikleri kalmamıştı. Yine kime saldırdıklarını bilmemesinin getirdiği sinir dalgasıyla yattığı ranzadan aşağı atladı. Onların iplerinin çekileceği zaman yavaş yavaş yaklaşıyordu. Tek bir hamlelerine daha bakacaktı.
Ranzasından indiği zaman bayağı geride kalan bölgede, tek başına, kendi hükümdarlığını kurmuş kardeşine baktı. Barın, tüm hayattan kendini soyutlamış bir şekilde yatağında uzanıyor, elindeki telefonla yeni gelen müdüre hanım ile yazışıyordu. Ama yine de yüzündeki o sıkkın ifadeyi silmiyordu. Bu adamın bezmişliği, genç adamı bezdirmişti.
Sıkıntılı bir ifadeyle önündeki kalabalığa baktı. Hain bir kumpas sonucu buraya tıkılmalarından bu yana yıllar geçmişti ama yine de alışamamıştı, buranın boğuk havasına.
Kalabalıktan görebildiği kadarıyla kendi gruplarına dahil bir adamı hırpalıyordu, artık sınırlarını aşmış koğuş ahalisi. Onların kendi aralarında çıkardığı sorunları umursamadan kardeşinin yanına ilerledi.
Yeniden bütün gevşek kişiliğini ortaya sererek yüz üstü uzanmış uykuya dalmak için gözlerini kapatmış kardeşinin üzerine attı, karşısındaki adamla eşdeğer olan bedenini.
Genç adam arkadaşının üzerine atladığında, yataktan yüksek sesli bir çatırdamayla beraber altında kalan adamdan, bir dizi küfür gelmişti kulağına. Genç adam, kendini tam anlamıyla üzerinde olduğu bedene doğru bıraktığı anda böbreğine doğru bir darbe ardından ise tüm vücudunu aniden yere serecek şiddette yeni bir darbe almıştı.
Barın, üzerine atlayan genç adamı yere sermesiyle yetinmeyip bir de eğilip kafasına sert bir tokat atmıştı. Genç adam üst üste aldığı darbelerin getirisiyle kendini geri çekmeye çalışarak kahkaha atmaya başladı. "Gevşek herif." Kardeşim dediği adamın homurtusu ve ardından hiçbir şey olmamış gibi ona kıçını dönüp yatmasıyla istediği etkiyi alamamış ve biraz içine kapanarak kardeşinin ayak ucuna doğru oturmuştu.
"Yarın gelecek olan çocuk hakkında ne düşünüyorsun?" Günlerdir kafasını yoran bu durumu Barın'a da sorup, bu durum hakkındaki düşüncelerini almak istemişti. "Onun hakkında düşündüğüm bir şey yok ama geldiği gibi buradan kaçmak isteyeceğini biliyorum." Barın, omuz silkerek kendini yanıtladığınılda başını sallayarak onu onayladı.
Genç adam soğuk yere temas eden ayaklarını yatağa çekerek karşısında uzanan Barın'ın bacakları arasına sıkıştırdı. Üşümüştü, koca ayakları. Barın ayaklarını itmeye çalışmış ama çekmeyeceğini anladığında ise boşvererek yüz üstü uzanmaya devam etmişti.
"Onu elime geçirdiğimde mahvedeceğim." Sesine sinir tonu hakimken konuşmuş ve dişlerini yanağının içine bastırmıştı. Anlamıyordu. Kendisi ve kardeşi gibi milyonlarca çocuk sokaklarda anne-baba gölgesine muhtaç büyürken, bu gelecek olan adam gibileri gözlerini bile kırpmadan, o çocukların hasretiyle uyuyup uyandıkları değerleri parçalıyorlardı.
Genç adam düşündü, küçük bir çocuk iken sıcak bir yuva özlemiyle daldığı kesintili uykularını. Hastayken, Barın yerine annesinin gelip, onunla ilgilendiğini konu alan, hasretle kurduğu düşleri.
Tüm bunların olma hayaliyle yaşayan çocukluğu, kayıtsız bir adamın birkaç el ateşiyle son bulabiliyordu. Genç adamın içindeki eksik çocuk, yarın koğuşa gelecek adamın geçirdiği çocukluğu kıskanmıştı.
"Beni rahat bırak, git yat. Yarın çocuk geldiğinde ne yapacaksan yaparsın." Barın ayaklarıyla genç adamı iterek yatağından kalkmasını sağladıktan sonra yeniden yüz üstü dönmüş ve dalmaya çalıştığı uykusuna geri dönmüştü. Yeni gelen müdüre onu yeterince oyalamıştı zaten telefonda mesajlaşarak. Bu nasıl müdüreydi de böyle bir duruma göz yumabiliyordu, işte bunu bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vaveyla (BxB)
RomanceSen benim en gizim, en büyük Vaveyla'm. (BxB) 22 Ağustos 2018 tarihinde yazılmaya başlanmıştır. Lütfen emek hırsızlığından kaçının. Artık bunlarla ilgili mesajlar almaktan çok sıkıldım ve yoruldum. Eğer yazar olmak istiyorsanız ilk önce özgün olun...