5.BÖLÜM

4.6K 242 25
                                    

"Teşekkür ederim, çok teşekkür ederim." Kafasını salladı, elleriyle saçlarını geriye attı. "Önemli değil, seviyorum gitar çalmayı da öğretmeyi de."

Buğra o teklifi sunduktan sonra Cem sürükleyerek beni Buğra'nın odasına götürmüş ilk dersi vermesini sağlamıştı.

Çoğu zaman gösterdiği hareketleri yanlış yapsamda sabırla öğretmişti. Açıkçası ondan böyle bir şey beklemiyordum, beni sevmediğini sanıyordum. "Diğer dersi ne zaman verirsin?"

"Aynı evde yaşıyoruz zaten, buluruz bir ara illaki." Gülümsedim, müziği seviyordum. "Aşağı ineceğim, gelecek misin?"

Kaşlarını kaldırıp indirdi, beni hala sevmiyordu. Sadece ailesi için katlanmaya çalışıyor, bunu bana bazı şeyleri öğreterek eğlenceli hale getiriyordu. "Arkadaşım gelecek yemeğe, kapı çalarsa açar mısın? Cem ve Burak çıktı sanırım."

Kafamı salladım, çıktım odadan. Gitar çalmayı öğrenecek olmamın mutluluğu ile zıplayarak indim merdivenleri, Cem burada olsaydı bunu ona anlatırdım. "Yavaş Duygu, ne oluyor?"

Son basamağıda inip kapıdan yeni giren Mertcan'a gülümsedim kocaman. "Buğra bana gitar çalmayı öğretiyor, ondan bu kadar mutluyum." Gülümsedi, elleriyle saçlarımı dağıtıp beni koltuk altına çekti.

"İyiymiş." Salona doğru ilerledi, koltuk altında ben olduğum için bende onunla birlikte ilerledim.

"Sana bir şey aldım, hemen reddetme bu senin hakkın." Yan yana oturuyorduk, koltuk altından hala çıkamamıştım. "Zahmet etmeseydin keşke."

"Bu dönemde bir ihtiyaç Duygu, hem arkadaşların ile konuşursun." Kaşlarımı kaldırdım, ne almıştı? Telefon mu? İhtiyacım yoktu ki, bana bir şey almalarını istemiyordum. 

"Gerek yok, aslında."  Kafasını salladı, gözleri her zamanki gibi yüzümde dolaştı.  

"Hediye değil aslında, senin hakkın. Biz yeterince bu ailenin ekmeğini yedik.  Sıra sende. O yüzden lütfen sana aldığımız, verdiğimiz her şeyi kabul et."

Gözlerimi yumdum, haklıydı. Kutuyu aldım, sonra açardım nasıl olsa.  "Teşekkür ederim." Gülümsedi, gülümsemesi gerçekten güzeldi ama gerekmedikçe gülümsemiyordu. Sebebi neydi?

"Ben odama çıkıyorum, üzerimi değiştirmem lazım."   Kafamı salladım, merdivenlere ilerlediği sırada duraksayıp bana döndü. "Odanda bir kapı var, oradan içeri geç. Üstünü değiştirmen için gerekli eşyalar var."

Gözlerimi utançla kapattım, kokmuştum tabii. Üç gündür, kendimle ilgilenememiştim. Gözlerimi açtığımda

Mertcan burada değildi, beni kendimle bırakmıştı. Hızla yerimden kalktım, telefon kutusunu bile almadan odama ilerledim. Duş almalı, temizlenmeliydim.

Daha önce girmediğim odanın kapısını açtım, gözlerim hayretle açıldı. Paraları fazlaydı, nereye harcayacaklarını bilmiyorlardı. Giyinme odası, sadece bana ait bir giyinme odası.

🦋

Saçlarımı taramaya devam ettim, birbirine girmişti. Duşta gereğinden fazla kalmış, tamamen temizlenmiştim. 

Giydiğim uzun kollu tişört ve eşofman ile de bayağı bir rahatlamıştım.

Temizlik gerçekten insanı rahatlatıyordu, tarağı son kez aşağı doğru çektim.  Saç diplerim sızlamaya başladı, derin bir nefes aldım. 

Ben saçlarımı asla tarayamazdım, her taradığımda saçımı yolardım. Sürekli Aylin tarardı saçlarımı, canım acımaması için.

Onu arayacağımı aklıma not edip işime devam ettim.  "Yardıma ihtiyacın varmış gibi gözüküyor."  Burak'ın sesini duymamla sıçramam bir olmuştu.

Ölü Yıllar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin