onüç

518 56 10
                                    

"Aden!"
Durup sesin geldiği yere baktım. Nil'di. Hızlı adımlarla bana geliyordu. Nefes nefese yanıma vardığında "Efendim." dedim.

Bir süre susup yüzüme baktı.
"Neden yaptın bunu?"

"Neyi?"

"Bana yardım etmeni. Bir nevi kurtardın beni. Neden yaptın?"

Yüzümü garip bir ifade bürüdüğünde "Neden yapmayayım?" diye sordum.

Eliyle saçlarını geriye atıp "Yani, çok iyi anlaştığımız söylenemez." diye açıklama yaptı. Gülüp omzumdan düşen çantamı düzelttim. "Benim seninle bir derdim yok. Anlaşamayan sensin. Benlik bir durum yok yani. Ayrıca ne yapmamı bekliyordun ki?" diye sordum son olarak. Bir cevap gelmediğinde devam ettim. "Üç kişi birini kenarda sıkıştırmış, adil bir dövüş değil bir kere. Ve adil olmayan şeylerden haz etmem. Hangi taraf haklı hangisi haksız orası umrumda olmaz. Ha eğer teke tekse geçer giderim ilgilenmem anladın mı? Amacım özellikle seni kurtarmak değildi. O an benden haz etmemen sana yardım etmemi engelleyecek bir husus değildi."

Nil sözlerimi dikkatle dinleyip en sonunda gözlerini kaçırdı. "Sahi Nil, sen neden benden haz etmiyorsun? Seninle geçen sene de çok muhabbetimiz yoktu. Sana bir şey yapmış olsam hatırlarım. Hayır Umut olayından sonra olan bir durum da değil bana karşı hep böyleydin." diye sorguladım.

"Umut olayı mı?" diye sordu onca lafımın arasında buna dikkat ederek. "Geçen Umut'tan bir yardım istemiştim ya o olayı diyorum. Gereksiz bir kıskançlık yaşamıştın. Diyorum ki o olaydan sonra bana cephe alsan anlayacağım. Ama çok öncesine dayanıyor bu durum."

"Ne kıskançlığı? Yok öyle bir şey!"
diye çıkışınca kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Aynen inandım canım. Oradan bakılınca salak gibi mi duruyorum?

"Kendini kandırmayı bırak Nil. Ya da belki de beni kandırmaya çalışıyorsundur ama farkındayım. Umut'a karşı bir şeyler hissediyorsun." diye açıkça konuştum. Nil kocaman olmuş gözleriyle bana bakarken devam ettim. "Ya da belki daha da fazlası. Aşıksındır." Nil hızla eliyle dudaklarımı kapatıp "Sus sus! Biri duyacak. Saçmalama yok öyle bir şey o da nereden çıktı?" derken bir yandan etrafı kolaçan ediyordu.

"Sizin birbirinize olan duygularınızın ikiniz dışında herkes farkında bence. Değillerse de körlerdir. Ama ben kör bile olsam anlardım Nil." dedim gülerek.

"Nasıl, birbirinize olan duygularınız mı? O ne demek?" diye sordu heyecan dolu bir sesle. Dudaklarımı birbirine bastırıp gülüşünü engelledim. "Ya siz gerçekten anlamıyor musunuz birbirinizi? Şu an yazışıyor olsaydık satırlarca random atmıştım." dedim dayanamayıp gülerek.

"Ne demek istiyorsun Aden açık konuş." dedi sinirle. Elimi omzuna atıp dost tavsiyesi verir gibi "Sen önce kendine açık ol, duygularına açık ol ve onları kabullen. Gerisi hallolur." dedim ve "Hadi ben kaçar." diye ekledim. Birkaç adım atmışken durup tekrar Nil'e döndüm. Bıraktığım yerde şok olmuş bir ifadeyle dikiliyordu. Gülüp seslendim.

"Bu arada şu proje işini hemen halledelim de aradan çıksın."
Nil kafası karışmış bir şekilde bana dönüp kafasını salladı. "Tamam. Bugün işim var ondan sonraki günler boşum. İstersen yarın yaparız." dedi dümdüz.

"Yarın olmaz voleybol antrenmanım var. Ama ondan sonraki gün boşum. Sana uyarsa o gün yapalım." Nil beni onaylayınca uzaklaşıp beni bekleyen arabaya bindim.

SICAK ŞARAP || yarı texting (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin