31. BÖLÜM /"MEFTUN"

10 5 0
                                    

31.BÖLÜM" MEFTUN"

Yeniden başlamak cümlesi hep çok basit gelirdi bana. Yeniden doğmuyoruz, hayat ayını, yaşadığımız yer, yaşadığımız insanlar aynı nasıl yeniden başlanılır ki gibi cümleler dolaşırdı kafamda. Şimdi ise ezberleyecek hale geldim. Yeni bir hikayenin yeni bir kahramanı olmaya hazırlanıyordum. Yolum oldukça engebeliydi. Ama yılmak, bırakmak, ümitsizliğe kapılmak korkakların işidir. Ben kendime yakışanı yapacağım. Her attığım adımı diğerinden daha mutlu, diğerinden daha bir güçlü atacağım. Gözlerim sema ile kavuştuğunda, huzurun tesiri altında kalacağım. Yine yazacağım o satırları ; yazdıkça güçlenecek, okudukça ayakta kalacaktım. Bir ayyaşın sigara içip ayakta kalması gibi kalacaktım hem de ...

Babaannem ve Aydın Bey evden çıkmış, Özgür ile baş başa kalmıştık. Hastaneye yatana kadar babamda dahil olmak üzere kimseye bir şeyden bahsetmeyecektik. Bugün pot kırmamak için eve gitmeyecek, Hande'ye ise turne için Gaziantep'e gitti denilenecek. Birkaç gün eve dönmeyecektim.

İş yerindekilere de acil turneye gitmesi gerekti denecekti. Her birine ayrı bahaneler ve ayrı yalanlar uydururken şimdiden deli gibi özlemiştim herkesi.

Özgür'de yıllık izininin 2 haftası izin almıştı. Koskoca iki hafta bizi bekliyordu. Özgür'ün evinde onun odasında kalacaktım. Her akşam babaannem bizi ziyaret edecekti. Tabii bu 4-5 gün anca sürecekti. Bu süreçte onun evinde kalmak bile içime sinmiyordu. Kimisinin hoşuna gitsede benim için oldukça rahatsız edici bir vaziyetti.

Özgür'ün salonunda oturup, bir yandan Özdemir Asaf şiirleri okurken ; yanımda çalan plak sesiyle çehremde oldukça büyük bir tebessüme yer verildi.

Bir anda elimden tutarak nazikçe ayağı kaldırdı. Göğsümde ki ağrıyı bildiği için asla gövdesini yaklaştırmadan dans etmeye başladı benimle. Belli bir süre dans ettikten sonra üzerime verdiği yorgan ile balkonuna çıktık.

" Hava alman gerekiyor ama üşütmemen için çok durmayacağız."

Halsizce başımı sallayıp balkona çıktım. Özgür'ün İzmir'de ki çoğu ev gibi denize bakan evinin manzarasında kaybolup gidiyordum.

" Gecenin mehtabı çok güzel Özgür ..."

" Çok etkileyici değil mi Firuze?"

Onaylarmışçasına kafamı salladım.

" Deniz, ay, ışık ve her şeyden önemlisi sessizlikle ahenk ile dans eden plak şarkıları... ve senin elinden içtiğim güzel bir kahve ..."

Başımı Özgür'ün omzuna doğru yasladığımda Özgür gülmeye başladı.

" Ne oldu be? "

Bir insan hem bu kadar güçlü olup , hem de nasıl bu kadar saf olur? Dünyaya rağmen, insanlara rağmen masum kalman bir yana ; çok ufak şeylerden mutlu oluyorsun. Bu da benim insanlığa dair umut yeşermemi sağlıyor. " Hala bir umut var " diyorum heyecanla. Ama sonra ..., derken Özgür'ün bir anda yüzü düşmüştü.

Kafamı kaldırıp uzunca çehresine baktım. İçimden geçirdim yine " Elaya yakın kahvenin en güzel tonu!"

" Ama dedin devam etmedin Özgür. Ama ney?"

" Ama sonrasında televizyonu açıyorum. Bir bakıyorum gencecik bir kadın bir adamı reddettiği için katledilmiş. Sonra uzunca düşünüyorum Firuze'm. Birkaç satır çıkartıyorum kendime. Sonra karşımda o şeref yoksunu varmış gibi konuşmaya başlıyorum ; Elde edemeyince, gülüşünün sebebi ne yapsan sen olmayınca,kendi ayakları üzerinde durduğu için, seni istemediği için yedirtmedin. Güzel gülüşünün nedeni, senden güçlü attığı adımların hiçbirine sahip olamadığın için, çaresizlikten öldürdün.Çünkü sen ve o lanet egon çaresizlik ve güçsüzlükten ancak bunu yapabilirdi.Kabullenmek, anlamak insanı diğer canlılardan ayıran en büyük özellik. Tabii bunu kullanacak zekayı bulmak ayrı bir özellik. Egosunu tatmin edemeyen güçsüzlerin işidir öldürmek... ve bir kadını egosunu tatmin etmek için öldüren binlercesi geliyor aklıma Firuze. Bunlar dökülüyor dudaklarımdan. Sonra bir gazete açıyorum regl oldu diye evlendirilen kız çocuğunu görüyorum.

KİLİTLİ KAPILAR AÇILSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin