6.BÖLÜM

3.9K 228 27
                                    

"Ama gözlerinde çok güzel." Küçük ellerini, karşısındaki çocuğun yüzüne doğru kaldırdı. Çocuk gülümseyerek tuttu kızın ellerini.   "Senin gözlerinden daha güzel olduğunu düşünmüyorum." Küçük kız, çocuğun yanaklarını sıktı.  "Arda, güneş kaybolana kadar burada kalmak istiyorum."

Çocuk yeşil gözlerini kısarak baktı küçük kıza, ellerini saçlarında gezdirdi. "Olmaz Duygu, gitmelisin." Küçük kızın yüzü düşerken ellerini de çekti, çocuğun yanaklarından.  "Zaten ne zaman tamam dedin ki, Arda?"  

Çocuk, kaşlarını çatarak küçük kıza baktı.  "Arda abi, Duygu! Arda abi!"

Tesadüf mü? Sanmam. Kader? Muhtemelen. Yıllar sonra, tam tamına on iki yıl sonra.  Ailemi bulduğum zaman tekrardan karşılaştığım çocukluk aşkım, her zaman beklediğim ilk hayal kırıklığım.

Yerimden hırsla kalktım, Arda'nın hangi odada kaldığını bilmiyordum. Hızlı adımlarla koridorda ilerliyordum, gecenin kaçıydı bilmiyordum. Herhangi biri uyanabilirdi, umrumda değildi.

"Hop! Yavaş. Ne oluyor?"  Ağrıyan alnımı görmezden geldim, onu umursamayacak kadar canım yanıyordu.   

"Nerede kalıyor Arda."  Kaşlarını çattı Buğra, yüzümü incelemeye başladı. 

"Sana ne Arda'dan?" Gözlerimi kapattım, açtım bir kaç saniye. Sakinleşmem gerekiyordu.

"Sana ne benden?"  Sert ve soğuk sesim ile daha da gerildi.  "Gece gece ne oluyor?" 

Mertcan'ın sesini duymam ile yumruğumu Buğra'nın karnına geçirdim. Acı çekmişti, inledi.   Oh olsun! Bıraksaydı şimdi Arda ile yüzleşecektim.

"Kardeşine sor abi, Arda'yla konuşmak istiyor. Gece gece!" Dişlerinin arasından konuşmuştu, umarım yanlış bir şey ima etmiyordu. 

"Duygu, ne oluyor?"  Sinirden gözlerim dolarken ayağımı yere vurdum. 

"Yeter be! Size hesap vermek zorunda mıyım ben? Kimsiniz siz ya? İstediğimi yaparım." 

Bağırmıştım, Cem'in odasının ışığı yandı.

Daha fazla durmayarak odama ilerledim. Mertcan'ın kırgınlık ile kaplı yüzüne bakmayı istememiştim daha fazla.  

Başımı ellerim arasına aldım, göz yaşlarım yanaklarımı ıslatıyordu. Yatağımın yanında duran telefonu aldım.

Aylin'e yarın görüşmemiz gerektiğine dair mesaj attım. Beni ancak o anlardı, beni en çok o bilirdi. 

Titreyen ellerimle zar zor yazdım mesajı, hıçkırıklarım serbest kalınca elimi dudaklarıma bastırdım. 

Canım yanıyordu, canım çok yanıyordu.

                                        🦋

Gözlerimi açmakta zorlanıyordum, ağrıyorlardı.  Gece ağlayarak uyuya kaldığım için kızarmışlardı, berbat gözüküyordum. 

Ayağa kalkıp hazırlandım, saçlarımı taradım. Kıyafetlerimi giyerken özen göstermedim.

Üzerime çökmüş bir yorgunluk vardı, gözlerimin ağrıması uykumu da getiriyordu. Yeni uyanmıştım ama sürekli uyumak istiyordum. 

Merdivenleri indim, kahvaltıya oturmamışlardı henüz.

   "Günaydın kızım." 

Dilek Hanım'ı görmem ile kaşlarımı çatmam bir oldu, ne zaman gelmişti?

Ölü Yıllar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin