30.BÖLÜM " ACIYA GÜLEREK CEVAP VERME SANATI "
Sizin hiç nefes verdiğiniz can oldu mu? Benim oldu. Bir kere oldu... sizin hiç ruhunuz öldü mü? Benim öldü. Bir kere öldü ....
Öyle bir andayım ki tabiri caizse boka batmış bir dünyanın kirli beyaz kedisi gibiydim.
Kaçışım yok, kurtuluşum muamma...
tek bildiğim şey hiçbir şey bilmediğim.
Babam çok küçük yaştan beri şey derdi " Bu hayatta çok sevilen insan dışında hiçbir varlıktan korkma. "
Bir hastalık, vücudumda dolaşan hücreler... Korkunun ecele hiçbir faydası yoktur derler. Haklılar sanırım.
Şimdi bakıyorum da umudumuz tükenmiş, hayallerimiz yarıda kesilmiş, mutlu son yalanını ispatlamışız. Ama ya inadımız, ya ümidimiz?
Özgür eli titreyerek gözlerini kapatıp açıyordu. Kaşlarını çattı, ela ile karışık kahvenin en güzel tonu gözleri suları biriktirmeye başlamıştı.
Franz Kafka'nın dediği gibi " Bugün yağmur göz kapaklarına yağıyordu "
Uzunca yüzüne baktım. Hiçbir şeyden korkmayan ben, hiçbir şeyde kendini hesaba katmayan ben bu sefer ölüm ihtimalinden değil de, Özgür'süzlük ihtimaline karşı intiharlar biriktiriyordum.
" Kanser teşhisi... Kanser teşhisi ..."
Bu cümle kulaklarımda yankılanırken Özgür bir anda kapıyı çarpıp odadan çıktı. Korkuyla beraber doktora cevap dahi vermeden odadan çıktım. Özgür hızla çıkışa doğru giderken peşinden bağırmaktan başka hiçbir şey yapamıyordum. Hastane koridorlarında ki herkes bizi izlerken, tek yapabildiğim şey arkasından bağırmaktı.
" Özgür lütfen dur... Özgür .... Özgür bir saniye bekler misin? Özgür lütfen dur."
O hızlı ve kendinden emin adımlarla yürürken ben koşmaya başladım. Merdivenleri atlaya atlaya inerken o arabaya binmişti bile. Tam arabayı çalıştırmışken yetiştim.
" Firuze in arabadan!"
" Bana sakın bağırma Özgür Özdil. "
" Firuze in dedim!"
Ağlamamak için zor duran sesi ile bana bakıyordu. Şu an tabiri caizse bana yalvarıyordu. Karşımda kışın sokağa atılmış kedi gibi ; sesi titreye titreye, içi paramparça haldeydi.
" Özgür inmeyeceğim. Önce konuşacağız sonra da kafamızı toplayıp doktorun yanına geri döneceğiz."
Özgür bana cevap dahi vermeden arabayı sürmeye başladı. Son hızda giderken içim korkuyla sıkışıyordu.
" Özgür yavaş git... Özgür yavaş... Özgür dur artık! "
Özgür beni aldırış etmeden yoluna devam ederken gittiği yolu fark ettim. Ölüm sokağına doğru gidiyordu. Her iç çekişinde tüylerim daha da ürperiyor, aklıma hastalık dışında her şey geliyordu.
Nihayet durmuştuk. Arabayı uçurumun kenarına park edip indi. Bende peşinden arabadan inerken bir anda uçurumunun dibinde dikildi ve bağırmaya başladı.
" Yeter, yeter! Allah'ım isyan etmek istemiyorum. Gerçekten sana isyanım yok ama neden hep Özgür kulun? Neden hep ben bu şeyle baş başa kakıyorum? Neden hep sevdiğimi elimden almaya kalkıyorsun. Yalnızlık sana mahsus ama neden beni yalnız bırakmaya yeminlisin Allah'ım?"
Özgür haykırdıkça gözyaşlarım birer birer dökülüyordu.
Ve bir anda kollarını açıp ağlamaya başladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/254990447-288-k326004.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİLİTLİ KAPILAR AÇILSA
Ficção AdolescenteTiyatro metin yazarı olan Firuze , hayallerini yaşamak için her şeyden vazgeçebilecek , gözü kara ve çok başarılı bir kadındır . Kendisi için en değerli olan tiyatrosunda bir anda akıl almaz bir an yaşanır ve o an birçok kapıyı açacaktır . Firuze'n...