dört

799 69 17
                                    

Büyük bir heyecanla okula girdim. Bugün sabahtan ilk iki ders öğretmenler arasında toplantı olduğu için boştuk. Ve ben her şey için özellikle bugünü seçmiştim.

Okulumuz çok büyük olmasına rağmen çok az öğrenci okuyordu. Ve bu da aslında daha kaliteli ve daha rahat bir eğitim alanı oluşturuyordu. Bu sayede yalnızca iki yüz elli kişi okuduğu için herkes birbirini tanırdı. Kocaman bir kantinimiz vardı ve neredeyse tüm öğrenciler sığıyordu ve güzel bir kantin olduğu için çoğunlukla burada olurdu herkes.

Ben de sınıfa eşyalarımı bırakıp kantine indim. Dediğim gibi dersin de boş olmasından kaynaklanan bir kalabalık vardı. Tam istediğim gibi.
Okulun klasik bir itiraf sayfası vardı Instagram'da. Her şey orada konuşulurdu. Kim olduğu bilinmiyordu açanın açıkçası çok da üzerinde durmamıştım. Yalnızca dün elimdekileri ona atmıştım ve artık her kimse o da fazlasıyla heyecanla paylaşmayı kabul etmişti. Sanırım kaostan besleniyordu. İşime gelir.

Tam zamanı olduğu için telefonumu çıkarıp hesabın sahibine mesaj attım. Anında görüldü olmuştu. Bir dakika geçmeden attıklarım ana sayfama düştü. Gülerek etrafa bakmaya başladım. Birazdan herkes her şeyi görürdü.

Nitekim öyle de oldu. O ona söyledi. Biri bir diğerine gösterdi ve koca kantinde herkes şaşkın bir şekilde paylaşılanlara bakmaya başladı.
Atılan görüntülerin ana kahramanı da her şeyi öğrenmiş olacak ki sinirle bana doğru geliyordu. Ama suratındaki kızarıklığın sinirden olduğunu sanmıyorum.

"Sen yaptın değil mi?!" diye bağırıp oturduğum masaya vurdu. "Önce sesini alçat bi' bakayım."

"Nasıl böyle bir şeyi yaparsın? NASIL?"

"Aslında çok basit oldu. Bu işlerden anlayan birini bulmam yetti." dedim yalnızca onun duyabileceği bir şekilde. Bu dediğime daha fazla sinirlenip boyalı sarı saçlarını çekiştirdi. "Buna hakkın yoktu. Suçlu ben değilim anlıyor musun? Git sinirini Can'dan çıkart!"

Gülerek doğruldum. "Hadi ya! Benim varlığımdan haberin yok muydu yani anlamadım? Ya da telefonundaki konuştuğun erkeklerin de hayatındaki kızlardan haberin yok muydu? Ay yoksa sen de mi kandırıldın ha? Ya inanamıyorum ben nasıl yaparım böyle bir şey?! Özür dilerim beni affedebilecek misin?" dedim sahte bir üzüntüyle. Dudaklarımı büzüp yüzümü ekşittim.

Ağzını açıp tek bir kelime bile edemeden iki tane kız sinirle buraya gelmeye başladı. Sanırım bu konuştuğu erkeklerin sevgilileriydi. Gerçi eğer akıllılarsa artık sevgilileri olmazlar.

Yanımıza geldiklerinde biri "Sana inanamıyorum sevgilimi mi ayarttın pislik!" diye bağırınca araya girdim. "Umarım aynı hesabı sizi aldatan sevgilinize sorup da gelmişsinizdir. Malum tek taraflı değil ya hani." dedim. Kızlar bana dönüp "Onlara da soracağız merak etme." dediler. "Pekâlâ buyurun o zaman sıra sizin." dedim ve elimle referans yapıp geriye çekildim. Gül korkulu bir ifadeyle onu dövecekmiş gibi duran kızlara bakıyordu. Arada bana da dönüyordu o bakışlar ama daha çok hepsi senin yüzünden dermiş gibi sinirli oluyordu. Bense gülümsemekle yetiniyordum.

Kantindeki kalabalık merakla kavgayı izlerken ben daha fazla durmak istemediğim için kantinin çıkışına yöneldim. Kantinden içeriye hızla giren Can'ın gözleri direkt beni buldu ve yanıma geldi.
"Sen mi yaptın?" Susup yüzüne baktım yalnızca.

SICAK ŞARAP || yarı texting (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin