doğum günü

3 1 0
                                    

Bugün Painin doğum günüydü. Ailem bu yüzden doğum günüm şerefine balo salonunda parti veriyordu. Günüm aşırı yoğun ve çok fazla insanla geçtiği için Olyyi hiç görmedim.

Parti bir saat önce başlamıştı. Tanıdığım ve tanımadığım kalabalık gruplar ile konuşmak zorunda kalıyor sürekli karşılıklı reverans yapmaktan yoruluyordum. Biraz hava almam lazım çünkü doğum günüm değil de ölüm günüm gibi hissediyorum.

Salonun ikinci katına çıktığımda bir kaç kişi dışında kimsenin olmadığını fark ettim ve derin bir iç çektim. Balkona çıkmak için yürürken soldaki kapısı açık oda gözüme çarptı. Oraya doğru yaklaşınca içeride luxorun elinde içki şişesiyle derin derin pencereden dışarıya baktığını gördüm.

Kapıyı tıklattığımda dönüp bana baktı. " Doğum günüme gelmeniz beni şaşırttı doğrusu." Dedim kinayeyle. Luxor endişeli halinden bir şey kaybetmemiş hala pencereye bakıyordu. Oflayarak yanına oturdum.

" Bir sorun mu var? Sizi dertli gördüm. " dedim. Pencereden yüzünü yere doğru çevirdi ve iç çekti. " Kardeşim çok hasta ve olabildiğince onu mutlu etmeye çalışıyorum ama o kendini hep insanlardan soyutluyor. " dedi.

" Anladım, zor olmalı. Özel değilse eğer hastalığını sorabilir miyim?" dedim. "Aslında belirli bir hastalık değil ama bünyesi çok zayıf üşütmesi bile onun için ölümcül hale gelebiliyor. Bu yüzden doğduğundan beri evde hapis gibi hayat yaşıyor. " dedi.

" Gerçekten onun için zor olmalı, bünyesi için her hangi bir tedavi gördü mü peki?" " Elbette çok fazla doktor gezdik fakat hiç birisi sorunu çözemedi. " dedi.

Benim geldiğim zamanda genelde bu tarz bağışıklık sorunları kansızlık ile alakalıydı ya da kandaki bazı maddelerin eksikliğinden ama şimdi işler nasıl yürüyor bilmiyordum.

Az süren sessizliğimiz sonunda " Kan değerlerine baktırdınız mi?" Dedim. Kaşlarını çattı ve elini çenesine götürüp düşünmeye başladı. " Sorunun kanda olduğunu sanmıyorum öyle olsa doktorlar bunu fark ederlerdi. " dedi. "

Pekala o zaman şöyle söyleyeyim kardeşinin evde çok kalması onun için aslında daha kötü oluyor çünkü bağışıklığı düşük diyorsun ve onu güneşten alacağı vitaminden mahrum bırakıyorsunuz. Eğer temiz bir şekilde her gün güneşlenmesini sağlarsanız onun için daha iyi olacağına eminim." Dedim.

" Haklı olabilirsin fakat bu korku bizi ele geçirdi. Hava bile bize pismiş gibi geliyor." dedi. Yaşadığı üzüntü gerçekten buradan belli oluyordu. Hic kardeşim olmamıştı ve nasıl bir duygu olduğunu sadece pai sayesinde az bir şey tatmıştım fakat ablalarımla büyüyen ben değildim. Bu yüzden onlara karşı aşırı bir bağlılığım yoktu . Yine de onların başına bir şey gelse eminim ki ben de çok üzülürdüm. Elimle omzunu sivazlayarak kafasını dağıtması için onu aşağıya çağırdım. Buruk bir şekilde bana tebessüm ettikten sonra ayağa kalktı ve kolunu bana uzattı.

Bende koluna girdikten sonra birlikte odadan çıkıp aşağıya inmeye başladık. Aşağıda duran ablalarım ve annemler hepsi biz inerken buraya dönmüştü. Annemin bakışlarından anladığım kadarı ile bu durumdan hoşlanmamıştı.

Muhtemelen Olyy ile benim nişanlı olduğumdan kaynaklı Luxor ile yakın olmam hoşuna gitmiyordu. Öyleyse beni elin adamları ile dans kursuna gönderirken aklı neredeydi acaba. Annemin bakışlarından kaçmak için luxora döndüm. Oda onu izlediğimi fark edip bana doğru döndü ve sırıttı. Sanırım tanıdığımdan beri ilk defa bana karşı öküz gibi davranmıyordu.

Heralde insanlara karşı önyargı yapmamak gerekiyormuş. Birlikte bir masanın yanında durduğumuzda masadan içki aldım ve kafama diktim. İçkinin tadı gerçek anlamda bok gibiydi. Boğazıma kaçtığı için öksürüp duruyordum. Ikinci bardağı da boğazımda ki gıcık geçsin diye alirken Luxor elimden bardağı alıp " Hop, yavaş ol doğum günü kızı sarhoş olmak istemezsin. Hafi gel dans edelim ." Dedi göz kırparak.

İliumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin