Yeliz'in odasında daha fazla oyalanmayıp orta yaşlı gardiyan ile koğuşuma geri dönmeye başladım. Çokta uzun olmayan yolun sonunda yeniden koğuşumdaydım.
Açılan kapıdan içeri girdiğim zaman Ali ve Tolga hemen yanıma gelmişlerdi. "Gerçekten ziyaretçi mi gelmiş?" Dedi Ali merakla. Yeliz'in benimle buluşmak için uydurduğu bir bahane sanmış olmalıydı.
Başımı evet anlamında salladığım zaman hemen konuşan bu sefer Tolga olmuştu. Onlar soru sorarken benim gözüm Tarık ve Halil ile oturup tavla oynamaya çalışan Diren'in üzerindeydi. "Kimmiş peki?" Diye sordu Tolga bana merakla bakmaya devam ederek. Diren'in de dalgın gözleri sonunda oynanan tavla oyunundan ayrılıp beni buldu. Gözleri uzun süre gözlerime takılı kalırken aklımda dönüp dolaşan tek şey, bu kadar kısa sürede bile ne kadar özlemiş olduğumdu, onun içinde bütün canlıların enerjisini barındıran, orman rengi gözlerini.
"Önemli biri değil." Dedim yeniden Ali ve Tolga ikilisine odaklanırken. Ali kaşlarını çatarken ben ortadaki masaya ilerleyip oturdum. Ali'e Şeker Memduh'un geldiğini ve teklif sunduğunu henüz söylemeyecektim. Çünkü amacının ne olduğunu tam olarak çözememiştim. "Tolga, çay koysana abicim. Size anlatacaklarım var."
Tolga'nın başını sallayıp mutfak gibi olan bölmeye gitmesiyle Ali de yanımdaki boş yere oturmuştu. "Sen iyi misin Barını'm? Yüzündeki bu ifadeyi görmeyeli bayağı olmuştu." Dedi, sarı saçlarını geriye itip benim yüzüme daha da odaklanırken. Kaşlarımı çattım ama yinede bir şey söylemedim. Henüz ona bir şey anlatmak için erkendi.
Gözlerim yeniden Diren'i bulunca, kırgın bakan gözlerini üzerimde dolaştırırken gördüm. Yeliz'in odasında ne yaptığımı deli gibi merak ettiğine kalıbımı basabilirdim.
Tolga elinde çay dolu tepsiyle gelip ortamıza koydu. En koyu çayı alıp içindeki kaşığı çıkardım ve kenara koydum. Elimdeki tavşan kanı şekersiz çayı yudumlamaya başladığımda Ali artık konuş der gibi kolunu koluma vurdu.
"Yeliz'in söylediğine göre, Tolga'nın suçlanmasında birkaç değişiklik meydana gelmiş." Diye tane tane konuşup, benim en ufak bir söz söylememi bekleyen ikiliye. Ali'nin kaşları çatılırken Tolga da tersi bir şekilde tedirgince baktı bana. "Ne olmuş?" Dedi Ali tek bir nefeste. "Kayıp kız arkadaşın bulunmuş." Dedim hâlâ Tolga'nın tedirgin ifadesine bakarak.
Tolga gözlerinin içi titreyerek bana bakmaya başladı. Aynı zamanda da Diren bu tarafa doğru ilerlemeye başlamıştı. "İyi miymiş?" Tolga, sesinin titremesini durduramadan konuştu ve yerinde doğruldu. Bu sırada Diren de gelmiş ve tam karşımda kalan sandalyeye oturmuştu.
"Lafını bölmeyin de adam akıllı hemen anlatsın." Ali'nin yüzünde, anlayamadığım bir gerginlik oluşmuştu. Tolga başını sallayarak onayladı. Bir yandan da ne yaptığının farkında olmadan, Ali'nin masa üzerindeki kolunu tuttu.
"Yeliz'in dediğine göre, kız arkadaşın, yıllarca türlü işkencelere maruz kalmış bir şekilde köy-kasaba benzeri bir yerde bulunmuş." Onlara açıklama yapmaya başladığım gibi Tolga Ali'nin kolunu sıkıca tutmaya başlamıştı. Diren de Yeliz'in adını duyduğu zaman gözünü bir iki saniye kırpıp yerinde huzursuz bir şekilde kıpırdanmıştı.
"Bulunduktan sonra polisler tarafından hemen sorguya alınmış." Hafif durakladım, daha sonra da onları fazla bekletmeden devam ettim. "Sorguda anlattıklarına göre, kimlerin onu kaçırdığını bilmediğini, ailenin öldürüldüğü gece de senin onun yanında olduğunu söylemiş." Tolga gözleri dolarak bana bakmaya devam etti. Duyduklarına inanamıyor gibiydi. Ali olabilecekmiş gibi daha gergin bir yapı kazandı, oturduğu yerde. "Yani, şimdi ne olacakmış?" Dedi sıkılı çenesiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vaveyla (BxB)
RomanceSen benim en gizim, en büyük Vaveyla'm. (BxB) 22 Ağustos 2018 tarihinde yazılmaya başlanmıştır. Lütfen emek hırsızlığından kaçının. Artık bunlarla ilgili mesajlar almaktan çok sıkıldım ve yoruldum. Eğer yazar olmak istiyorsanız ilk önce özgün olun...