Okul çıkışı Nil ile birlikte onun evine gelmiştik proje ödevini yapmak için. Geçenki olaylardan sonra bana daha ılımlı yaklaşıyordu o yüzden ortamda bir gerginlik yoktu ve bu durum beni mutlu etmişti.
Nil tuvalete girdiğinde ben de üstün körü odasını incelemeye başladım. Masasının üzerindeki çerçeveyi görüp elime aldım. Umut, Kaan, Akay ve Nil'in olduğu çok tatlı bir fotoğraftı. İyi bir arkadaşlıkları var sanırım.
"İki sene önce yaz tatilinde çekmiştik o fotoğrafı." Arkamdan Nil'in sesini duyunca çerçeveyi dikkatlice masaya geri yerleştirip ona döndüm. "Eğlenceli bir tatilmiş sanırım." dedim gülümseyerek.Nil derin bir nefes verip yatağına oturdu ve omuz silkti. Fotoğrafa bakarken "Aslında pek de öyle değildi." diye mırıldandı.
"Neden?" diye sordum.Nil bakışlarını bana çevirip bir müddet sustu ve öylece yüzüme baktı. "Akay'ın mental olarak iyi olmadığı bir dönemdi. Onun keyfini yerine getirmek için her şeyi denemiştik. En sonunda tuttuk kolundan tatile götürdük."
Hafifçe gülümseyip fotoğraftaki Akay'a daha dikkatli bakmaya başladım. "İşe yaradı mı bari? Modu yerine geldi mi?"Buruk bir tebessüm oluşunca yüzünde içten içe meraklanmıştım.
"Bize göstermemeye çalışıyordu ama kafası hep başka bir yerdeydi. Bu fotoğrafta da yarım saatlik de olsa o ruh halinden çıkmıştı. Gerçekten içten bir gülümseme görünce yüzünde anı ölümsüzleştirmek istedik. Zaten uzun zamandır o içten gülüş çok uğramaz yüzüne, arada sırada.""Ne sorunu var ki? Çok mu ciddi?" Endişelenmiştim ister istemez.
Nil gülüp "Ölüm kalım meselesi değil belki ama onda hissettirdiği şeyler çok da hafife alınır değil. Ama tabii bunu sana anlatamam." dedi. Başımı onaylarcasına salladım. "Elbette, sonuçta arkadaşının özeli."Yüzünde tatlı bir tebessüm oluştu bu sefer. "Arkadaştan öte, kardeşim gibi o benim. Taa ilkokuldan beri tanışıyoruz. Ben öyle herkesle anlaşabilen bir çocuk değildim, herkes kaçardı benden. Ama Akay her zaman yanımda oldu benim. Tabii ben de onun."
Ne güzel bir arkadaşlıktı."Vay be, kıskanmadım desem yalan olur. Şanslısınız." dedim şakayla karışık. Aynı zamanda masanın yanındaki sandalyeyi önüme çekip oturdum. "Aman aman nazar değdirirsin şimdi sus." Tepkisine kahkaha atmaya başladım istemsizce.
"Tamam tamam yemedik Akay'ını, almam elinden korkma." diye takıldım. O ise yüzünü buruşturup yatakta rahat bir pozisyona geçti.
"Bugün sen yokken Can sınıfa geldi bu arada. Yüzsüz mü bu ne diye peşinde dolanıyor habire?"Sandalyede bir tur döndüm. Bunu yapmayı çok seviyordum. "Muhtemelen." diye bıkkınlıkla mırıldandım. Nil dikkatle bana bakmaya başlayınca kısasa kısas yapıp ben de ona dikkatli bakışlar atmaya başladım. Benimkiler daha çok sorgulayıcıydı. "Can'ı gerçekten seviyor muydun? Yanlış anlama ama sende sadece kendini seven bir tip var."
"Can'a karşı bir şeyler hissediyordum tabii ki. Yoksa ne diye onunla olayım? Beni defalarca aldatmış birine şu an tiksinme hissediyorum ama zamanında seviyordum yani."
"O sürekli başkalarıyla takılmış durmuş ya hani senin de aklın başkasına kayar gibi oldu mu hiç? Ya da birileri ilgini hiç mi çekmedi? Yani bizim okulda yakışıklı olmayanı almıyorlar resmen."
Gülüp başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. "Hayır ben sadık biriyim, her anlamda. Yani yakışıklı çok evet farkındaydım hep ama bananeydi yani. Allah sahibine bağışlasın der geçerdim."
Dudaklarını büzüp "Vay be! Tam ilişki insanı. Hiç senlik durmuyor." dedi. "Fazla ön yargı." dedim ve gözlerimi devirdim.
"Özür dilerim ya ne yapayım bende de böyle, engel olamıyorum bazen." deyince "Sorun değil. Sonuçta insanları olduğu gibi kabul etmek lazım." diye konuyu kapattım.
"Akay da hep öyle der. Baya benziyorsunuz siz ha!" dedi yaramaz bir gülüşle.
Dudaklarımı büzüp "Bilmem, hiç dikkat etmedim." dedim.
"Akay'a mı?!" diye sordu abartılı bir tavırla. "Suç mu?" diye dalga geçtim.
"Yani şimdi arkadaşım diye demiyorum ama dehşet yakışıklıdır. O etrafa yaydığı enerji var ya kızların hep dibi düşer." diye arkadaşını övmeye başladı.
"Hiçbirine de bir şans vermemiş ama." Nil gözlerini belertip uzandığı yerden hafifçe doğruldu. "Sen nereden biliyorsun?"
Omuz silkip "Geçen bir sohbet olmuştu aramızda. Orada söylemişti." diye açıkladım.
"Siz konuşuyor musunuz?" diye sanki bu dünyanın en imkansız şeyiymiş gibi konuştu.
"Ee insanız ya hani, anlaşabilmek adına konuşuyoruz."
O, bu cevabımı umursamayıp gülmeye başladı. "Vay canına!"
"Ya ödev yapmaya diye geldik şu hale bak. Hadi yapalım da bitsin, gel." dedim ödevi hatırlayarak.
O ise dediğimi duymamış gibi "Akay nasıl biri sence?" diye sordu.
Şüpheyle gözlerimi kısıp "Arkadaşını bana mı soruyorsun?" dedim. "Yani merak ettim ne düşündüğünü." deyince sorgularcasına tek kaşımı kaldırdım. "Bizim hakkımızda ne düşündüğün canım... Bir tek Akay değil yani." diye devam etti.
"Ya Nil saçma saçma konuşma hadi halledelim şu ödev işini."
"Ay iyi tamam be." deyip oflaya oflaya yanıma geldi ve birlikte ödevi yapmaya başladık.
Bir buçuk saatin ardından Nil elindeki kalemi masaya atıp "Ay yeter! Tamam bırakalım kalanını sonra yaparız." diye hayıflandı. Aslında haklıydı ben de yorulmuştu m ve sıkılmıştım. Sulanan gözlerimi ovuştururken odanın kapısı açıldı. "Kızım."
Duruşuma çeki düzen verip kapının önünde duran kadına baktım. Sanırım Nil'in annesiydi. Biz eve geldiğimizde annesi de babası da işteymiş öyle demişti Nil bana.
Kadının bakışları bana kayınca şaşkınlıkla baştan aşağı dikkatlice inceledi beni. Oturduğum yerden kalkıp bir iki adım attım öne doğru.
"Merhaba." dedim. Kadının bakışları Nil'e kaydı bir an için ardından yine bana çevrildi. Yüzünde şaşkın bir gülüş oluştu. Elini uzattı bana. "Sen şu meşhur Aden değil misin?" Kaşlarım havalandı. Nil bir anda gülünce ikimizin de bakışları ona kaydı. "Ahaha anne ya." bana bakıp "Ee tabii ünlü olunca böyle oluyor." dedi. Tekrar annesine baktı. "Evet annecim bak meşhur Aden. Hani şu babası futbolcu annesi voleybolcu olan. Hani okuduğum kolejin sahibi. Hatta aynı sınıftayız falan bizimkilerle. Akay, Umut, Kaan, Akay...Akay demiştim başta değil mi? Öyle işte."Annesi "Hee.." diye mırıldanıp bana baktı. "Memnun oldum Aden. Hoşgeldin evimize. Ben Nil'in annesi Suzan." Uzattığı elini sıkıp "Memnun oldum Suzan hanım." dedim. "Abla demen yeterli kızım."
Gülümseyip "Peki." diye mırıldandım.
"Siz ne yapıyordunuz bu arada?"
diye sorunca Nil "Ödev anne." diye yanıtladı annesini. "Ah öyle mi tamam o zaman ben rahatsız etmeyeyim sizi daha fazla.""Gerek yok başka zaman devam edeceğiz zaten ödeve. Ben de tam gidiyordum." deyip köşeye bıraktığım çantamı alıp eşyalarımı içine geri koymaya başladım. "Akşam yemeğine kalsaydın. Seni daha yakından tanımak isteriz."
"Bugün olmaz ama başka bir zaman mutlaka telafi etmek isterim. Kusura bakmayın." dedim.
"Peki nasıl istersen. Teklif var ısrar yok. O zaman bir ara yemeğe bekliyoruz seni." Samimi tavrına karşı aynı samimiyetle gülüp onlarla vedalaştım ve evden ayrıldım.
°°°°°°°°°
Oy verir misiniz 🙏💕🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SICAK ŞARAP || yarı texting (+18)
Teen FictionBabası Beşiktaş'ın eski yıldız futbolcusu, annesi de pek çok kez milli forma giymiş ünlü voleybolcu... Eh haliyle insanlar tarafından tanınan, takip edilen, merak edilen bir isim Aden Akgül. Kimisi sever kimisi kıskanır kimisi ise hiç haz etmez onda...