11

15 5 4
                                    

 ''Gizem-'' derken cümlesi yarıda kaldı Oğuz'un. Gözü bir bana bir de Yusuf'un tuttuğu koluma gidip geliyordu. Yusuf da ona doğru dönmüştü.

 ''Bir sorun mu vardı?'' diye bana bakarak konuştu Oğuz.

 ''Senlik bi'şi yok birader.'' dedi Yusuf.

 ''Sana sormadım.'' diye dişlerinin arasından tısladı Oğuz. ''Gizem'e sordum.''

 O sırada Yusuf'un eli gevşemişti ve kolumu ondan kurtardım. Kolumu ovuşturdum, gerçekten canım acımıştı. Bir de üstüne Yusuf bana bağırmıştı. Birazcık gözlerim dolmuş olabilir. 

 ''Bir şey yok,'' derken sesim biraz titremişti bu yüzden. Başımı kaldırıp Oğuz'a baktım. Gözleri üzerimdeydi ve kendini zor tutuyor gibiydi. Derin bir nefes aldı.

 ''Gizem, bu lavuk sana bir şey mi yaptı?'' diye sakince sordu ki bu hali az öncekinden de korkunçtu. O sırada Yusuf bağırdı.

 ''Sevdiğim kızın canını mı yakarım lan sanki oç!''

 ''Sevdiğim kız mı? Sen sevdiğim kız mı dedin az önce?'' Oğuz öfkeyle Yusuf'un üzerine yürümeye başlamıştı. Yusuf geriledi. Oğuz'un önüne geçtim.

 ''Oğuz,'' diyebildim sadece. Takatim kalmamıştı. Oğuz'un gözleri benimle buluşunca anında yumuşadı. Beni hızlıca kucağına alınca afalladım. 

 ''Oğuz ne yapıyorsun?'' diyebildim.

 ''Seni revire götürüyorum,'' dedi. 

  Oğuz hızlı hızlı yürümeye başlayınca ellerimi nereye koyacağımı bilemediğim için hızlıca boynuna doladım. O andan Oğuz'un hızı azaldı, kasları gevşedi. Burnuma teninin kokusu gelirken yavaşça kulağıma fısıldadı.

 ''Seni korkuttuysam özür dilerim.'' Başımı sağa sola doğru salladım. Farkında olmadan başımı biraz daha boynuna gömmüştüm, uykum gelmişti.

 Revire gelince Oğuz beni bırakmadan kapıyı açtı ve beni bir yatağa oturttu. (lütfen fesat düşünmeyin)

 Revir hemşiresi Oğuz'u görünce gülümsedi. 

 ''Ooo yine mi siz Oğuz Bey?'' deyip Oğuz'a sarıldı. Oğuz sıkılganlıkla bana baktı. 

 ''Gizem bu annem, okul hemşiresi. Anne bu da Gizem, hoşlandığım kız.''

 ''Aaa evet, evet. Geçen gün tanışmıştık. Merhaba canım ben Nergis.'' deyip elimi uzatan okul hemşiresinin elini sıktım. Yanaklarım kıpkırmızı olmuşken hala şaşkındım. Demek okul hemşiresi annesiydi. Bu tamamen olmasa da geçen gün revirde yaşadığım garip olayı açıklardı herhalde.

 ''Bir yerin mi acıyordu?'' diye soran gözlerle bana baktı annesi. 

 ''Çok sayılmaz, bileğim birazcık-'' cümlemi bitiremeden Nergis Hemşire okul formamı sıyırıp koluma baktı.

 ''Evet, görünürde bir şey yok. Neden bu kadar acele ettin ki Oğuz?'' Oğuz elini ensesine götürdü.

''Yoksa kendime hakim olamayacaktım,'' dedi. Nergis Hemşire de ciddice ''Anladım,'' dedi. Tam olarak ne oluyordu anlayamamıştım. Sonrasında teneffüs zili çaldı ve Oğuz beni sınıfa bırakırken numarasını verdi. ''Ne olursa olsun her zaman arayabilirsin,'' dedi ve sınıfına yöneldi. Bu aklıma Oğuz'un ''Beni kendi kendine sevmeni istiyorum,'' demesini getirdi.

Esma'nın Gözünden

 Okula gitmeden önce markete uğramıştım. Kızlarla yemek için bir şeyler alırken arkamdan bir el, almak üzere aldığım cipse uzanmıştı.

 ''Hey!'' diye arkamı döndüğümde Ali ile göz göze geldim. Artı, eli hala almak üzere olduğu cipste olduğu için hani şu filmlerdeki duvara kıstırma sahnesi var ya, tam da onu yaşıyorduk.

 ''Ne var?'' dedi Ali elini çekmeden.

 Onu ben alacaktım diyemeden, ''Boşver'' deyip yanından uzaklaşmaya çalıştım. Başıma bela almaya çok da meraklı değildim. Ama sanırım Ali meraklıydı, kolumu tuttu.

 ''Sen şu Gizem'in arkadaşısın değil mi?''

SADECE SANIRIM..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin