3

22 5 3
                                    

Can' ın sesini duymamla Aleyna'nın "Kanka bir baksana" diyerek dikkatimi dağıtması bir oldu. Aleyna'ya kısaca bakıp Can' a gülümserken Aleyna hiç oralı olmadan Esma ile konuşmaya başlamıştı.

"Oooo sucuklu tost. Alırım bir dal." Koparıp verdiğim tostu alırken gözleri çaktırmadan -ki ben çakmıştım- Aleyna'nın üstünde gezindi. Ama aksine Esma'ya seslendi.

"Ee Esma naber?"

Esma ile konuşmaya başladığı sırada bu sefer Aleyna Can'a kaçamak bakışlar atmaya başladı. Bu ikisi arasında uzunca bir süredir garip şeyler dönüyordu ama şu sıralar aklımı kurcalayan bu değildi.

Yusuf'un bana neden sert çıktığını anlamadığım ders bitiminde kızlarla çıkmaya hazırlanıyorduk.

"Kanka ne yapacaksın?"

Sorduğu soruyla başımı ondan tarafa çevirdim. "Ne hakkında?" Esma çantasını bırakıp gözlerimin içine baktı. "Ya şimdi güldük geçtik de, bu tost verme de neyin nesiydi?" Gözlerimi kısıp ben de ondan tarafa tamamen döndüm. "Tanımadığımız biri gelip sana tost verdi. Tamam tanımadık değil aynı okuldayız da, yani sence bu biraz garip değil miydi?" Sorusuyla düşünmeye başladım. Teknik olarak bana verdiğine hediye diyebilirdim sanırım. Ve hediyeyi verdiğin kişi genelde sevdiğin kişi olurdu. Yani zorla gittiğin doğum gününde sevmediğin kişiye anne zoruyla vermek istemediğin bir hediyeyi vermek dışında.

Anıları hatırlayınca gülümsedim ve Esma'nın "Kanka burda mısın?" sözüyle kendime geldim. "Evet garip. Peki şimdi ne yapacağım?" Oflayarak ben de onu soruyorum tarzı bir şeyler gevelediğinde yanımıza gelen Aleyna'yı fark ettik. Ne zaman yanımızdan gittiğini anlamaya çalıştığım sırada heyecanla konuşmaya başladı.

"Ee Yusuf ile Can gitti, biz de onlarla gidecek miyiz?" Soran gözlerle ona bakıyorduk, ben daha çok merak ediyordum tabii. "Kafeye diyorum, gitmiyor muyuz?" Kafamı olumsuz anlamda salladım Esma da bana destek verdi. "Sen git işte" deyince gözlerinin kızarmaya başladığını gören Esma ona dayanamadı. Birlikte hareket edip çantalarımızı takıp sınıftan ayrıldık.

Konuşarak çıktığımız okul yolundan birbirimize el sallarken "Kendine dikkat et, cidden," diyen Esma'ya gözlerimi devirdim.

Evimin kapısının önüne gelene kadar da yolda bunu düşündüm aslında. Cidden kitaplardaki şu saçma mafya şeysi tarzı bir şey değildir umarım diye düşündüm. Yani Yusuf'un ima ettiği gibi. Ah... Yusuf. Onu anlayamıyordum. Onunla tuhaf bir geçmişimiz vardı ve bu yüzden bana genel olarak tuhaf davranıyordu ama bu sefer ki daha bir farklıydı.

Hayır yani en fazla ne olabilirdi ki?

Bunu sorduğuma kesinlikle pişman olacağımı biliyordum.

Çünkü kapımın önünde bana tostu veren çocuk duruyordu.

Ya da şey mi demeliydim;

Oğuz?

SADECE SANIRIM..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin